Orta oyunu gibi

Sayın bakanım, G.Saray- F.Bahçe maçında federasyon, G.Saray yönetimi, emniyet, valilik ve siz sınıfta kaldınız. Bunu bir şekilde temizleyebilirsiniz, ya yetkilileri görevden alırsınız, ya da istifa edersiniz.. Gerisi orta oyunudur..

İKİ hafta önce Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Maraton Programı'na gelip birebir öyle şeyler anlattı ki, "Tamam" dedim.. "Yıllardır Türkiye'de görmediğim kararlılıkta ve üstüne aldığı işi sonuna kadar takip edecek bir bakana rastladım." Hem de pramitin en tepesindeki iki takımın, yani G.Saray ile F.Bahçe'nin oynayacağı maçtan 15 gün önce..

Ve bakanın ağzından şu cümleler çıktı, "Sayın Toroğlu Başbakan'ın, Bakanlar Kurulu'nda, hem bana, hem de İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya bakarak söylediği cümleler var, onun için de diyorum ki, bu işleri yetkililer düzeltecekler. Düzeltmezlerse biz de gerekeni onlara yapacağız..."

Para vermişler

G.Saray Başkanı ve yönetim kurulu sınıfta kaldı. Stat, Ali Sami Yen, yani G.Saray'ın evi. Ergun Gürsoy diyor ki, "Tamam biz seyirciye bilet verdik ama onlar bu biletler az diyerek bize geri verdiler. Biz de bunun üzerine para verdik. Stadın her tarafı elek gibi.."

G.Saray Kulübü Başkanı diyor ki, "Seyircimize hakim olamıyoruz."

Şimdi burada duralım 15 dakika çay molası verelim. Maç başlarken ve 90 dakika boyunca tribünlerdeki merdivenlerde kimse oturmayacak. Bu işle görevli temsilci Yüksel Okçuoğlu maçtan yarım saat önce diyor ki, "Ben bu maçı başlatmayacağım" Ama emir demiri kesiyor. Tribünde arz-ı endam eden Federasyon Başkanı, "Oynatın" emrini veriyor.

Sayın Bakan... Bu emri veren seçilmiş Futbol Federasyonu Başkanı'na, "Lüften görevinizi bırakın, istifa edin" diyebiliyor musunuz?

Diyemiyorsunuz, diyemediniz..

Tekrar maça dönelim.. Tribünlerde merdivenler gözükmediği gibi statta fazla seyirci var. Bu net bir şekilde görünüyor. Peki, o zaman "Herkes yerine otursun" diye anons yaptırtmak gerekmiyor muydu? Yani elmalar yerlerine oturacaklar, armutlar ayakta kalacaklardı. Sonra gidecektiniz, o ayaktaki armutlara bilet soracaktınız.

Cek-cak dediniz

Sayın Canaydın, maç bitmiş, misafir takımın seyircileri deniz tarafındaki tribünlerde tutulurken, stadın ışıklarını söndürmek, dünya fair-play ödülü almış bir başkanın kulübüne yakışıyor mu?

Biraz uzayacaktı iş elbette.. Ama uzasın. Yani biletsiz seyirciyi veya varsa sahte biletli seyirciyi dışarı çıkaracaksınız. Bütün bunları yapamadınız. Yani emniyet güçleri ve G.Saray yönetimi olarak siz.. Ne olmasına karar vermiştiniz futbol cemaati olarak, "Maçı başlatmayalım."

Yani güvenlik güçleri vazifesini yapmadı. G.Saray'ın özel güvenliği vazifesini yapmadı. Futbol Federasyonu ve Başkanı vazifesini yapmadı. Ve maç başladı. Yani, bir çuval incir berbat oldu. Yani, işin içine ettiniz. Artık temizleyemezsiniz.

Sayın Bakanım, ortada bir cenaze var. Bunu bir şekilde temizleyebilirsiniz, ya altınızdaki yetkilileri görevden alırsınız, ya da... Ya da, sizin istifa etmeniz gerekir. Eğer bunların hiçbiri olmuyorsa, şu ana kadar yaptığınız toplantıların ve verilen beyanatların hepsi orta oyunudur.

Siz devletsiniz.. Adınızın ne olduğu da hiç önemli değil. İnönü Stadı'nda o çocuk öldürüldükten sonra siz hep cek-cak yaptınız. Aynen devam ediyorsunuz. Onun için de kamuoyundan özür diliyorum. Burada da yanılmışım.

MÜHİM NOT: Yukarıdaki yazıyı pazar akşamı maçı kazanan G.Saray Futbol takımı ile sakın karıştırmayın. Sarı kırmızılılar mükemmel oynadılar. Yani Fenerbahçe kötü oynadığı için onlar iyi gözükmediler. Mükemmel oldukları için Fenerbahçe'yi bitirdiler. Böylece Papila'yı da ipten kurtardılar. Fenerbahçelilerin ağzına sakız vermeyecek netlikte üstelik. En tepedeki Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, G.Saray Kulübü Başkanı ve "Maçı başlatın" emrini veren cemaatin imamı, Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı dahil, pazar akşamı herkes sınıfta çaktı. Sınıfı geçen G.Saray'ın saha içinde çatır catır mücadele eden, futbol oynayan takımıydı.

NOT 1: Beyler ben akıllı adamı çok severim ama benden akıllı olmayacak. Yazmadan ve konuşmadan önce biraz düşüneceksiniz, Ayhan'ın, Tuncay'ı cezaalanında formasından çektiği pozisyonda top oyundaydı. Hikaye anlatmayı ve milleti yanıltmayı bırakın.

Papila, artık sana inanmam

EVET
, yanılmışım. "Türkiye'de kişiliği net, tavırlı iki hakem var" diyordum. Hem de cesur. Biri Serdar Tatlı, diğeri Cem Papila.

Bak Papila, sen geçen sezon Beşiktaş- Samsun maçındaki 5 kırmızı karttan sonra Papila oldun. Hepimiz, "Helal olsun.. Bir tane adam çıktı" dedik. Teknik kabiliyetin zaten fazla değil, futbolu da aman aman bilmiyorsun. Ama hiç olmazsa disiplininle işi götürüyordun.

Pazar günü gördüm ki, stilini değiştirmişsin, yumuşamışsın.. Yumoş, yumoş olmuşsun. 3 dakika önce Hakan Şükür'e -doğru bir kararla- faul çalıyorsun, seyirci bağırıyor, Hakan sana konferans veriyor ve 3 dakika önce verdiğin pozisyona, 3 dakika sonra "Devam" diyorsun. Bir başka yerde top oyundayken maçı durduruyorsun, Hakan Şükür'ün sana itiraz ettiği pozisyonu ona anlatıyorsun ve gidip hakem atışıyla oyunu başlatıyorsun.

Ayhan, gözünün içine baka baka, aynı küfürü sana hem de iki defa ediyor. Ve sen Ayhan'ı kızartamıyorsun.

Bak Papila, pazar günü karizmayı çizdirdin. Beşiktaşlılar çok isyan etmişlerdi. "Niye bizim maçta 5 oyuncu" diye. Ben de sana sahip çıkmıştım. Maalesef Papila, Beşiktaşlılar haklı çıktılar. Artık bu saatten sonra tekrar erkeklik yapmaya kalkarsan, beni inandıramazsın.

Bir de üstüne üstlük o akşam, A.Sebat- Sakarya maçını izleyince Serdar Tatlı'nın cesaret açısından, kararlılık açısından hakem adamlığı açısından -kondisyonu iyi olmamasına rağmen- tek kaldığını üzülerek gördüm. Hepimizi yanılttın, yazıklar olsun.

Rövanşta ne yapacaksın Bıçakcı?

UEFA
Tahkim Kurulu'nda görev yapan Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı'nın hakikaten Federasyon Başkanı olduğunu zannetmiştim. "Maçı başlatın" emrini veren Levent Bıçakcı günah çıkarmaya devam ediyor, "Bir daha olmayacak, fazla seyirciyi abartmayın" diyor.

Geç sayın Bıçakcı geç.. Şimdi bu maçın rövanşı Fenerbahçe Stadı'nda olacak. Ve gidebilirsen, sen de oraya gideceksin. Orada bir tane bile merdiven boşluğu göremezsen, bütün stat ayakta olursa, "Oynatmayın deme" cesaretini gösterebilecek misin?

Bak sayın Bıçakcı, sen G.Saraylısın.. Hem de kongre üyesisin. Olabilir ama eğer sen kendi takımının maçı için, bütün şartlar pişmiş ve hazır olduğu halde, "Oynatmayın" diyemiyorsan veya demiyorsan, üstüne üstlük, "Oynatın" diye emir veriyorsan, artık senin bundan sonra hiçbir şekilde konuşmaya hakkın yok.

Keşke pazar akşamı Ali Sami Yen'e gidip Şeref Tribünü'nde, "Futbol Federasyonu Başkanıyım" diye oturmasaydın. "Midem bozuldu, hastayım" derdin, "Tuvalete çok sık gideceğimden maça gelemedim" derdin, hem maçı kurtarırdın, hem kendini.


Küfürün belgesi

AZİZ Yıldırım
diyor ki, "Fenerbahçe Stadı'nda küfür edilmiyor." İki hafta önce Ankaragücü maçında bana edilen küfürlerin belgesi ortada duruyor. Bu sadece F.Bahçe Stadı'dan değil, bütün statlarda yapılıyor. Siz küfürü bana edin de, birbirinize etmeyin ben razıyım.
Yazarın Tüm Yazıları