Sit alanında ‘kamu binası’na dava
Güncelleme Tarihi:
Antalya’da Avukat Figen Çalıkuşu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sit alanlarının kullanımına yönelik aldığı ilke kararının iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı.
Çalıkuşu’nun başvuru gerekçesine göre, bakanlığın ilke kararları, sit alanlarına kamu hizmet binalarının yapılmasının önünü açacak. Avukat Çalıkuşu, 16 Ocak 2014 tarihli ‘Tarihi Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı’nın kaldırılmasına yönelik dava dilekçesinde şunları kaydetti:
“Yaşadığım kent Antalya’da da, ‘Kaleiçi’ gibi tarihi ve kültürel mirasın bulunması ve bu yeni ilke kararından olumsuz etkilenerek korunamayacağı; keza başkaca pek çok tarih ve kültürel sit alanlarının bu ülke vatandaşlarının ortak mirası olduğu düşüncesi ile bu davayı açıyorum. Yeni ilke kararıyla yapılaşmanın yasak olduğu bu alanlarda, ‘kamu hizmet binası’ adı altında yapılaşmaya izin verilmiş olmaktadır. Ayrıca kararda, zorunlu altyapı uygulamaları dışında tarihi sit alanlarındaki siluet etkisini bozabilecek, kimi tahribatlar yapabilecek kamu hizmet binaları da inşa edilebilme imkânının tanınmasında hukuka uyarlıktan söz edilemez. Sit alanları, tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntılarıdır. Önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özelliklerine sahipler. Bu nedenlerle korunması gerekli alanlardır. Korunmalarına dair yasal hükümlere sahip bu alanların, birtakım ilke kararı adı altında ‘tarihi sit’ özelliğinin yitirilmesine imkân tanıyacak, korunmasının önüne geçecek düzenlemelerde hukuka uygunluk ve kamu menfaati olamaz. Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunması gereği, hem ulusal hukuk kuralları tarafından hem de uluslararası sözleşmeler tarafından hüküm altına alınmıştır.
YÜRÜTME DURDURULMALI
İnsanlığın ortak geçmişinin ve mirasının ‘kamu binası’ yapılmak ve belli aşamalardan sonra da amacının dışında kullanılmasının önünü açmak sureti ile ortak geçmiş ve mirasının korunmasının önlenmesi, münferit kullanımlarına dönüştürülebilir olması eşitlik ilkesine de aykırıdır. Açık hukuka aykırılık hali ve ilke kararının uygulanması sonucu yapılaşmanın başlamasının telafisi imkânsız zararlar yaratacağı kesindir. Bu nedenle koşulları oluştuğundan ‘yürütmenin durdurulmasına’ ve neticede iptal kararı verilmesini diliyorum.”