Şişedeki umut

‘Zaman kimseyi beklemez. Her güne yeni bir hesap açar. Kullanılmayanı her gece yakar.’ Küçük not defterime kaydettiğim bazı güzel cümlelerden bazıları bunlar.

Zaman gerçekten sizi beklemez, akıp giden sonsuzluğa doğru ama hep aynı hızda, aynı ritimde, aynı güçlükte. Zamanı iyi kullanın. Sahip olduğunuz her anı değerlendirin. Sakın unutmayın, aslında ne dün diye bir zaman ne de geç kalınmış zamanlar vardır. Geç kalan hep ve sadece siz olursunuz. Zaman hükmünü mutlaka gerçekleştirir. Bedeninizde de ruhunuzda da...

Zamanın bedeninizdeki etkisini önce sadece cildinizdeki değişimlerden fark edersiniz. Kalıtımsal faktörlerin kimyasal, psikolojik ve çevresel etmenlerin yaşam tarzınızın belirlediği biyolojik yaşınızın ilk işaretlerini öncelikle cildinizde hissedersiniz. 30’lu yaşlarla beraber cilt hücreleriniz ve cilt dokunuz bazı yeteneklerini kaybetmeye başlar. Aslında pek çok doku ve sistemi ilgilendiren bu kaybetme sürecinin de ilk durağı cildinizdir.

CİLT YAŞLANMASI

Cilt yaşlanması kadın ve erkeklerin güncel sohbetlerinin ilk konusudur. Göz çevresinden yayılan yıldız şeklindeki kaz ayağı çizgilenmeler, yanaklarda erken yaşlarda ortaya çıkan ince çizgisel kırışıklıklar, alında veya kaşlarda yatay veya dikey kaş çatma ve üzüntü çizgileri, çene ve ağız kenarında oluşan can sıkıcı kıvrımlar ve ‘parantez’ veya ‘buldog’ çizgileri olarak tanımlanan ağız ve burun arasına yerleşmiş katlanmalar cilt yaşlanması sözlüğünün ilk cümlelerini oluştururlar. Yaşlanan cilt canlılığını, kayganlığını, parlaklığını ve ipeksi yapısını, kıvamını kaybeder. Matlaşır, kurur ve pörsür.

Kırışıklıklarla savaşın hikayesi çok eskidir ve asla Mısırlı kraliçe Kleopatra ile başlamaz. Ama heyecan verici değişimler binlerce, onbinlerce yıl sonra 1980’lerin sonunda başlamıştır. Retin-A’nın bulunması yirmi yıl öncesinin en büyük heyecanıdır. Retin-A renova satışa sunulan yaşlılık çizgilerini azaltan ilk üründür.

2000’LERDEKİ DEĞİŞİM

2000’li yıllar, cilt yaşlanması ile mücadelede çok sayıda yeni oyuncunun aynı anda sahaya sürüldüğü müthiş bir dönemdir. Cildi gençleştiren ‘skin rejuvenation’ ürünleri sayısında son birkaç yılda tam bir patlama yaşanması budur. Botilinus toksini botoks ve dolgu materyelleri (Resitilane, Cosmodern ve Cosmoplast) bunların en önemlileridir.

Ameliyatsız mini yüz gerdirme yöntemlerinin en yenisi radyo dalgalarının kullanımıdır. Thermage ve Therma Cool teknolojileri radyo dalgalarının enerjisiyle cildi ısıtmakta ve bu enerjiyi cildin katmanlarına ulaştırarak kolajende çoğalma ve güçlenme sağlamakta, cildin esnekliğini ve sıklığını sağlayan genç ve taze kolajen birkaç ay içinde yeni oluşan kırışıklıkları yok etmektedir.

LAZER ETKİLİ Mİ?

Lazer tedavisi cilt yaşlanmasına ait belirtilerin giderilmesinde önemli bir yere sahiptir. Yeni uygulamaya koyulan ve cildi aşındırmadan, zedelemeden ve iz bırakmadan etkileyen lazerler daha güvenlidir (non- ablatif lazerler).

Yüksek teknolojili ürünleri, birbiri ardına kullanıma verilmekte ve her yeni ürün bir öncekini etkisiz olmakla ya da yan etki yapmakla sorgulamaktadır. Bu durum tüketiciyi etkisi kalıcı teknolojilerden uzaklaştırmakta, cilde krem ya da pomatlarla uygulanan aktif maddelere ilgiyi çoğaltmaktadır.

KİMYASAL YÖNTEMLERDEN YARARLANIN

Cildi soymak (kimyasal peeling) en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Glikolik asit veya trikolorik asitikasit çok sık kullanılan kimyasal peeling maddeleridir. Her ikisi de kırışıklıkları azaltır, cildi gençleştirir, cildin yaşlanmasını yavaşlatır. Glikolik asit peeling’i sadece cildin yüzeyine etkili olduğundan daha güvenlidir. Her türlü ciltte rahatlıkla kullanılabilmektedir. Yüzde 20-70’lik konsantrasyonda glikolik asit ile 6 peelig serisinin 2 haftalık aralıklarla uygulanması, ciltte pürüzlerin kaybolmasına, nemlenme, berraklık ve yumuşaklığa yol açar.

Daha yakıcı olan Triklorosetikasid kullanılarak yapılan peeling ile alınan sonuçlar daha etkili ve daha uzun sürelidir.

Alfahidroksi asit (AHA) ise 10 yıl kadar öncesinin mucize kimyasalıdır. Hálá çok popüler olan bu ürün yeni ve genç hücrelerin ortaya çıkmasını sağlayarak ciltteki pullanmayı yok etmekte ve cildi pürüzsüzleştirerek parlak ve sağlıklı bir görünüm sağlamaktadır. Alfahidroksi asit, çizgiler ve kırışıklıklar üzerinde de etkilidir.

Microdermabrosyon cildin üzerindeki ölü deriyi uzaklaştıran hızlı, ucuz, kolay ve ağrısız bir uygulamadır. Tedaviden sonra pürüzsüz ve sağlıklı bir yapı kazanır. 2 haftalık aralıklarla 4-6 uygulama sonrasında kolajen oluşumunun hızlandığı kırışıklıklarda belirgin gerileme oluşturduğu bilinmektedir.

BOTOKS VE DİĞERLERİ

Kırışıklıkları dolduran enjeksiyonlar (kolajen ve hyalüronik asid) ve botoks tedavisi, cilt yaşlanmasına ait belirtileri azaltmada çok sık kullanılan yöntemlerdir. Bugün birçok merkezde rutin olarak kullanılan botoks ve dolgu maddelerinin uygulanması ustalık ve bilgi birikimi gerektirir. Kolay gibi görünse de bu yöntemlerden yararlanırken dikkatli ve seçici olmalısınız. Tecrübeli ve yetenekli bir hekimden yaralandığınızdan emin olmalısınız.

Cilde radyofrekans, lazer, IPL gibi teknolojilerle dolgu materyallerinin veya botilinus toksinlerinin enjeksiyonuyla, peeling, dermobrasyon yapıcı kimyalarla veya Alfahidroksi asitlerle yapılan kozmetik uygulamaların hangisini seçeceğinizde dikkatli olmalısınız. Herhangi bir yönteme karar vermeden önce o yöntemin olumlu ve olumsuz yönlerini dikkatle sorgulamanızda yarar var. Risklerini etraflıca arştırmalı ve tartışmalısınız. Uygulamanın bir doktor tarafından hijyenik bir ortamda yapılacağından, kullanılacak aletlerin sterilizasyonundan emin olmalısınız. Muhtemel yan etkiler konusunda yeterince bilgi edinmeye çalışmayı da unutmamalısınız.

‘BETTER THAN BOTOX’ BOTOKSTAN DAHA İYİSİ

Kullanıma sunulan bazı yeni kremlerin, ihtiva ettikleri aktif maddelerin özellilkleri nedeni ile en az botoks kadar etkin olduğu ileri sürülmektedir. Bu kremlerle elde edilen sonuçların ağrısız, risksiz ve daha ucuz olduğu belirtilmektedir. Octapeptid yapısında maddeleri içeren Strivectine-SD (klein becker), kolajen içeren Hyroderm (Hydroderm Beverly Hills) hyalüronik asit içeren cosmoderm ve DDF tarafından üretilen Wrinkle -Relax bunların en iddialı olanlarıdır. Son zamanlarda kullanıma sunulan GABA içeren ve neredeyse 2-3 saat içerisinde kırşıklıkları azaltıp 24 saatlik bir süre için kırışıklıklardan kurtulma olanağı sağlayıp ‘Anti Wrinkle kremler’ de botoks enjeksiyonuna alternatif olarak sunulmaktadır.

Bütün bunlar kırışıklıklarla savaşta ümit verici olmaktan da öte neredeyse mucizevi sonuçlar alındığının ilk habercileridir. Bu cilt gençleştirici yeni kahramanların, yakın bir gelecekteki daha etkili ve daha güvenli yeni kahramanların habercileri olduğundan kuşku yok.

NASIL YAŞIYORLAR?

METİN ŞENTÜRK - SANATÇI

38 yaşımdayım. Boyum 1.87 m, kilom 87. Un, tuz, şekeri had safhada yerim. Öğünlerim muntazam değil. Kırmızı eti çok seviyor ve çok tüketiyorum. Yaşamımda kafein yok ama alkol epeyce var. Meyve çok fazla yemiyorum. Sebze de sevmiyorum. Hiç sigara içmem. Uyku saatlerim çok düzensiz ama günde 8 saat uyumaya özen gösteriyorum. Yürüyüş ve yüzme sporlarını sık sık yapıyorum. İşim çok stresli. Ailemde ırsi bir hastalık yok. Vitamin kürü yapıyorum. Düzenli olarak da göz tansiyonum için ilaç kullanıyorum.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

Sevgili Metin Şentürk’ün yapması gereken önemli yaşam biçimi değişimleri var! Beslenmesinde, uykusunda, aktivite düzeyinde ve alışkanlıklarında daha sağlıklı seçimlere yönelmesi gerekiyor. 38 yıldır ona sadakatle hizmet eden hücre doku ve organlarının bu değişimlere ihtiyaç duyduğundan hiç kuşku yok. Aşırı miktarda unlu besin ve şeker tüketiminin pankreasını oldukça yorduğunu, muhtemelen artmış olan ensülin seviyelerinin karbonhidrat metabolizmasını bozup onu ‘hızlı yaşlanma’ sorunu ile karşı karşıya bıraktığını söyleyebilirim. Tuz ve şekerin yaşlandırıcı, hipertansiyon ve kalp-damar hastalığını kolaylaştırıcı etkilerini çok iyi biliyoruz. Sevgili Metin Şentürk’ün sağlık için son derece tehlikeli olan bu ‘üç beyazla’ ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi 40’lı yaşlara adım atarken yapması gereken öncelikli yaşam biçimi değişimleridir. Bu tehlikeli üçlüyü, hiç faydalanmadığını belirttiği ‘sağlık dostu ikili’, sebze ve meyve ile değiştirebilir. Kolesterol yüksekliği sorunu yoksa haftada 2-3 kez yağsız kırmızı et tüketmesinin herhangi bir zararı olmaz. Demir, B12 vitamini gibi bazı vitamin ve mineraller ve tabii ki hayvansal proteinler bakımından kırmızı et önemli bir besin unsurudur. Düzenli spor yapması, sigara içmemesi, ailesinde herhangi bir genetik geçişli sağlık sorununun olmaması oldukça sevindirici. Alkol tüketimini sınırlamalı, her gün 8 saat uyusa da uyku saatlerini biyolojik ritme uygun zamanlara kaydırmalı. Sevgili Metin Şentürk’e sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum. Hep böyle keyifli, şakacı ve hayat dostu biri olsun.

Değerli Hürriyet okurlarının bayramlarını en iyi dileklerle kutluyor, huzurlu, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın bayram saadeti içinde onlarla birlikte olmasını diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları