Kıbrıs'ta muhasebe zamanı

BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın adını taşıyan kapsamlı çözüm planı 24 Nisan 2004 tarihinde Kıbrıs'ın her iki kesiminde referanduma sunuldu.

Kıbrıs Türk halkının yüzde 65 oranında "evet" oyu kullanarak desteklediği plan, Rumların yüzde 76'ya yakın bir çoğunlukla "hayır" demesi sonucu reddedildi.

Bu sonuç özellikle Batı dünyasının KKTC'ye karşı tutumunda olumlu anlamda bir değişikliğin meydana geleceği yolunda iyimser beklentilere yol açtı.

Ve dün İstanbul'da başlaması gereken Avrupa Birliği-İslam Konferansı diyalog forumu Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (KRY) KKTC'nin katılımına ilişkin formülü veto etmesi nedeniyle yapılamadı.

Bu olay, referandumdan sonra geçen beş ay içinde nelerin başarılabildiği, nelerin başarılamadığı konusunda gerçekçi bir muhasebenin yapılmasını gerekli kılıyor.

AB, KENDİ KARARINI UYGULAYAMIYOR

Referandumdan sonra 26 Nisan tarihinde AB Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısında alınan şu "tarihi" kararı hatırlatarak başlayalım:

"Kıbrıslı Türkler geleceklerini AB'de gördükleri hususunda iradelerini açık bir şekilde ortaya koymuşlardır. AB Konseyi, Kıbrıs Türk toplumunun izolasyonunu sona erdirmekte kararlıdır."

AB Konseyi'nin bu kararı üzerine, AB Komisyonu, geçen yaz KKTC'nin AB ile serbest ticaretine izin veren bir tüzük hazırlamış, ancak Rum tarafının engellemesi sonucu bu tüzük uygulanamamıştır.

Komisyon, ikinci bir adım olarak KKTC'ye 259 milyon Euro tutarında mali yardım yapılmasına ilişkin bir hazırlık başlatmıştır. Rum tarafının girişimleri sonucu hazırlanan taslak "kuşa çevrilmiş" ve uygulama şansını kaybetmiştir.

Sonuçta geçen beş ay içinde AB Konseyi'nin 26 Nisan tarihli "izolasyonu kaldırma" kararının hayata geçirilmesinde elle tutulur bir ilerleme sağlanamamıştır.

Kendi aldığı bir kararı uygulayabilecek güç ve yetenekten yoksun olması, AB'nin ciddiyeti ve inandırıcılığı açısından iftihar edebileceği bir durum değildir.

ERCAN'A İNECEK UÇAKLAR SEMADA GÖZÜKMEDİ

AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verheugen'un referandumdan hemen sonra "yeşil hat, artık AB'nin de fakto (fiili) sınırı olmuştur" şeklindeki sözlerinin havada kalmış olması da bu çerçevede hatırlatılabilir.

Havadan izolasyondaki duruma gelince...

Gerek ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, gerek İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat'a Ercan Havaalanı'nın ticari seferlere açılması konusunda oldukça cesaretlendirici mesajlar vermişlerdi.

Gelgelelim, geçen sürede tek bir yabancı uçağın tekerlekleri KKTC'deki bir havaalanı pistine değmemiştir.

İşin bir de diplomatik yönü var. Referandumdan çıkan sonucun BM Güvenlik Konseyi'nden çıkartılacak bir kararla tescil edilmesi gerekiyordu.

Bu konuda hazırlanan karar tasarısı Rusya'nın vetosuna takılmıştır. Çin ve Rusya da BM'de zaman zaman Rusya'nın KRY'yi kollayan tutumuna destek veriyorlar.

AKP iktidarının yol göstericiliğindeki Türk diplomasisi, referandum sandığından çıkan sonucu BM'de uluslararası bir başarıya tahvil etmekte yetersiz kalmıştır.

TERAZİNİN İKİ KEFESİNE DE BAKABİLMEK

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Annan Planı'na destek verilerek gerçekleştirilen manevranın sağladığı artılar da göz ardı edilemez.

Bunların başında 1974 sonrasında uluslararası alanda ilk kez Türkiye'nin uzlaşmaz taraf olarak algılanmasının önüne geçilmiş olması geliyor. Türkiye, Kıbrıs sorunu bağlamında ilk kez dış dünyayla ilişkilerinde bir rahatlama yaşamaktadır.

Meseleye bir de Türk tarafının Annan Planı'nı engellemesi halinde ödemek zorunda kalmış olacağı yüksek maliyet açısından bakmak gerekiyor. Ankara plana destek çıkmasaydı, dış dünyayla ilişkilerinde köşeye sıkışmış olacaktı.

Belki de en somut sonuç, Kıbrıs sorununun AB'nin elinde bir koz olmaktan çıkartılmış olmasıdır. Bu manevra yapılmasaydı, AB Komisyonu'ndan olumlu bir rapor çıkması ve AB zirvesinden tarih alınabilmesi ciddi bir şekilde zorlaşacak, belki de imkánsız hale gelecekti.

Dolayısıyla artıları ve eksileri terazide birlikte tartmak gerekiyor.

Ancak en azından AB cephesindeki terazinin ayarının bozuk olduğu AB-İKÖ zirvesinin iptalinde göz açıcı bir şekilde görülmüştür.
Yazarın Tüm Yazıları