Dolmuşa gelmeyin

ŞU kesin gözüküyor; milli takımda bir değişim var. Ersun Yanal, istediklerini yavaş yavaş yaptırmaya başladı. Eksik ararsanız, çok.

Takımda yük, herkese aynı oranda binmedi. Mesela Fatih. Doksan dakika boyunca rakip defansın kucağında eridi gitti. Bir tane hava topu alamadı. Arkadaşlarına alan açamadı.

Biz hala Hakan tartışması yapıyoruz. İsimleri bırakalım. ‘Dün gece bu takımda Hakan olsaydı ne yapardı?’ diye sorsak, ‘Kesinlikle netice böyle olmaz, lehimize sonuçlanırdı’ yanıtını veririz.

Rakibin kanatlarını iyi kapatmaya çalıştık ama, sol tarafta bir türlü başarılı olamadık. Önce İbrahim, sonra Ümit o kanattan çok açık verdiler. İbrahim, Türkiye liglerinde yaptıklarının aynını gene yaptı, hakem de penaltıyı yapıştırdı. Aynı İbrahim oynadığı sürece yardımcı hakem ve hakemin peşinden ayrılmadı. Her pozisyonda itiraz etti. İbrahim eğer sarı veya kırmızı kart görmediyse bu, ona hakemlerin bir lütfu.

Böyle karta can kurban!

Eğer bir futbolcu kart görecekse, 88. dakikada Serkan’ın aldığı gibi görmeli. Takımı için çok büyük bir tehlikeyi başlamadan bitirdi ama kartı da gördü. Böyle sarı karta can kurban. Kısa boylu adamlardan kuruluyuz, ama attığımız gol, kafa golü. Yani kesik bir yan ortadan atılan gol.

Takımın en iyisi Emre idi. Top, onun ayağına geldiği zaman, insan rahatlıyor. Hem oyunu yönlendiriyor, hem arkadaşlarını. Nihat’la da iyi anlaşıyorlar. Zaten ikisi de Avrupalı. Bunu da yaptıkları hareketlerle gösteriyorlar. Rüştü de çok önemli üç pozisyon çıkardı. Bence Emre ve Nihat’tan sonra sahanın en iyi üçüncü ismi Hüseyin’di. Okan, rakibini attırmaktan başka bir şey yapmadı. Tuncay, girdikten sonra iyi şeyler yapmaya kalktı ama o bencilliği yok mu, ah o bencilliği...

Hakem İtalyan olunca...

Danimaka 10 kişi kaldıktan sonra 1-0’ın üstüne yatmaya kalktı. En büyük hatayı da orada yaptılar. 8 numaralı Gronkjaer atıldıktan sonra Danimarkalılar bizden de futbolcu attırmak için her şeyi yaptılar. Ama hakem İtalyan olunca, emelleri gerçekleşmedi. Aslında hakem için zor bir maçtı. Ama İtalya’da bu tarz maç çok oynandığı için Massimo fazla zorlanmadı. Çünkü sahadaki 22 futbolcu da zaman zaman iyi niyetli değillerdi. Aslında bu maçı 6 eksikle sahaya çıkan ve 10 kişi kalan Danimarka önünde almamız gerekirdi. Alamamamızın tek nedeni, tecrübesizliğimiz oldu. Olsun, artık bundan sonra diğer bütün maçları kazanabiliriz. Yeter ki, kendi kendimizle kavga etmeyelim veya dolmuşa gelmeyelim.
Yazarın Tüm Yazıları