Merhaba yeni hayat

Evrenin kusursuz dengesinin küçük bir parçası olan hayatınızı sağlıklı ve huzur içinde geçirmenin önemini anladıysanız, sağlığınızı güçlü tutan sistemleri sürekli olarak izlemelisiniz.

Akıl/ruh ve bedeniniz arasındaki işbirliğini uyumla sürdürmeli, hücrelerinizin gücünü ve ömrünü belirleyen esas unsurun ‘yaptığınız yanlışlar’ ile ‘hayatınıza ilişkin farkındalıklar’ olduğunu bilmelisiniz.

ORTALAMA yaşam süresi sürekli artıyor. Bu artış 120 yıllık yaşam beklentisine ulaşana kadar da devam edecek gibi görünüyor. Bu sürekli artış, orta yaş ve yaşlılık sürecindeki artış ile ilişkili. Çocukluk, ergenlik ya da gençlikte geçirdiğiniz yıllar hep aynı ve muhtemelen de hiç değişmeyecek. Çocukluk ve gençlik dönemleri bedensel-ruhsal yapılanma gücünün en üst noktalara ulaştığı evrelerdir. Bu süreçleri iyi değerlendirebilirseniz orta yaşlara daha güçlü adımlarla başlayabilir, yaşlılıkta karşılaşacağınız sorunların çeşitliliğini ve yoğunluğunu bir hayli azaltırsınız.

YALNIZ SAĞLIĞA ODAKLANMAYIN

Sadece daha sağlıklı kalmaya ve daha ‘fit’ olmaya odaklanmayın! Hayata sadece sağlık-hastalık gelgitlerinin değil, zenginlik-yoksulluk, varlık-yokluk, güçlülük-yoksunluk dışında, farklı ve büyük bir pencereden bakın. ‘Kaliteli ve mutlu bir hayat penceresinden’ baktığınızda onu kavramanız daha kolaydır. Bu pencereden izlediğiniz hayat, gürültüden, kavgadan, çatışma, sevgisizlik, gerginlik ve umutsuzluktan oldukça uzaktır.

Erdemli, dingin ve sonuna kadar hoşgörülü biri olmayı, inanç dünyasına keyifli yolculuklar yapıp tevekkül ve tasavvuf ile tanışmayı, Ahmet Yesevi, Mevlana ve Yunus’la el sıkışıp Budizm, Tao’cu felsefe ve Karma’dan faydalanmayı düşünüyor, ‘daha iyi bir hayat’ı gerçekten istiyorsanız geç kalmadınız. Yeterince vaktiniz hala var. Ve bu güzel sonbahar sabahı başlangıç için yeni bir fırsat.

NASIL BAŞLAMALI NEREDEN BAŞLAMALI

İşe kendinizi sorgulayarak değil, hayatınızı objektif bir bakış ile gözden geçirerek başlamalısınız.

Yeterince uyuyor, dinleniyor, tatil yapıyor musunuz? Aileniz ve dostlarınızla geçireceğiniz keyifli zamanlar yaratıyor musunuz? Tembellik haklarınızı, dalga geçme zamanlarınızı yeterince kullanıyor musunuz?..

Beslenmenize, yiyip içtiklerinize özen gösteriyor musunuz? Yoksa ‘Ne yiyorsanız o olduğunuzu’ siz de hep unutuyor musunuz?

Aktif ve hareketli biri olsanız bile bir egzersiz programınız var mı? Haftanın hiç olmazsa 3-4 günü ortalama 1 saatinizi beden ve ruh dengesinin en önemli ilaçlarından biri olan ‘düzenli egzersiz’e ayırıyor musunuz?

DERİN VE DELİKSİZ UYUYOR MUSUNUZ

Ya uykunuz? Derin ve deliksiz bir uykuyu en son ne zaman uyuduğunuzu hatırlıyor musunuz? Sabah uyanınca kendinizi mutlu, genç ve dinç hissettiğiniz o güzel sabahların çok eskilerde kaldığının farkında mısınız? Geceleri tatsız rüyalar görüp boynunuz ve enseniz terleyerek, ağzınız kuruyup, yüreğiniz ezilerek uyanmalarınızın niçin sıklaştığını hiç düşündünüz mü? Son günlerde modası geçmiş televizyon dizilerini zaplayarak tatsız, tuzsuz ve uykusuz kaç gece geçirdiğinizi hiç saydınız mı? Veya neredeyse her sabaha yorgun, bitkin ve baş ağrılarıyla uyandığınızın farkına vardınız mı?

İşi evinize taşıma alışkanlığı edineli kaç yıl oldu? Başlangıçta en çok bir saat süren o masum akşam çalışmalarınızı 2-3 saate ve daha sonra da 5-6 saatlik zaman dilimlerine çıkarmayı siz de başardınız mı? İşyerinizde arkadaşlarınıza, ortaklarınıza, çalışanlarınıza, evinizde eşiniz ve çocuklarınıza kısacası kendinize yani hayatınıza yüklediğiniz bunca stresi neden ve nasıl kazandığınızı hiç sorguladınız mı?

DEVEKUŞU OLMAYIN!

Bu sorulara vereceğiniz doğru ve samimi yanıtların kafanızı kumdan hemen çıkarmaya yeteceğinden kuşku duymayın. Eğer sağlıklı ve kaliteli bir yaşam istiyorsanız ‘kendinize çok iyi bakın, iyi baktırın’. ‘Her işin başı sağlık’ isimli o sihirli deyimi yol biterken veya iş işten geçerken değil yola başlarken hatırlayın. Dikkatsiz, plansız, programsız kendi haline bırakılmış, sıradan hayat sürmekte çok kararlı değilseniz hala vaktiniz var. Şimdiye kadar yaptığınız yanlışlar ve yapmadığınız doğruları bir kenara bırakmaya, sağlıklı, kaliteli bir hayata yeni adımlarla başlamay a vaktiniz hep olacak. Bu adımı hemen bugün atmaya, bu güzel sonbahar sabahına şu coşkulu cümle ile başlamaya ne dersiniz: Merhaba Yeni Hayat!..

SONUÇLAR ÜRKÜTMESİN

Ne bu hesaplaşmalar, ne de sonuçları sizi sakın korkutmasın. Her sorunuzda kendinize iyi bakmadığınızı biraz daha anlasanız bile sakın durmayın, devam edin. Muhtemelen sadece ‘kendinize iyi bakmama’da değil ‘kendinize baktırmama’da da bu yanlışları sürdürüyor olmalısınız. Kilonuzu ve kan basıncınızı en son ne zaman kontrol ettiniz? Eksiksiz bir fiziksel muayeneden geçmeyeli ve görmenizi test ettirmeyeli kaç yıl oldu? Diş hekiminizi en son ziyareti ne zaman yaptınız? Kolesterol yüksekliği sorununuzu yoksayıp bir kenarda bırakalı ne kadar zaman oldu?

FARKLI BİR HAYAT İÇİN

Daha çok:

Böğürtlen, havuç, ıspanak, domates, karnabahar, lahana, şalgam, pancar, ceviz, badem, fındık, keten tohumu, sarımsak, yaban mersini, üzüm, tahıl ürünü, baklagiller, portakal, greyfurt, elma, balık, yoğurt, zeytinyağı...

Yürümek, koşmak, yüzmek, gezmek, gülmek, eğlenmek, uyumak, dinlenmek...

Hoşgörü, sevgi, yardım, ilgi, bilgi, coşku, anlayış, ümit, şarkı, türkü, şiir, dağ, deniz, ağaç, çiçek, böcek...

Bedensel ve ruhsal işbirliği, yoga ve meditasyon...

Bitkisel çaylar...

Kitap, dergi, gazete okumak, açık oturuma katılmak, mektup yazmak...

Sinema, tiyatro ve konser izlemek, sergi dolaşmak...

Ev-arkadaş sohbetleri yapmak, aile ve akraba ziyaretlerini sıklaştırmak...

Besin destekleri: Proantosiyanidinler (OPC’ler), Alfa lipoik asit, Koenzim Q10 (Ubikinon), Omega-3, Omega-6, Antioksidan vitamin ve mineraller (C ve E vitaminleri, beta karoten, selenyum ve çinko). Dikkat. Bunları sadece doktor önerisiyle kullanmalısınız.
Yazarın Tüm Yazıları