Amerikalılık Türkiyelilik ve Türklük

‘BEN 1962 yılında genç bir subay olarak ABD’de bulunurken, bir Amerikalı arkadaşım olmuştu’ diye söze girdi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve ekledi:

‘Henüz annesi ve babası Amerika’ya göç etmemişlerdi, Norveç’te yaşıyorlardı. Ama arkadaşım Amerikan vatandaşıydı, kendini Amerikalı olarak görüyordu.’

Orgeneral Özkök, önceki akşam Çankaya Köşkü’ndeki bu anısını aktarırken, gazetecilerin üst kimlik-alt kimlik tartışmasıyla ilgili sorularını yanıtlamaktaydı.

Genelkurmay Başkanı, Türklüğün de Amerikalılık gibi bir üst kimlik işlevi gördüğü kanaatindedir.

ABD, bir göçmenler ülkesi. Dünyanın dört bir tarafından bu ülkeye ayak basan insanlar kökenleri ne olursa olsun, Amerikalılık üst kimliğinde buluşuyorlar.

Çinli Amerikalı, Hispanik Amerikalı, zenci Amerikalı gibi farklı alt kimliklerin hepsi üst kimlik olan Amerikalılığın şemsiyesi altında birleşiyorlar.

SORUNU HOŞGÖRÜ İLE AŞMAK

Amerikalı üst kimliğinde bu ortak paydayı aslında bir kıtanın adı sağlıyor ve tanımlama bu özelliğiyle bütün alt kimliklere eşit mesafede duruyor.

Bu model, ABD’nin kendine özgü tarihsel koşullarının bir türevi olarak ortaya çıkmış.

Ancak, buradaki şablon ne ölçüde Türkiye’deki mevcut üst kimlik tanımına uyuyor?

Türklük, bir anlamıyla mekánsal bir tanım içeriyor, bu ülkede yaşayan vatandaşları anlatan genel bir kategori olarak kullanılıyor. Ancak, aynı zamanda bir ırkı, kavmi de tanımlıyor.

Bu çerçevede Amerikalılık gibi ABD’yi oluşturan bütün etnik gruplara eşit mesafede duran bir kavram değil.

SEZER VE ANAYASAL VATANDAŞLIK

Orgeneral Özkök, bu farklılığı hatırlattığımızda şu yanıtı verdi:

‘Bunu hoşgörü ile aşacağız...’

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 29 Ekim mesajında Anayasa’nın 66. maddesindeki ‘Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür’ ifadesine vurgu yaparken, Türklüğü tümüyle vatandaşlık bağlamında değerlendiriyor.

Sezer, ‘Bu maddede Türk olmak etnik kökenle değil, hukuksal bağla ‘Vatandaşlıkla’ ilişkilendirilmiştir. Bundan etnik bir tanım çıkarmak doğru olmaz’ diye konuşuyor.

Aslında açıkça telaffuz etmese de, Cumhurbaşkanı Sezer, ‘anayasal vatandaşlık’ kavramına atıf yapmış oluyor.

Keza, Orgeneral Özkök’ün zaman zaman Atatürk’ün ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ şeklindeki sözlerini hatırlatmasında da aynı vurgu karşımıza çıkıyor.

Bir an için Türklüğü etnik kökeninden soyutladığımızı düşünelim.

Ancak, bu takdirde Türkiye’de devletin resmi ideolojisinde Türklüğün etnik kökenli tanımı ile baskın bir şekilde kullanıldığı örnekleri ortadan kaldırmış oluyor muyuz?

BAŞBAKAN’DAN AÇIKLAMA BEKLENİYOR

Görüleceği gibi, sıkıntı üst kimlik tanımlamasında esas alınan Türklük kavramına atfedilen iki farklı kategori arasında sınırları tam olarak çekebilmenin güçlüğünden kaynaklanıyor.

Türkiyeliliği Türklük kavramının yerine getirmek sorunu çözecek mi? Toplumun muhtemelen büyük bir kesimi itiraz edeceğinden, bu önerinin toplumsal bir konsensüs yaratabilmesi çok zor gözüküyor.

Türkiye, belli oluyor ki, önümüzdeki dönemde bu kavramları tartışmayı sürdürecek.

Burada düşündürücü olan, kamuoyundaki tartışma sürerken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın henüz bu tartışmaya nasıl baktığı konusunda açık ve doyurucu bir açıklama yapmamış olmasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları