İşte bunlar hep şundan oluyor

HER Allah’ın günü hiç şaşmamacasına “aman hükümetim/canım hükümetim” diye kalem oynatan yandaş köşe yazarı ile her Allah’ın günü “bu hükümetin yaptığı bi’ tane bile iyi iş yok aga” diye kalem oynatan anti-AKP köşe yazarının dramı aşağı yukarı aynıdır.

Haberin Devamı

Yılın üç yüz altmış dört günü hükümetin faziletlerini anlatan ve okurlarını buna fena halde alıştıran yandaş köşe yazarı, yılın bir günü yanılıp da hükümete laf çakmaya kalkınca...
İşitmediği kalmaz:
* “Demek sen de darbeci oldun” derler.
* “Demek sen de Kemalist oldun” derler.
* “Demek sen de elitist oldun” derler.
* Hatta “Demek sen de Silivri’yi özlüyorsun” bile derler.

Kendisini bir tür “AKP’ye çakma makinesi” olarak konumlandırıp okurlarını buna alıştıran anti-AKP köşe yazarı, hayatında bir kerecik “o kadar da değil aga” dediğinde...
İşitmediği kalmaz:
* “Demek sen de yalaka oldun” derler.
* “Demek sen de şakirt oldun” derler.
* “Demek sen de jölelendin”
derler.
* Hatta “söyle kaç para kaptın” bile derler.

Hep aynı yeri tokatlayan ya da hep aynı yeri koltuklayan köşe yazarlarına tavsiyemdir:
Böylesi dramlar yaşamak istemiyorsanız....
Kırk yılda bir de olsa çıkıntılık yapmak için kasmayın.
Durmayın, yola devam edin.
Yoksa kafa konforuna alıştırdığınız okurlarınızın asfalyalarını attırıverirsiniz.

Haberin Devamı

Nişantaşı restoranında ‘Andımız’ azarı yedim

ŞIK bir Nişantaşı restoranında kuruldum masaya.
Nasıl da açım.
Tam sipariş vereceğim, yanıma usulca bir hanımefendi yaklaştı.
“Ahmet Hakan Bey” dedi, “Sizi Andımız konusunda yazdıklarınız için protesto ediyorum”.
Ardından da başladı saydırmaya:
“Bu memleketin ekmeğini yiyen suyunu içen biri kendisini Kürt olarak göremez” dedi. “Ben Hollandalı damadımın bile kendisini Türk olarak hissetmesini sağlamaya çalışıyorum” dedi. “Başımıza neler geliyor böyle” dedi. “Siz nasıl olur da Andımız’ın kaldırılmasını desteklersiniz” dedi.
Konuştukça açıldı, açıldıkça konuştu.
Araya girmek için, bir kelime etmek için çırpındım ama nafile!
Bu arada hanımefendi sona doğru asabileşmek yerine duygusallaşmasın mı?
Sesi titremesin mi? Gözleri yaşarmasın mı?
Ve restoranın ortasında “Varlığım Türk varlığına armağan olsun, ne mutlu Türk’üm diyene” diyerek Andımız’dan küçük bir bölüm okumasın mı?
Ne yapacağımı şaşırdım.
Sadece “sizi anlıyorum hanımefendi” diye mırıldanabildim.

Ben galiba kadınların gözyaşlarına dayanamıyorum, bu bir.
İştahım büyük ölçüde kaçmıştı,
bu da iki.

Haberin Devamı

Çeşme’den bildiriyorum

5 Ekim Cumartesi.
Saat: 14.05.
Çeşme’de durum şöyle bir şey:
* Şezlonglar yalnızlık kokuyor.
* Meşhur dondurmacının önünde kimsecikler duraklamıyor bile.
* Animatörler eski askerler gibi sessizce kaybolmuşlar.
* Yaz günleri dolup taşan pidecide sadece tek bir kişi var.
* Sokaklar tenha, sakin ve mütevekkil.
* Bahçeli evler, koca siteler, butik oteller... Hepsi ama hepsi terk edilmiş sevgililer gibi ümit ile korku arasında gidip geliyorlar.
* Rüzgâr ve deniz “sadece ikimiz kaldık” diyerek birbirlerine sokuldukça sokuluyor.
* Beş yıldızlı otellerin yaz aylarında beliren o meşhur kibirlerinden eser kalmamış.
* Kısacası burası bu mevsimde hüznün başkenti olmuş güzel hanımlar, kibar beyler...

Haberin Devamı

Keşke politikacılar

* Keşke politikacılar televizyonlardaki şov programlarına katılıp sıfır kompleksle geyiğe tavan yaptırsalar. (Mesela Turgut Özal yapardı böyle şeyler... Şimdi de Melih Gökçek yapıyor.)
* Keşke politikacılar, sadece ağızlarına layık gazetecilerin sorularına değil, ağızlarına layık olmayan gazetecilerin de sorularına maruz kalsalar. (Politikacının hası, ancak kendisine aykırı sorular soran gazeteciler karşısında sergilediği performansla ortaya çıkabilir.)
* Keşke politikacılar sosyal medyada sıfır iletişimle varlıkla göstermeyi, diyalog yerine monoloğu tercih etmeyi bir tarafa bıraksalar. (Twitter’da herkese dert anlatmak, politikacıyı acayip güzelleştirir.)
* Keşke politikacılar en az futbol maçları kadar konser, tiyatro ve sinema kovalasalar. (Bir keresinde Tarım Bakanı Mehdi Eker’i Erkan Oğur konserinde söylenen deyişlere coşkuyla eşlik ederken görmüştüm... Ne kadar mutlu olmuştum.)

Yazarın Tüm Yazıları