Gül’den AB’ye azınlık mesajları

SON dönemde AKP hükümetine yöneltilen eleştirilerden biri şu: Hükümet, AB’nin İlerleme Raporu’nda özellikle azınlıklar konusunda ifade edilen bakışa sessiz kaldı, Türkiye’nin bu alanda neyi kabul edip neyi etmeyeceği konusundaki çizgilerini kuvvetli bir şekilde ortaya koymadı...

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bu konudaki eleştirileri şiddetle reddediyor:

‘Bu konuda bizim kendimizin bir tereddüdümüz yok. AB, bu raporda Türkiye’nin bir fotoğrafını çekiyor. Bunu yaparken kullandığı filtreden dolayı bazı renkler koyu veya daha açık çıkıyorsa, bunlara bizim rezervlerimiz var. Bunları AB’ye söylüyoruz.’

Gül,
rapora dönük eleştirilerini şöyle sıralıyor:

‘Kabul etmediğimiz noktalar bellidir. Bize göre Türkiye’nin azınlıkları bellidir. Bunlar Lozan Antlaşması’yla tanınmış olan azınlıklardır. Biz bunun dışında hiç kimseyi azınlık olarak görmüyoruz.’

AVRUPA AZINLIK SÖZLEŞMESİ GÜNDEMİMİZDE DEĞİL

Gül,
azınlık meselesini değerlendirirken, İlerleme Raporu’nda da değinilen Avrupa Konseyi’nin ulusal azınlıklarla ilgili sözleşmesine de atıf yaparak, şunları söylüyor:

‘Avrupa Konseyi’nin ulusal azınlıklarla ilgili sözleşmesi ortadadır. Buna göre, her ülke kendi azınlığını kendisi tespit eder. Biz bu kararı vermişiz zaten. Şunlar şunlar azınlıktır diye bir tanım yok hiçbir yerde. Yalnızca Avrupa Sözleşmesi değil, BM sözleşmelerinde de yok böyle bir şey. Yani, bir grup ‘Ben azınlığım’ diyerek, azınlık hakkı falan alamaz.’

Gül,
bu konuda AB içinde ortak bir pozisyon bulunmadığına da dikkat çekiyor:

‘Bu sözleşmeyi imzalayan AB ülkeleri de var, imzalamayanlar da... Fransa ne imzalamış, ne de onaylamış. Lüksemburg, Belçika, Hollanda gibi imzalayıp da onaylamamış ülkeler var. Ayrıca çekince koyanlar var. Dolayısıyla Türkiye için hukuki hiçbir problem söz konusu değil. Biri bir şey söyledi diye, biz onu kabul edecek değiliz.’

Peki, bu sözleşmeyi imzalamak konusunda Türkiye’nin eğilimi ne?

Gül, şu karşılığı veriyor:

‘Şu anda gündemimizde böyle bir mesele yok bizim.’

YAZILI DEĞİL SÖZLÜ DİPLOMASİ

Türkiye, İlerleme Raporu’ndaki azınlık bakışıyla ilgili görüşlerini yazılı olarak AB dönem başkanlığına resmen iletti mi?

Gül, bu soru karşısında genel bir ifadeyle konuşmayı tercih ediyor:

‘Böyle bir ihtiyaç olduğu anda bunlar zaten hep iletilmiştir. Bunlar AB toplantılarının hepsinde benim ağzımdan kayıtlara geçirilmiştir. Ben bakan olarak AB’nin en önemli yetkililerine bunları çok açık bir şekilde dikte ettim.’

Bakan’ın bu yanıtından, yazılı mesaj diplomasisinden çok sözlü aktarımın tercih edildiği anlaşılıyor.

Gül’ün AB Komisyonu’nun Tavsiye Belgesi’nde tam üyelik müzakerelerinde izlenecek olan yöntemde Türkiye’ye ayrımcılık yapıldığını gösteren yeni unsurlarla ilgili itirazlarını dönem başkanı Hollanda’ya yazılı olarak ilettiği biliniyor.

Buna karşılık, azınlıklar konusundaki karşı görüşlerin yazılı aktarımını ise doğrudan Türkiye’nin AB nezdindeki büyükelçisi Oğuz Demiralp’in üstlendiği anlaşılıyor.

GENELKURMAY KONUSUNDA HASSAS MESAJ

Bu arada, Gül, rapordaki azınlık bakışına ilk itirazın Genelkurmay’dan geldiği yolundaki eleştirilere de katılmıyor:

‘Bu konuyla ilgili esas köşe başlarını biz hükümet olarak ortaya koyduk. Ben açıklamalarda bulundum basına. Ondan sonra Genelkurmay’dan açıklama geldi. Onlar aslında bizim yaptığımız açıklamaların devamı bir noktada.’

Gül’
ün şu sorusunda da galiba ince bir mesaj yatıyor:

‘Hele böyle kritik bir durumda, siyasi kriterleri yerine getirmiş AB’ye aday bir ülkede böyle olması gerekmez mi?’
Yazarın Tüm Yazıları