Basın Konseyi: ENDİŞEliyiz

Gazetecilerin fişlendiği ve mahkeme kararıyla dinlendiği belirtilen açıklamada “Muhabirler gazetecidir, muhbir değil” denilerek şu ifadelere yer verildi: "Milliyet Gazetesi'nin en son ortaya çıkardığı bir haberle, Ankara'da Özel Yetkili Mahkemece verilen, izlenme ve dinlenme kararı, basın özgürlüğünün bugünlerde ne kadar zedelendiğini ve örselendiğini gözler önüne sermiştir. Şu ortaya çıktı ki; bazı gazeteciler, 'haberleri hangi refleksle hazırladığının tespiti' ile bir süredir gözlenmektedir. Bu işlem, emniyet kanalıyla yapılmıştır. Oysa gazetecilerin faaliyetlerinin izlenmesi emniyetin görevi değildir. Bir süredir yapılan ve yapılmak istenen de yasal değildir, antidemokratiktir. Söz konusu olayın, 2012'de Ankara Valiliği, Emniyet Müdürlüğü istihbarat çalışması kapsamında olduğunu, 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun ek 7. Md. ile dinleme ve teknik takip kararı için mahkemeye başvurulduğunu öğreniyoruz. Bu vahim durumda, bazı gazeteciler, isim isim belirleniyor ve telefonları dinleniyor. Şimdi soruyoruz:
- ‘Meydana gelmesi muhtemel eylemlerin önüne geçilebilmesi amacıyla’ denilerek, gazetecilerin izlenip dinlenmesi sonucu ‘hangi muhtemel eylemlere’, hangi gazeteci katılmıştır?
- Hangi gazeteciler dinletilmiştir?
- Dinlemedeki 3 aylık süre uzatılmış mıdır? Uzatıldıysa, halen devam etmekte midir?
- Bu anlayış içinde, hangi gazeteciye, ‘katalog suçlar’ bağlamında işlem yapılmıştır?
- Bu kararı veren hâkimler, dinledikleri süre içinde hangi bilgilere ulaşmışlardır?"