Sakın dönmeyin

Altını çizerek söylüyorum... Bayağı bir temizlik hareketi başladı. Bazıları da özellikle bayağı cesaretlidirler. Futbol Federasyonu bu konuda doğru yolda icraatlar yapmaya başladı. Aman devam edin, sakın dönmeyin.

GÖNÜL istiyor ki, son 30 yılda futbolun içinde bulunan üst düzey insanlar, yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular ve hakemler, büyük bir salona kapansınlar, en az 20 tane kamera o salonu çeksin ve herkes bildiklerini, gördüklerini, yaşadıklarını hiç çekinmeden söylesin.

Ama herkes, her şeye razı olacak. Çünkü Türk Ceza Kanunu’nda son derece yanlış bir madde var. ‘Rüşveti veren de alan kadar suçludur’ diye. Haliyle ertesi gün de o salonda bulunanlardan yüzde ellisi savcıların önüne çıkacaklardır. Ama inanın bir daha da kimse, Türk futbolunda bu işlere cesaret edemeyecektir. Çünkü yıllarca bütün bu kirli işleri yapanların yanına kar kaldı. Altını çizerek söylüyorum... Bayağı bir temizlik hareketi başladı. Çünkü bu son seçimlerde köşe başlarına dürüst insanlar geldi. Ve bazıları da özellikle bayağı cesaretlidirler.

Zeki Müren’in eşcinsel olduğunu hiç kimse kanıtlayamadı. Kanıtlayamazlardı da. Nedeni basit. Ya onunla beraber olan birileri söyleyecekti, ya kendisi. Veya birisi şikayet edecekti ve muayeneye gidecekti.

İspat etmeniz lazım

İnsanları parayla, alım satımın ispatı daha da zor. Şikayet de etseniz, hastanede muayene şansı yok. Bir tek suç üstü yapacaksınız. Ya da itiraf edecek. Bu da imkansız olduğuna göre sonuç ancak verenin ispat edilmesine kalıyor. Bakınız şu aşamaya kadar sizin kafanızda hep Türkiye’deki hakem müessesesi oluşmuştur. Ama yanılıyorsunuz. O grup işin bir parçası. Bunun içine çok zaman teknik direktör de girer, futbolcu da. Türkiye’de başarıya giden yolda, hakemi delemezsen, rakip takımı delmeye uğraşırsın. Bu işe çok büyük yatırımlar yapıp, paralar harcayıp, sonra da Türkiye’de şampiyon olmanın şartlarını öğrendim ama çok pahalı öğrendim diyen kulüp başkanları var.

Satın alınma grubunda yabancı futbolcular daha kolaydır. Çünkü yarın çekip gidecekler. Hatta parayı adamın memleketindeki evine teslim edersin. Buradan oraya götürme riski de kaybolur. Türkiye’de hakemlik artık kurtulacak. 8-10 sene sonra yalnızca masum bir şekilde yapılan hakem hatalarından bahsedeceğiz. Öküz altında buzağı aramayacağız. Futbol Federasyonu bu konuda doğru yolda icraatlar yapmaya başladı. Aman devam edin, sakın dönmeyin. Çünkü bu ülkede hakem tayini yapıldıktan sonra, sakatlanan hakemler, değiştirilen hakemler oldu. Nasıl tayin yapıldı, neden sakatlandı, nasıl başka bir hakem o göreve gitti? Bu sakatlıkların içine teknik direktörler bile girdi mi? Yoksa bu sakatlıkların sebebinin başında zaman zaman televizyonlara çıkıp ağlayan teknik direktörler de oldu mu?

Çünkü bu bazı teknik direktörler sahnenin önünde ayrı kıvırtıyorlar, arkasında ayrı. Bazılarının ispatları bende var. Ama yargının önüne çıktığınız zaman işin kilit noktasındaki bir iki kişi inkar etti mi, okkanın altına bizim gibiler gidiyor. Çünkü adamlar utanmazlar. Hem karşıdan para alıyorlar, hem de dava açarak bizden alıyorlar. Yani mübarekler sanki teleferik gibiler. Doldur boşalt, kazan sistemi.

Takla atanlar

KUSURA bakmayın, bugün biraz fazla hakem yazısı olacak. Ama burayı düzeltemezsek, siz istediğiniz kadar transfer yapın, istediğiniz kadar tesis yapın, hiçbir yere varamazsınız. İşin kökü burası. Bakın o kökten size bir iki görüntü...

Geçen yıl toplam 43 tane gözlemci varmış. Bu gözlemciler maç başına toplam 560 milyon lira para alıyorlar. Derbilerde bu para ikiye katlanıyor. Geçen yıl birçok Türkiye Ligi maçına da çift gözlemci yollanmış. Bu sene mecbur olunmadıkça maçlara tek gözlemci gidecekmiş.

Mustafa Çulcu’ya 3 defa Erdoğan Çamlıyurt, 4’er defa da Mahmut Çetinel ile Sabri Çelik gitmiş. Metin Tokat’a 3’er kez Yusuf Yaylı ve Necdet Erdilek gitmiş.

Orhan Erdemir’e 3 kere Mekki Keskin gitmiş. Cem Papila’ya 4 defa Sabri Çelik, Serdar Tatlı’ya 4 defa Mustafa Aslan verilmiş.

Bakın şimdi, Ali Kunak 20, Sadık Deda 20, Bülent Yavuz 14, Erdoğan Çamlıyurt 16, Erdoğdu Diyadin 17, Mevlüt Güzel 14, Serdar Çakır 17 kez gözlemcilik yapmışlar. Sadık Deda, TFF Antalya Bölge Müdürü, diğerleri MHK görevlileri.

Şimdi başka kavga başladı. Nasıl gözlemcilik müessesesini ayırırsınız. Ayırırlar arkadaşlar ve ayırmaları lazım. Arkadaşlar, bozacının şahidi şıracıydınız. Kapalı devre istediğiniz her türlü oyunları oynadınız. Sizi tenkit edenleri TV’lerde, gazetelerde karalamaya kalktınız. Ama en başınız, yani dava arkadaşlarınızdan en büyüğü, şimdi bir TV kanalında. Hatta inanın o en büyüğünüz, bazı yerlere telefon açıp, ‘Hiç merak etme, raiting uğruna masanın üzerinde takla bile atarım’ diyebiliyor. Bu günleri görmek de bana büyük keyif veriyor. Yıllarca anlatmak istediklerim, üç ay gibi kısa bir sürede yollara döküldü ve tezgahlara düştüler.

Allah’ım sen ne büyüksün...

NOT: Tereyağı işlerle uğraşmaktan, elinizdeki kanunu ve yönetmelikleri iyi okuyamadınız. Eğitimi kim yapar, klasmanı kim yapar, tayinleri kim yapar? Cümlelerini uyanıp dikkatli okusaydınız, bugün bu duruma düşmezdiniz. Ama biliyorsunuz, biliyorsunuz, mükemmel cinayet yoktur.

Sakal- bıyık!

SABRİ Çelik
MHK başkanı. Dava arkadaşları tarafından neredeyse gece yarısı pijamalarıyla uyandırılıp, MHK başkanı yapıldı. Şimdi O dava arkadaşları ondan diyet istiyorlar. Yukarıda da zangoç gibi Futbol Federasyonu duruyor.

Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.

Ama şu net gözükmeye başladı. Yumurtalar yumurtaya vurularak kırılıyor. Bakalım içlerinden civcivler mi çıkacak, yoksa başka şeyler mi?

Terim’e hazırlanıyor gibi...

MİLLİ takımlar Ersun Yanal’a bağlandı. Haluk Ulusoy döneminde Yanal’ın istediği zaten buydu. Tam yetkili çalışacak, bütün milli takımların teknik direktör atamalarına o karar verecek. Ama daha birinci günden Genç Milli Takım Teknik Direktörlüğü’ne Ünal Karaman’ın getirilmesini o yapmadı. Geçen dönem federasyon yetkililerinden bazıları, Yanal bütün milli takımları istiyor dediğinde bu kadar yükü kaldırmak çok zordur, görev dağılımı gerekir, onun için biz bu yetkiyi vermeyiz demişlerdi. Türk milli takımlarında oynayamayacak olan Celalettin’in Milli Takım’a çağrılması acaba eski federasyon görevlilerini doğruluyor mu?

Hoş, şimdiden bazı şeylerin, daha doğrusu kavramların istikbali sanki ileriye dönük hazırlanıyor gibi. Veya bana öyle geliyor. Yanılabilirim de. Ersun Yanal, Dünya Kupası elemelerinde başarılı olamazsa, sanki orası Fatih Terim’e hazırlanıyor gibi. Şartlarıyla ve her şeyiyle!

Yazık değil mi?

ÜMİT Karan.
.. Galatasaray’da yedek. Bazen maç kadrosuna bile giremiyor. Diğer büyükler dahil, her takımda forma giyer. Ama Galatasaray hem oynatmıyor, hem de satmıyor. Çünkü satarsa, yarın seyircisi onlardan hesap sorabilir. Yani çocuğa yazık oluyor. Bu yöneticileri anlamak mümkün değil. TV’lere, gazetelere aslanlar gibi çıkıyorlar, işi bilmedikleri için de futbolcuyu satmaktan korkuyorlar. Ve medya da bunlardan hesap sormuyor.

Onay’ın sözleri

HALUK Ulusoy
federasyon başkanlığı döneminde Türk futboluna damgasını vuran Gündüz Tekin Onay, Fanatik’ten Hakan Can’a önemli şeyler söylüyor. Kulak verin. Türk futbolunda şike de var, doping de diyor. Ve daha başka şeyler de diye devam ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları