AB ile yeni dönem sabır gerektiriyor

TAM üyelik müzakerelerinin önümüzdeki yıl başlaması halinde önümüzdeki 10-15 yıllık süre içinde Türk kamuoyunun en sık duyacağı kavramlar ‘bölüm açma-bölüm kapama’ olacak.

Bunun nedeni, müzakerelerin aşağıda listesini verdiğimiz toplam 31 bölüm üzerinden yürütülecek olmasıdır. Türkiye, tam üye olabilmek için bu 31 başlığın hepsinde mevzuat ve uygulamasını AB kurallarına uyarlamak zorundadır.

Türkiye’nin tam üyeliğe ne zaman hazır hale geleceği, bu bölümlerin ne kadar süratle kapatılacağının doğrudan bir sonucu olacaktır.

Bölümler (chapter), 100 bin sayfayı geçen AB müktesebatındaki alanların her birini anlatıyor.

Sürecin işleyişinde önce her bir bölümün uyarlamaya açılmasıyla ilgili resmi bir kararın alınması gerekiyor. Karar hükümetlerarası konferansta alındığı için siyasi bir nitelik taşıyor.

ÖNCE DÜZELT SONRA MÜZAKERE ET

Bölümün açılmasıyla birlikte, tam üye adayı, o alan ya da sektöre AB normlarına uygun bir şekilde çekidüzen verme taahhüdünü üstleniyor.

Bölümün kapatılması, aday ülkenin o alanda AB standartlarını yakaladığının tescil edilmesi anlamına geliyor. Bölümü kapama kararı da yine her AB üyesinin olumlu oyunun aranacağı konferans tarafından veriliyor.

Gelgelelim, AB Komisyonu’nun son kararıyla birlikte, Türkiye’ye bundan önceki adaylara uygulanmayan değişik bir yöntem getirilmiş bulunuyor.

Çünkü, ‘bölüm kapama’ için gerekli olan koşullar, -bazı bölümlerde- Türkiye için ‘önkoşul’ olarak bizzat ‘bölümün açılması’ için de kullanılacak.

Örneğin, balıkçılıkla ilgili bölümün açılabilmesi için AB önce bir dizi düzenlemenin yapılmasını önkoşul olarak isteyecek, bölümün açılması ancak bunlar tamamlandıktan sonra resmiyet kazanabilecek.

EKONOMİK MÜZAKERELER GECİKEBİLİR

İşin ilginç bir yönü daha var. Komisyon’un kararına göre, ekonomik boyutu olan bölümlerin açılabilmesi için Türkiye’nin ‘işleyen bir pazar ekonomisine sahip olması’ şartı aranıyor. İlerleme Raporu’nda ise henüz Türkiye’nin bu düzeye gelmediği belirtiliyor.

Bunun pratikteki anlamı şu: Türkiye, AB’nin gözünde işleyen bir pazar ekonomisi haline gelmediği sürece ekonomik boyutu olan hiçbir bölüm resmen müzakereye açılamayacaktır.

Aşağıdaki listeye bakıldığında 31 başlıktan en az 15’inin ekonomik boyut taşıdığı rahatlıkla söylenebilir. Bu durumda kritik bölümlerin resmen müzakereye açılabilmesinin kısa zamanda mümkün olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

AB, işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olmanın gerekleri arasında düzgün ve işleyen bir yargının da bulunması koşulunu aradığı için, Türkiye kapsamlı bir yargı reformunu gerçekleştiremediği sürece hiçbir ekonomik başlık müzakereye açılmayabilir.

Buradaki koşul, aynı zamanda Türkiye’nin uygulamakta olduğu istikrar programından hiçbir şekilde en ufak bir sapmaya girmemesini de öngörüyor.

TÜRKLERİN SABRI BU SÜRECİ TAŞIR MI?

Bütün bu anlattıklarımızdan ne anlam çıkıyor?

Türkiye, müzakerelerin başlamasıyla birlikte cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde yaşamadığı ölçüde son derece sıkı bir disipline girecektir.

AB, hem bölümlerin müzakereye açılması hem de kapatılması aşamalarında Türk hükümetinin karşısında güçlü bir pozisyonda masaya oturacak, Türkiye’yi kendi ölçülerine çekebilmek için sınırsız araçlara, baskı kartlarına sahip olacaktır.

Bir anlamda IMF programlarındaki katı ve mekanik uygulamanın Türkiye’de hayatın her alanına yayılacağı çok sık bir tarama, değiştirme, uygulama ve denetim dönemine girilecektir.

Türkiye’deki karar vericilerin ve kamuoyunun, AB’nin her aşamada kırmızı kart gösterebileceği bu ölçüde sıkı bir disiplin ve müdahaleyi taşıyacak sabır ve tahammül gücüne sahip olup olmadığı süreç içinde görülecektir.

AB müktesebatının başlıkları

1. Malların serbest dolaşımı, 2. Kişilerin serbest dolaşımı, 3. Hizmet edinim serbestliği, 4. Sermayenin serbest dolaşımı, 5. Şirketler hukuku, 6. Rekabet politikası, 7. Tarım, 8. Balıkçılık, 9. Ulaştırma, 10. Vergilendirme, 11. Ekonomik ve parasal birlik, 12. İstatistikler, 13. Sosyal politika ve istihdam, 14. Enerji, 15. Sanayi, 16. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, 17. Bilim ve araştırma, 18. Eğitim ve öğretim, 19. Telekomünikasyon ve bilişim teknolojileri, 20. Kültür politikası ve görsel-işitsel politika, 21. Bölgesel politika ve yapısal araçların eşgüdümü, 22. Çevre, 23. Tüketiciler ve sağlığın korunması, 24. Adalet ve içişleri alanlarında işbirliği, 25. Gümrük birliği, 26. Dış ilişkiler, 27. Ortak dış politika ve güvenlik politikası, 28. Mali kontrol, 29. Mali hükümler ve bütçe ile ilgili hükümler, 30. AB kurumları, 31. Diğer.
Yazarın Tüm Yazıları