Papa ve zina

Bu Danimarka bize düşman, AB’ye girmemizi istemiyorlar. Kopenhag’daki sefiremize zina meselesini sormuşlar, bakın ne cevap almışlar: ‘Gidin bir de Papa’ya sorun’

BUGÜN oynayacağımız maçta rakibimiz Danimarka!.. Aslında yalnız rakibimiz değil, futbolda bu terim kullanılıyor. Bu Danimarka, inanın Avrupa’da bize düşman üç ülkeden biri. Gene inanın, Yunanlılar bize böyle bakmıyorlar. Geçen Yunanistan maçında Atina’daydım. Yunan seyircisi ufak bir taşkınlık yapan bir avuç gruba karşı bile büyük tavır koydu ve bize sempatiyle baktı. Şurada özellikle söylüyorum; Yunan takımı Türkiye’ye geldiğinde, ne gördüysek aynısını, hatta daha fazlasını onlara yapmaya mecburuz.

Önceki gece antrenmanda Danimarka polisi yoktu, bizim korumalar da yoktu. Biz ne yaptık, birbirimize vurduk. Yani, bizim kendimize yaptığımızı yılan bize yapmıyor. Adamlara kızıyoruz, ama onların ekmeğine yağ sürüyoruz. Danimarka’nın nüfusu 5.5 milyon, Kopenhag 1.5 milyon. Adam başına milli gelir 33 bin dolar diyorlar. Bizim milli gelirimizin durumu henüz belli değil. Ona net olarak bir türlü karar veremiyoruz!

Bizi istemiyorlar

Danimarka bizim AB’ye girmemizi özellikle istemiyor ve bunun için her türlü şeyi kolluyorlar. Son zamanlarda bu konudaki en büyük silahları zina olmuş. ‘Siz zaten gerisiniz, bakın hükümetiniz bile bu konuda neler yapıyor?’ diyorlar. Karşıdan sallıyorlar. Ama, maalesef zinanın konuşulduğu son zamanlardaki Türkiye’nin, belki isteyerek, belki istemeyerek (!) bizim buradaki büyükelçimiz bir bayan. Yani, sefire. Ve sefiremiz geçenlerde televizyona canlı yayına çıkıyor. Onu özellikle zina konusundaki sorularla köşeye kıstırmaya kalkıyorlar. Ama sefiremiz cin gibi, ne de olsa Atatürk’ün kızı. Diyor ki, ‘Zina da sizin yıllardır büyük sorununuzdu. Siz daha bu konuyu çözeli 8-10 yıl oldu. Bu soruyu bana soracağınıza, gidin bir de Papa’ya sorun.’ Zınk diye kalıyorlar. Ama, biz bir türlü akıllanamıyoruz. Daha maçtan iki gün önce gurbetçi seyircilerimizin yaptığı olaylarla adamların ekmeğine yağ sürüyoruz. Burada federasyonun hatası yok mu, var.

Sus artık Hakan

SEVGİLİ Hakan... Seni Romanya’da oynanan Balkan Şampiyonası’ndaki 16 Yaş Grubu Milli Takımı’ndan beri tanıyorum. Yani, yaşının yarısından bir fazla sene. Yani, 17. Takım için iyi ve faydalı oyuncusun. Bir defa Milli Takım’a alınmadın, hepimiz, ‘Alınsaydı iyi olurdu’ derken, sen kendi kuyunu kazıp, seni Milli Takım’a çağırmayanların ekmeğine yağ sürüyorsun.

Bak Hakan, insan yaşlandıkça çenesine vurur, eskilerden bahsetmeye başlar. İşte en büyük tehlike burada. Bir kadroya alınmadın, ailecek ortaya çıktınız. Bir taraftan baban konuşuyor, bir taraftan sen. Hadi, ‘Babama hakim olamadım’ diyebilirsin, ama kendine ve özellikle de çenene hakim ol Hakan.

Yazık ediyorsun

Her konuşmanda biraz daha fazla batıyorsun. Hem seni sevenlere hem sevmeyenlere yazık ediyorsun Hakan. Senin bütün bu olaylara bir şekilde cevap vermeye hakkın var; oynadığın Galatasaray takımında atacaksın golleri, o takımı başarıya koşturacaksın. ‘Ben buradayım. Ben buyum’ diyeceksin. Hakan, bu ülkede Tugay’ı tu kaka yaptılar. ‘Sen bırak, sen öldün’ dediler. Basın da ona hiç sahip çıkmadı. Senin gibi arkasında bir destek de bulamadı. O ne yaptı, bastı gitti İngiltere’ye. Kaç senedir çatır çatır futbol oynuyor, hem de İngiliz Ligi’nde. Sen oralarda da dikiş tutturamadın Hakan. Kaçtın gene Türkiye’ye döndün. Onun için sus, takımında futbolunu oynamaya bak.

Hakem, gözlemcinin yeğeni olursa!

BAKIN, uzun zamandır gözlemcilerle ilgili uyarılarda bulunuyorum. Gözlemci tayinleri ile hakem tayinlerinin ayrılmasını istiyorduk. Şu sıralar bu konuda iki başlılık var. Olsun, çünkü gözlemciler tayin eden hakemlerin listelerini istiyorlar, MHK bunu gözlemcilere son anda veriyor. İyi yanları da var, kötü yanları da. Bazen bu liste geç gelince, yardımcı hakem gözlemcinin yeğeni olabiliyor ve o haftanın da en yüksek notunu alıyor (Erdoğdu Diyadin’de olduğu gibi). Yalnız, gördüğüm kadarıyla da bazı gözlemciler piyasadan çekilmeye başlandı. Bu gözlemciler bu camiaya zamkla değil, Japon yapıştırıcısıyla yapışmışlardır. Dışarıda kalmayı hiç istemezler. Ama, görülüyor ki, mecburi izne çıkmaya başladılar. Aferin Ömer Üründül’e. Aynen devam.

Yenersek ibre bize döner

BUGÜNKÜ maç ne olur? Aynı Futbol Federasyonu gibi, Ersun Yanal niye geldi? Şenol Güneş saçma sapan işler yaptığı için. Ersun’un ne yapması lazım, bir değişiklik. Bunu yaparken sabırlı mı olacağız, evet. Yaptığı işler de çok kötü değil. Ama, eldeki malzeme de bu. Ersun’un uzaydan futbolcu getirecek hali yok. Türkiye Ligi’nde kim varsa, onun iyisini alıyor. 2-3 yıldır Türkiye Ligi son derece kalitesiz. Avrupa liglerinden maçlar seyrediyorum, sanki hızlı çekilmiş film. Bizim maçlar da, eski ağır çekim filmler gibi.

6 eksikleri var

Bu akşam oynayacağımız Danimarka’nın etkili altı oyuncusu yok. Ama farketmeyecek, çünkü adamlar 90 dakika aynı tempoda ve özellikle oyun disiplinini bozmadan oynuyorlar. Bizim takım için ikinci büyük tehlike de şu; hem defansımız hem kalecimiz yan topları hiç sevmiyor. Rüştü maşallah dört yan topa çıksa, ikisi boşa gidiyor, birini de es geçiyor. Allah’ı var, Volkan bu konuda Rüştü’den daha iyi. Özellikle bugün kenarları çok iyi kapatmalıyız.

Kolay goller yiyoruz

Şu bir gerçek, hem Milli Takımımız’da hem de kulüp takımlarımızda çok kolay goller yiyoruz. Bu demektir ki, bizim bugün Danimarka’dan beraberlik veya galibiyet almamız için mutlak gol atmamız gerekiyor. Eğer gol atamazsak, puan alamayız. Eğer Danimarka’ya az hücum şansı verirsek, biz bu gece mutlak gol şansı bulacağız. Çünkü kontratağa yatkın iyi ve çabuk oyuncularımız var. Yeter ki, kötü Kazakistan’a karşı bile yaptığımız top kayıplarını yapmayalım. Kazakistan’a topu kaybettin, verdin, sonra çoğunu aldın. Aynı şekilde Danimarka’ya verirsen, topu alamazsın, boyunun ölçüsünü alırsın. Belki de bu grupta oynayacağımız en zor maça çıkıyoruz. Bu gece buradan mağlup olmazsak, grup maçlarının sonunda ibre bizim lehimize döner.

Eskiyi onarmayın, yıkın yeniden yapın

BU federasyon iyi niyetlidir, evet. Bu federasyonun köşelerinde düzgün adamlar mı var, ona da evet. Peki bu federasyonun içinde geçen federasyon başkanını arkadan vuranlar var mı, ona da evet. Peki bu federasyonun bünyesinde, eski federasyondan kalan köşe başlarında kimseler var mı, ona da evet. Peki eski federasyonun yönetim kurulunda olup, bu federasyonun da yönetiminde yer alan ve eski federasyonun köşe başlarında olan şahısları hala kullananlar var mı, ona da evet. O zaman bu federasyonun bir şeye karar vermesi lazım.

Siz niye geldiniz?

Siz niye geldiniz, eskinin yaptığı hatalı icraatları düzeltmek için. Eski, iyi ve doğru olsaydı, siz olur muydunuz, hayır. Benden size bir tavsiye, sakın eskiyi onarmaya, rötuşlamaya kalkmayın, yanarsınız. Eskiyi yıkın, yerle bir edin, yenisini yapın, daha çabuk ve başarılı olursunuz. Her geçen gün aleyhinize işliyor. İyi niyetlisiniz, ama iyi niyetli olmak her zaman başarıyı getirmiyor. En basiti önceki günkü hadise. Danimarka Federasyonu’na resmi başvuruyu yapıp, koruma isteseydiniz, bunlar olmazdı. Eğer istediyseniz ve Danimarka Federasyonu yapmadıysa, zaten UEFA’dan cezayı yer. Yok bazı şeylerden tedirginseniz, o zaman kendi korumanızı kendiniz yapın. Ve bütün bunları yaparken sakın acımayın, sakın duygusal olmayın. Acırsanız, acınacak hale düşersiniz.
Yazarın Tüm Yazıları