AB MGK'da tensikat bekliyor

GEÇEN yıl yapılan anayasa değişiklikleriyle yetkilerinin budanması öncesinde Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin temel işlevlerinden biri, önemli ülke sorunlarıyla ilgili olarak kurulan çalışma gruplarının mesaisi üzerinde odaklaşıyordu.

Mekanizma şöyle işliyordu:

Önemli bir konuda devlet politikası oluşturulacaksa, önce hükümet ve komutanların buluştuğu MGK'da bu politikanın ana hatlarına ilişkin bir karar alınıyor, ardından politikanın uygulanması görevi MGK Genel Sekreterliği'ne havale ediliyordu.

Ardından MGK sekreteryasının yönlendirmesiyle bir çalışma grubu oluşturuluyor, aynı konuyla ilgili farklı bakanlık temsilcileri belli aralıklarla MGK'da bir araya geliyorlar, hazırlanan ve miada bağlanmış eylem planlarının uygulanması titiz bir şekilde izleniyordu.

Sistemin işleyişinde asker kökenli görevlilerin ağırlıklı olduğu MGK sekreteryası kilit bir rol oynuyordu.

Son yirmi yıl içinde MGK'da alınan kararların uzantısı olarak, MGK Genel Sekreterliği bünyesinde pek çok çalışma grubu oluşturulmuş, sayısız eylem planı uygulamaya konmuştur.

HÜKÜMETE PARALEL ÖRGÜTLENME YAPISI

Bunlar içinde Ermeni soykırımı iddialarına karşılık verilmesine ilişkin komite, PKK terörünün kontrol altına alınmasından sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun kalkınmasına dönük eylem planı, Avrupa'daki Türk derneklerinin organizasyonu ve Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda faaliyet göstermelerine ilişkin görevlendirme bu başlıklar arasında sayılabilir.

Tabii, MGK'nın Avrupa'daki dernek faaliyetlerini yürütebilmesi için doğrudan MGK Genel Sekreteri'nin yetkisinde olan örtülü fonlar da işin akçalı yanıydı.

İlginçtir ki, bürokratik çekişmeler, yetki mücadeleleri nedeniyle bir araya gelemeyen farklı bakanlık temsilciler işin içine MGK girince, tam bir çalışma disiplinine giriyorlardı.

Bir anlamda, birlikte çalışma disiplinini kazanamayan sivil bürokrasi, MGK'nın tarafsız sahasında ve onun hakemliği altında pekala uyum içinde çalışabiliyordu.

Ancak, bu durum MGK'nın sivil bürokratik süreçler ve karar alma mekanizması üzerinde mutlak bir güç elde etmesini sağlıyordu.

Sonuçta, devlet mekanizması içinde hükümete paralel bir örgütlenme yapısı ortaya çıkmıştı.

DAĞITILAN ÇALIŞMA GRUPLARI

Geçen yılki anayasa değişiklikleriyle MGK'nın yürütmeye ilişkin yetkilerinin önemli ölçüde kaldırılmasıyla birlikte, MGK Genel Sekreterliği'nin karar alma mekanizması içinde oynadığı rol de ciddi bir şekilde sınırlanmış oldu. .

Geçen ağustos ayında İkinci Ordu Komutanlığına atanan Orgeneral Şükrü Sarışık'ın MGK Genel Sekreterliği döneminde sessiz bir geçiş dönemi yaşandı.

Bu dönem, Türkiye'deki yürütme erki üzerinde büyük bir güç icra edebilen MGK'nın Ankara'daki karar alma mekanizmasından yavaş yavaş geriye çekilmesine sahne oldu.

MGK bünyesinde izlenen eylem planları ve yürüyen çalışma gruplarının faaliyetlerinin bir bölümü bakanlıklara devredildi, bir bölümü ise ya tavsadı ya da devreden çıkartıldı. Doğu ve Güneydoğu için oluşturulan eylem planı bu çerçevede sayılabilir.

Ermeni soykırımı ile ilgili dosyalar ise Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün sorumluluğuna verildi.

İLK SİVİL GENEL SEKRETERDEN BEKLENENLER

AB Komisyonu'nun önceki gün açıklanan 2004 yılı ilerleme raporundan öğreniyoruz ki, geçmişte MGK Genel Sekreteri'nin imza yetkisi içinde olan fonlar da bu arada Başbakan'ın yetki alanına aktarılmış.

Komisyon raporu, hükümetin geçen yıl içinde MGK'nın yetkilerinin tırpanlanması alanında attığı adımlardan olumlu bir şekilde söz ediyor, ayrıca bundan sonra atılması beklenen adımları da sıralıyor.

Bu adımlar arasında MGK'nın yeniden yapılandırılması, kadrolarında kapsamlı bir indirime gidilmesi ve bazı birimlerinin lağvedilmesi de sıralanıyor.

AB Komisyonu'nun görevine geçen hafta başlayan ilk sivil MGK Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan'dan başlıca beklentileri bu şekilde özetlenebilir.
Yazarın Tüm Yazıları