Serdar Bapoğlu: İDO kaptanının yaptığı doğru

Güncelleme Tarihi:

Serdar Bapoğlu: İDO kaptanının yaptığı doğru
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2014 15:49

Denizcilikte uzmanlaşan haber sitesi TurkSail’in kurucusu ve usta denizci Serdar Bapoğlu, Kumburgaz'da kaybolan 5 gençle ilgili açıklamalarda bulundu. Bapoğlu ayrıca İDO kaptanının yaptığının da doğru belirterek 'İDO kaptanı yolcuların güvenliğinden sorumlu' dedi.

Haberin Devamı

Usta denizci Serdar Bapoğlu'nun yaptığı açıklamalar şöyle:

İDO FERİBOTLARI KURTARMA YAPMAZ

“İDO feribotları denizde kurtarma yapamaz. Eğer çıplak gözle görmüş olabilseydi yanına yaklaşıp ip atarak ya da can simidi göndererek yardımcı olmaya çalışabilirdi. Bence telsizle durumu Sektör’e bildirmesi doğru. Ama bunun yanı sıra Sahil Güvenlik de bilgilendirilmeliydi. Kaptanın yaptığı bence doğru. Zira yolcularının güvenliğinden de sorumlu. Arama kurtarmanın en önemli koşulu kurtarmaya giderken kurtarmalık olmamaktır. Yani önce kendi güvenliğinizi gözönüne almalısınız. Ayrıca çıplak gözle de görememiş. Yani bölgede dolaşması ve arama yapması gerekiyor. Yaklaşan fırtına nedeniyle taşıdığı risk de göz önüne alınmalı.

Şöyle düşünelim. Kaptan yolcuların ihbarını aldı, gözle göremedi. Yapacağı en doğru hareket Sahil Güvenlik ile doğrudan bağlantı kurup koordinatlarını bildirmesi ve daha sonra Sahil Güvenlik ile içinde bulunduğu sektörün talimatlarına göre davranması. Tek başına göremediği ve sadece bir duyumdan ibaret olan ihbarla tek başına yolcuları tehlikeye atıp arama kurtarma yapamaz. İhbarı alan Sahil Güvenlik’in derhal bölgeye intikal etmesi ve konuyu incelemesi gerekirdi. Hatta böyle olaylarda en etkili olan hava araması (geniş görüş sahası nedeniyle) helikopter de kaldırılmalıydı.

Sahil Güvenlik ya da Kıyı Emniyeti ekipleri can ve mal emniyetinin tehlikede olduğu her durumda yardıma gitmeleri ön koşuldur. Ancak öncelikle can kurtarma esas alınır. Burada sözü edilen bir deniz bisikleti, eğer yat veya benzeri bir deniz aracı olsaydı öncelik malı kurtarmadan ziyade canı kurtarmaya yönelik olacaktı.

DENİZ BİSİKLETİ TAŞIT DEĞİL, DENİZ OYUNCAĞI

Günlerdir konu odağından saptırıldı bence. Usuller, uygulamalar, ruhsat gerekliliği, deniz bisikletlerinin toplatılması boş işler. “Bir şeyler yapıyoruz” diyerek yasak savmaktan başka bir şey değil. Deniz bisikleti bir deniz taşıtı değildir, bir deniz oyuncağıdır. Eğer kiralıyorsanız, ticari gerekliliklerin ötesinde bir şeye gerek duyulmaz.

Millet “can yeleği” diyor, “güvenlik ekipmanı” diyor... Boş işlerle uğraşmak bunlar. Temelde deniz bisikletleri kıyıya çok yakın alanlarda (50-100 mt) kullanılmalıdır. Kayık gibi alıp uzaklaşamazsınız. Çok hafif oldukları için rüzgar ve dalga ile kolayca sürüklenebilirler. Ayrıca dalgada devrilmeleri de kolaydır. En çok 4 kişi binebilir. Buna 5 kişi binmişler. Dolayısıyla denge zaten daha baştan bozulmuş durumda. Buna izin verilmemesi gerekirdi. Öte yandan havanın bozacağı belli. Uyarılar yapılmış olması bir yana gökyüzü zaten kendini gösteriyor. Bu durumda ruhsat aramaktan çok “nasıl denize çıkmalarına izin verdin?” diye sormak gerek.

GÖVDEYİ SU ÜSTÜNDE TUTAN CİĞERDEKİ HAVA

Bu beş kişi muhtemelen sahilden açıldılar. Bulundukları yer İstanbul’dan Çanakkale’ye doğru akıntının olduğu bir bölge. Ayrıca Büyükçekmece Gölü’nün denize açılan ağzı da açığa doğru bir akıntı yaratır. Dolayısıyla deniz bisikletinin kısa süre içinde açığa sürüklendiği düşünülebilir. Ardından rüzgarın artması ve dalgaların büyümesi ile zaten 5 kişinin ağırlığı ile dengesi bozuk olan deniz bisikleti devrilmiş ve üzerindekiler suya düşmüşlerdir.

ARTIK YÜZEY ARAMASI SONUÇ VERMEZ

Yüzme bilip bilmediklerini bilmiyoruz ama bu da farketmez. Panik içinde sahile doğru yüzmeye çalışmışlardır. Bunda asla başarılı olamazlar çünkü rüzgar karşıdan geliyor. Ardından su yutmaya başlamışlardır. Gövdeyi suyun üzerinde tutan ciğerlerdeki havadır. Su yutunca hava boşalır, vücut ağırlaşır ve batma olayı meydana gelir. Bu da 5-10 dakika gibi çok kısa sürede gerçekleşir. Dolayısıyla artık yüzey araması sonuç vermez.Yaklaşık 4-5 gün sonra dipteki ceset şişer ve yüzeye vurur. Bu da en çok 4-6 saat kadar sürer. Ardından gövde bir kez daha batar ve dibe gider.

MARMARA’DAKİ DERİN ÇUKURLAR

Bundan sonrası dip akıntısının etkisi ile sürüklenmesi ve bir yerde karaya vurmasıdır. Ne var ki bölgede Marmara’nın derin çukurları vardır. Bu çukura düşünce sahile vurma ihtimali de ortadan kalkar.Özetle denizde can kurtarma olaylarında süre çok önemlidir. İlk 1-2 saat içinde bölge denizden ve havadan taranmalı ve müdahale anında yapılmalıdır. Ondan sonra iş şansa kalır.

KURTARMA ÜCRETİ YOK

Kurtarma olayında ücret alınmaz. Sadece bir tekne, gemi ya da başka bir taşıtın yedeklenmesi gerekiyorsa bu ücrete tabidir. Ayrıca bu tip kurtarmalar ile gemi kurtarma olayları farklı değerlendirilir. Gemi eğer kurtarılma talebinde bulunursa bunun belli bir bedeli vardır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!