Depresyon ilacı şişmanlatır

Son on yılda depresyon sorununun çözümü için üretilen ilaçların (antidepresan ilaçlar) sayısı ve kullanımında inanılmaz bir artış var.

Antidepresan ilaçların kullanımındaki bu olağanüstü artışın nedenleri ve muhtemel sonuçlarının ciddi araştırmalara konu olduğundan kuşkunuz olmasın. Antidepresan ilaçların kullanımındaki bu ürkütücü artışın boyutları; bazı antidepresanlara medyada reklam serbestliği tanınmasına, reçetesiz bile (tezgah üstü ilaçlar) satılması noktasına kadar ulaşmıştır.

ANTİDEPRESAN ilaçlardan bazılarının kullanımına çocuklarda da izin verilmesi, üzücü ve düşündürücü bir gelişmedir. Hayat ile henüz yeni tanışan çocuklarımıza depresyon ile çok erken yşlarda tanıştıkları bir dünya sunduğumuz, sorunların çözümünde anne babalar, eğitimciler ve sosyal örgütlenmeler olarak yetersiz kaldığımız için üzgünüz! Çocuklarımızı ailelerinin dışında kalan dünya ile ilk temas kurdukları, hayata ilk dokunuşların tereddütlü ve titrek keyiflerini yaşadıkları, cinselliklerini ve arkadaşlıklarını yeni yeni tattıkları günlere tozpembe bir pencereden korkusuzca bakmalarını sağlayamadığımız, terörle, savaşla ve şiddetle olabildiğince kirlenmiş bir dünya bıraktığımız içinse düşünceliyiz.

BİZDE BİRİNCİ SIRADA

Antidepresan ilaçların satış rakamları ülkemizde de hızlı bir artış gösteriyor. Son 30-40 yılın liderleri ağrı kesiciler, romatizmal ilaçlar ve antibiyotikler sıralamada çok gerilerde kaldı. En çok satan ilaçlar listesinde birinci sırayı Türkiye’de de çoktan antidepresanlar kaptı.

Depresyon gibi önemli ve güncel bir sorunun çözümünde ciddi bir tedavi desteği sağlayan bu ilaçların sağladığı başarıları görmezden gelmek ve önenmsememek mümkün değildir. Bu ilaçların hem bir önceki (trisiklik antidepresanlar: Amytriptilin, Doxepin, İmipramine, Desipramine, Amoxepine, Nortriptylline, Trimipxamine ve benzerleri) hem de yeni nesil temsilcileri (seratonin geri emilimine engel olanlar Citalopram, Fluoxetine, Paroxetine, Sertroline ve benzeleri) depresyon tedavisinde önemli yararlar sağladılar.

NEDEN ÇOK KULLANILIYOR?

Antidepresan ilaçların kullanımındaki hızlı artışın nedeni, öncelikle doktorların depresyon tanısı koymada daha çok bilgilendirilmeleridir. Son 20 yılda depresyon tanısını psikiyatri ve iç hastalıkları uzmanları yanında aile hekimliği uzmanları ve genel tıp pretisyenleri de koyabilmekte, tedaviye başlamaktalar. Bu ilaçların özellikle kadınlar arasında doktorlara danışılmadan, reçetesiz olarak dost, arkadaş, komşu önerileri ile kullanılmaya başlanması, son beş yılın olgusudur ve endişe vericidir.

RASGELE KULLANMAYIN

Bilgisiz ve gereksiz kullanılmaları halinde önemli yan etkiler ve tehlikeli sağlık sorunlarına yol açabilen antidepresan ilaçların sadece bu konuda deneyimli bir doktor tarafından önerilmedikçe kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir. Bu ilaçların uzun süreli kullanımının gerekli olacağı düşünülen hastalarda hekimin bir psikiyatri uzmanı ile işbirliği yapması zorunlu gibidir. Bu ilaçların depresyon tedavisinin tek çözümü olmadıkları da unutulmamalıdır. Psikiyatrist ve psikologların yapabilecekleri kişisel tedavi planları ilaç kullanımının başarısını arttıran, daha az miktarda ve daha kısa süre ile ilaç kullanımı sağlayan bir yöntemdir.

KİLO ALDIRAN İLAÇLAR

Antidepresan ilaçların uzun süreli kullanımı halinde ortaya çıkabilen önemli bir sorun ‘kilo alımı’dır. Özellikle seratonin geri alımını baskılayanlar arasında yer alan ilaçların kullanımında bir iki istisna dışında kilo almak kaçınılmaz bir sonuç gibidir. Bu ilaçların hangi mekanizma ile kilo almaya yol açtıkları bilinmemekte, metabolik faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir. Kilo almanın en yoğun görüldüğü antidepresanların başında Paroxetine gelmekte, bunu Sertraline, Fluoxetine ve diğerleri izlemektedir. Citalopram ile erken dönemde ağırlık artışı olmakta, karbonhidrat tüketiminde belirgin bir artış eğilimi ortaya çıkmaktadır. Nefazadon’un kilo alımına değil, kaybına neden olduğu belirtilmektedir.

Sadece antidepresanlar değil, ruh halini düzenleyici ilaçların birçoğu kilo artışı ve şişmanlık sorununa yol açar. Lityum tedavisi görenlerin üçte ikisinde ve ilk 2-3 yılda, 4-7 kilo kadar bir kilo artışının oluşabileceği saptanmıştır. Bu tür ilaçlar ile kilo alma sorunu, geçmişlerinde kilo fazlalığı ve şişmanlık öyküsü olan kadınlarda daha fazladır. Yeni kullanılmaya başlanan bir antikonvülsan olan Gabapentin’in de ağırlık artışı yaptığı belirlenmiştir. Amerika Obezite Birliği Başkanı Dr. Richard Atkinson, Phentermine ve antidepresan ilaçlardan oluşan kombinasyonun bazı obezlerde kilo kaybını kolaylaştırabileceğini belirtmektedir. Bu kombinasyonun phenterminein tek başına kullanılmasından daha etkin ve daha güvenli olduğu henüz araştırma sürecindedir.

Sonuç olarak özellikle seratonin geri alımını baskılayan yeni nesil antidepresan ilaçların kilo fazlalığı veya şişmanlık sorununda bir tetikleyici olmaları mümkündür. Bu ilaçların kullanılmalarının kan şekerinde düşmeye (hipoglisemi) ve insülin seviyelerinde kilo arttırıcı düzeyde artmaya (hiperinsülinemi) yol açtıkları belirlenmiştir. Unutmayın! Depresyonun teşhisi de tedavisi de sadece doktorların sorumluluğundadır. Depresyon teşhisi ve tedavisi uzmanlık gerektiren ciddi bir sağlık sorunudur. Bu sorunun çözümünde ne gibi tedavi araçlarından yararlanılacağı kararını sadece doktorunuz verebilir. Kullanılacak ilaçları, dozlarını, kullanım sürelerini, ne zaman ve ne şekilde bırakılabileceğini sadece doktorunuz planlayabilir.

Yanlışlardan korunmak için

Depresyonun tanı ve tedavisi için mutlaka konunun uzmanı bir doktorla işbirliği yapmalısınız. Böyle bir yaklaşım sizi

Yanlış teşhislerden,

Yanlış tedavi seçeneklerinden,

Yanlış ilaç veya ilaç kombinasyonlarından,

Yanlış (gereğinden az veya çok) dozda ve sürede ilaç kullanımından ve daha pek çok yanlışlardan koruyacaktır.

Depresyonun yeni ilacı egzersiz

Egzersizin depresyon belirtilerini hafiflettiği belirtilmektedir. Depresyonun tedavisinde egzersizden yararlanırsanız kilo almak yerine fazla kilolarınızdan kurtulabilir, en azından antidepresan ilaçların kilo kazandırıcı yen etkilerinden korunabilirsiniz. Duke Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada majör depresyon tanısı konulan ve ilaç kullanmak yerine düzenli egzersiz programı uygulanan hastalarda antidepresan ilaçları kullananlara göre 16 hafta sonra oldukça olumlu değişimler saptanmıştır. Altı ay sonra egzersiz yapmaya devam eden hastalarda depresyonun tekrarlamadığı görülmüştür. Egzersiz süresinin uzun tutulması ve düzenli bir program halinde egzersizin depresyonun tedavisindeki başarı şansını arttırdığı düşünülmektedir. Duke Üniversitesi’ndeki araştırmalar, her elli dakikalık egzersiz artışının depresyonu yenileme olasılığını yüzde 50 azalttığı belirtmektedir. Kısacası orta düzeydeki bir egzersiz programı bile depresyonla savaşmanızda size önemli yararlar sağlayabilir.
Yazarın Tüm Yazıları