Cevap ver Daum

Senin, ‘Biz bu kadroyla Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olamazdık’ sözlerine inanmak mümkün değil. İstediğin her futbolcu alındı. Madem bu kadro zayıftı veya istediklerin alınmadı, çekip gitseydin.

1 Gözünün önünde Hooijdonk ile Tuncay kapışmadı mı? Selçuk, ‘Sus artık’ diye onun üstüne yürümedi mi?

2 Kadromuz yetersiz diyorsun. Aynı oyuncular Yanal’ın Milli Takımı’nda takır takır futbol oynuyorlar mı?

3 Fatih’i, önce M.United maçında, oynatıp ardından ‘Huzuru bozuyor’ diye yönetime jurnallemedin mi?

4 Başkanın istememesine rağmen Rüştü diye tutturdun. O Rüştü, seni evinin kapısından geri yolladı mı?

5 Alman Milli Takımı için uçurduğun balon haberi hangi yönetici ortaya çıkardı. Orada kavga etmedin mi?

6 Serhat olayını niye görmezden geliyorsun. Onu kadroya almadığın zaman neler yaptığını denetliyor musun?

SAYIN DAUM... Aslında aşağıda soracağım soruları sana F.Bahçe Yönetimi’nin sorması gerekirdi... Pardon, F.Bahçe Yönetimi ne kadar etkili? Yoksa bu soruyu sana sadece Başkan Aziz Yıldırım mı sormalıydı?

Sayın Daum... Göreve başlayalı 1.5 yıl oldu. Hangi futbolcuyu istedin de, yöneticiler almadı. Veya isteyip de alamadığın futbolculara rağmen şu anda dile getirdiğin, ‘Biz bu kadroyla Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olamazdık’ sözlerine inanmak mümkün değil. Senin paradan başka taptığın bir şey yok.

Sakın ağlama

Madem bu kadro zayıftı veya istediklerin alınmadı, çekip gitseydin.

Sakın ağlama Daum. Ve bahane üretme. Aslında Türkiye’de sizlere fazlaca müsahama gösteriliyor. Ve kendi çocuklarımızı biz sizlerden çok fazla hırpalıyoruz.

Bak Daum... Genç bir Ersun Yanal çıktı. Denizlispor’da parladı, Ankaragücü’ne, ardından G.Birliği’ne gitti. Bütün takımlarda iyi futbol oynattı. Oyun sistemini çok çabuk gittiği takımlara adapte etti. Milli Takım’da bu işi yapmak zordur. Orada bile Yanal damgası gözükmeye başladı.

Nasıl oynuyorlar?

Bak Daum.
. Bana soruyorlar, ‘Serkan, Deniz, Servet bu takımda oynar mı Erman Ağabey’ diye.. Sayın Daum, bu 3 oyuncudan Serkan ile Deniz geçen yıl G.Birliği’nde, UEFA Kupası’nda harikalar yarattılar. Üçü beraber yanyana Milli Takım’da da mükemmel oynuyorlar. Bırak iyi oynamalarını, daha geçen hafta Danimarka’da harika mücadele ettiler.

Bak Daum.. Türkçe’de bir laf vardır.. ‘At sahibine göre kişner’ derler.

Sen, takımın içindeki olayları tiyatro seyreder gibi ilgisizce gözlüyorsun. Futbolcuların sahanın içinde tartışıyorlar, soyunma odasına giriyorlar birbirlerinin üstüne yürüyorlar.

Sus artık sen!

En son senin önünde Hooijdonk - Tuncay kapışmadı mı? Aralarında Selçuk’un da bulunduğu bazı oyuncular Hooijdonk’un üzerine yürümeye kalkmadılar mı? Hollandalıyı, ‘Sus artık fazla ileri gittin’ diye tehdit etmediler mi?

Bunların hepsi senin önünde oldu. Hepsini yuttun.

Fatih’i bitirdin?

Fatih
’i, M.United maçına kadar 1 dakika oynattın. Çıktın o maçta, ‘Bu oyuncuyu takımı kurtarsın’ diye ilk onbirde sahaya sürdün. Maç da gitti, Fatih de bitti. Şimdi aynı Fatih’in ipini sen çekiyorsun. Yönetime raporu verdin, ‘Takımın huzurunu bozuyor’ diyerek gönderilmesini istedin.

Bundan 2 ay önce birkaç yönetici sana, ‘Hocam orta alanda bir tek Marco var. Şampiyonlar Ligi’nde ne oluruz?’ diye sorma cesaretini gösterdiler.

Ne cevap verdin?

‘Merak etmeyin, Avrupa Kupası’nda orta sahayı kalabalık tutacağım.’ O saflar da sana inandılar. Yüreklerine soğuk sular serpildi.

Dün ikinci yarı yine dağlara taşlara yaptın. Çünkü orta alanda çıktığın yere döndün. Yani tek başına Marco’ya.

Hooijdonk yürüyor.. Frikik olursa vuracak, ölme eşeğim ölme yonca biçeriz... Alex, top almak için defansın önüne geliyor. Tuncay, yorulana kadar topu sürüyor, rakibe ayaklarıyla teslim ediyor, yavaş yavaş geri dönüyor...

Rüştü...Rüştü...

Bak Daum.
.. Sen, başkanın Aziz Yıldırım istememesine rağmen, ‘Rüştü, Rüştü’ diye tutturdun. Barcelona’ya gitmeden önce eline bir demet çiçek alıp, onun Beykoz Konakları’ndaki evine gittin. Ama Rüştü sana kapıyı açmadı. Sitenin görevlisi sana, ‘Rüştü’nün evde olduğunu üstüne basa basa söyledi’ Ama o Rüştü’yü sen yine aldın.

Yani ne istediysen yönetime yaptırdın.

Serhat ve eskort Serhat mı? O da ne?

Aklıma gelmişken, biraz da ondan bahsedeyim. Aslında bu benim işim değil, senin hatta yöneticilerin işi ama olsun bir iyilik yapayım.

Bak Serhat.. F.Bahçe takımında oynuyorsun. Gençsin, delikanlısın. Şu anda bulunduğun yerin bilincinde değilsin, yarın Anadolu’da bir takıma gidersen o zaman görürsün.

Bak Serhat... Şu anda oynadığın takım maçlara polis eskortlarıyla gidiyor. Anadolu’da oynarsan, eskortun e’sini bulamazsın. Sana tavsiyem, bu genç yaşlarda büyük takımlarda oyna, maçlara eskortlarla git ama kendin eskort kullanma. Kullanırsan eğer, diz bağların tutmaz, futbol oynamaya gücün yetmez.

Halı sahada maç

Boşver, aslında seninle yakın temasta bulunan Daum’un ve yöneticilerinin alakadar olması lazım. Ama sen o kadar cesaretlisin ki, maç kadrosuna girmediğin haftalarda, senin takımın maç yaparken, ve sen takımının maçını iç sahadaysa tribünden, deplasmandaysa TV’den izlemen gerekirken, Acarkent’e gidip halı sahada maç yapıyorsun. Aferin sana..

Aslında senin bu tutum ve davranışların, genel olaylar içinde detay...

Kartopu misali

Bak Daum.
. Sen neden F.Bahçe Teknik Direktörü’sün? Niye oraya getirildin? Bütün bu olayları halletmek için. Ama sen sorunları çözeceğine, kartopu misali arttırarak, yoluna devam ediyorsun. Sende haklısın Daum... Senin yönetimin ve özelikle başkanın medya ile uğraşmaktan ne seni denetleyebiliyor, ne de takımı. Tabii denetlemeleri için futbolu da bilmeleri gerekir (!) o da başka sorun tabii ki..

Balon haberler

Evet Daum.
.. Yukarıdakiler gerçek.. Sen tam F.Bahçe ile yeni bir anlaşma için masaya oturduğunda balon bir haber uçurdun. ‘Beni Alman Federasyonu Milli Takım için istiyor’ dedin. Hatta ilave ettin, ‘Benim çocuklarımın ömür boyu okul parasını verecekler, onu verecekler, bunu verecekler’ diye...

Ama ismi bende saklı uyanık bir F.Bahçe yöneticisi açtı telefonu Alman Futbol Federasyonu’na ve kesinlikle böyle bir şey olmadığı cevabını aldı. Toplantı başladığında, sen çıldırıyordun. Hatta bir yöneticiye, ağzından ters kelimeler çıktı.

Masken düştü

Başkan ile aranızda tercümelerin doğru yapılmadığı konusunda tartışma bile oldu. Devreye tercümanlık yapmak için başka bir yönetici girdi. Aslında senin masken orada düşmüştü. Ama o yöneticiler seni yollama cesaretini bulamadılar. Onun için de bugün, onların da bir şey söylemeye hakları yok.

Evet Daum... S.Prag maçı, Fenerbahçe Avrupa’da devam eder mi, etmez mi, onu gösterecek. Eğer devam ederse, bu kafayla UEFA’da fazla gidemezsiniz. Ama merak etmeyin o zaman da yapılacak daha çok şey var. Mesela Türkiye Ligi şampiyonluğu masalına devam edip, mart ayında eski tribünü yıkarsınız, Başkan Yıldırım yeni tribünde, güzel bir basın bölümü yapar.

Aslanım koçum...

Eeee... Şak-şakçılar da hazır kıta... Canım ciğerim derseniz, arkadan aslanım koçum... Yeni sezonun başında Zürih’e kura çekimine gidersiniz, yine kuradan sonra, gruptan kesin çıkacağınızı, en kolay gruba düştüğünüzü ve en doğru maç trafiği olduğunu söylersiniz. Türkiye de sizinle gurur duyar..

Ama benim sorularım ya havada kalır, ya da ‘mahkemeye gideceğiz’ diye açıklama yapar Fener TV’de yayınlarsınız.

‘3.’lük başArıdır’ sözleri bardağı taşırdı

ŞAMPİYONLAR Ligi’nde O.Lyon ile oynanan gruptaki kritik maçta rakibine boyun eğen F.Bahçe, bir yanda 3-1’lik sonuça üzülürken, öte yanda Christoph Daum’un, ‘F.Bahçe bu grupta üçüncü olursa başarıdır’ sözleriyle yıkıldı. Taraftarlar bu açıklamalara isyan ederken, yönetim Avrupa’da zirve hedeflerinin bir anda yıkılmasının yanı sıra Alman çalıştırıcının şok sözlerine inanamadı. Bu beklenmedik açıklama sonrası 2 yazarımız da Daum’u değerlendirdi.
Yazarın Tüm Yazıları