Piyango bileti alma ile öğrenme arasında nasıl bir benzerlik var?

Bir insanın yıldırım çarpması sonucu ölme ihtimali, bir milyonda bir.

Haberin Devamı

Bir insanın büyük ikramiyeyi kazanma ihtimali ise on milyonda bir.

Hal böyleyken, neden bu kadar insan milli piyango bileti alıyor?

BEYNİN ZEVK BÖLGESİ

Bunun yanıtı Ulm Üniversitesi’nden Prof. Birgit Abler’in araştırmasında gizli.

Prof. Abler, denekleri fMRI makinesinin içine koyuyor ve bir çeşit kumar oyunu oynatıyor. Denekler oyun oynarken, onların beyin hareketlerini kaydediyor.

Merak ettiği soru şu: beynin keyfi ve zevki yöneten kısmı ( Ventral Striatum- VS) ne zaman aktif oluyor?

Ama oyunları öyle ayarlıyor ki deneklerin, bazı oyunları kazanma şansları yüksek iken; bazı oyunları kazanma şansları düşük. Bunu denekler de biliyor.

Verileri analiz edince ilginç bir şey keşfediyor.

NE ZAMAN ZEVK ALIRIZ?

Denekler, kazanma ihtimali düşük oyunları kazanınca, beynin VS kısmı üst düzeyde; kazanma ihtimali yüksek oyunları kazanınca alt düzeyde aktif oluyor.

Haberin Devamı

Yani, insan beklenmedik durumlarda kazanınca, çok mutlu oluyor ama beklenen durumlarda kazanınca çok mutlu olmuyor.

Bu, bir süperlig takımının amatör bir takımı yenince çok sevinmemesine benziyor. (Çünkü bu durumda kazanmak beklenen bir durum.)

KAYBEDİNCE DURUM NE?

Tabii bu kaybetmek için de geçerli.

Kaybetmeyi beklemediğimiz durumlarda kaybedince, üzülüyoruz ama kaybetme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda kaybedince , çok üzülmüyoruz.

İşte tam olarak bu yüzden insanlar piyango bilet alıyor.

İnsanlar biliyor ki büyük ikramiyeyi kazanma ihtimalleri çok düşük. Bu durumda kaybetseler bile çok üzülmeyecekler. Kazanırlarsa da beklenmedik bir kazanç olacağı için çok sevinecekler.

KEŞFETME MEKANİZMASI

Peki, beyindeki bu mekanizma neden böyle oluşmuş? İşte tam burada da konu öğrenmeye bağlanıyor.

Bir araştırmada, çocuklar fMRI makinesinin içine konuluyor ve onlara matematik problemleri veriliyor.

Çocuklar problemleri çözmeye başlıyor. Bu sırada beyin hareketleri izleniyor.

Bazı çocuklar problemleri çözüyor, bazıları çözemiyor. Çözemeyenlere yanıtlar söyleniyor.

Beyin hareketleri incelenince ortaya ilginç bir şey çıkıyor.

KEŞFETMENİN ZEVKİ

Çocuklar problemi kendileri çözdüğü an, beynin VS bölgesi en üst düzeyde etkin oluyor. Ama yanıtları duyan çocukların beyinlerinin VS bölgesinde çok az hareketlilik oluyor.

Haberin Devamı

Yani, çocuklar sonuca kendileri ulaşınca, inanılmaz keyif alıyor. Yanıt söylenince çok keyif almıyor.

(Aslında bu açıdan bakınca, okullar dünyanın en sıkıcı yerleri. Çocuklara soru sorup yanıtını söylemek çocuğu çok motive etmez ama çocuk yanıta kendi ulaşınca inanılmaz motive olur.)

KEŞFETME SİSTEMİ

Bu iki araştırmayı yanyana koyunca, beynin neden böyle çalıştığını anlıyoruz.

İnsanoğlunun yaşamı kültürel yapıyı öğrenmeye bağlı olduğu için, keşfetmeyi ve öğrenmeyi özendiren bir mekanizma gerekiyor.

Sürekli keşfetmek demek, sürekli sürprizlerle ve beklenmedik olaylarla karşılaşmak demek. Bu karşılaşma insan zevk veriyor.

Yani, beklenmedik durumların insana zevk vermesi, keşfetmeyi ve öğrenmeyi tetikleyen bir mekanizma.

Haberin Devamı

Keşfetmek insana zevk vermeseydi, ne olurdu?

Koşullar değişince, insanlar öğrenemez, keşfedemez ve dolayısıyla adapte olamazdı. Yaşam biterdi.

Keşfetmeyi özendiren bu sistem, hem insanın yaşamını sürdürmesine yardımcı oluyor hem de bize geçmişimizde olmayan milli piyango biletini aldırttıyor.

www.twitter.com/ozgurbolat
www.facebook.com/bolatozgur

Yazarın Tüm Yazıları