Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Erdoğan ve tersten okuma

Başbakan Recep Tayyip Erodoğan, YÖK Yasası’nda geri adım attıktan sonra, SABAH’tan Yavuz Donat’a, ‘Saflar belli oldu’ demişti.

O gün, Erdoğan’ı iyi tanıyan bir siyasi bu sözleri bize, ‘Tersten okuyun. Hedef laik kesim değil, yeterli desteği alamadığı kendi yandaşları’ diye yorumlamıştı.

Erdoğan’ın önceki gün, imam hatip lisesi mezunlarının velilerine, ‘Tasarının karşısına dikilenlere gereken cevabı vermediler’ diye sitem etmesi galiba bu yorumun haklılığını ortaya koyuyor.

‘Tersten okuma’, Erdoğan’ın söyleminde önemli bir yer tutuyor.

Oysa, velilere ‘Tepkisiz kaldınız’ eleştirisini getiren Erdoğan, Leyla Zana ve arkadaşlarına tepki veren 10 AKP milletvekiline de grupta ağır eleştiriler yöneltmiş, ‘Size efsane diyen kurumları tersten okuyun’ uyarısını yapmıştı.

ÖZAL ÖZÜR DİLEMİŞTİ

Milli Görüş’ün ‘lidere biat’ anlayışıyla yetişip yoğrulmuş olan Erdoğan, belli ki AKP üzerindeki hakimiyetini de yine ‘biat’ esasına dayandırıyor.

Bu üslup, aynı anlayışla yetişmiş olan Milli Görüş kökenli AKP’liler üzerinde etki yapıyor.

Ancak, Milli Görüş’ten gelmeyen AKP’lileri ise gerdiği görülüyor.

Bu milletvekillerinden biri, ‘Başbakanımızı Yunanlıların övmesini de mi tersten okuyalım?’ diyerek rahatsızlığını gizlemiyor.

Başbakan’ın grupta kendi milletvekillerine karşı takındığı sert üslubu hayretle karşılayanlardan biri de tecrübeli siyasetçi Mehmet Keçeciler.

Keçeciler önce, Bülent Arınç da dahil biz Necmettin Erbakan’a karşı Korkut Özal’ı desteklediğimizde, gençlik kolları başkanı olarak Erdoğan da bizimle birlikte hareket etmişti’ anımsatmasında bulunuyor.

Dostane bir üslup içinde milletvekillerine karşı sert üslubun doğru olmadığını belirten Keçeciler, Özal’dan ilginç bir örnek veriyor.

ANAP’ın bir grup toplantısında Özal, kürsüde zamlarla ilgili ağır eleştiri yapan Aydın Milletvekili Nabi Sabunca’ya ‘Sen halkı düşünüyorsun, ben zamcıbaşıyım, değil mi?’ diye laf atıyor.

Ama Özal kürsüye çıkınca söze, ‘Bu kadar kızmamalıydım; özür dilerim’ diye başlıyor.

Keçeciler, ‘Sizi ben seçtirdim’ yaklaşımını da doğru bulmuyor, Özal da herkesi seçtirmişti; ama bunu hiçbir zaman ima dahi etmezdi’ diyor.

‘İKİ FARKLI AKP GÖRÜNTÜSÜ’

Erdoğan,
Meclis’in ekim ayında yeni bir sürece gireceğini biliyor.

Böyle bir süreçte, bir yandan kızdığı milletvekillerini, diğer yandan TBMM Başkanı Bülent Arınç faktörünü dikkate almak durumunda.

Arınç, Meclis Başkanlığı’nı bir kez daha arzuluyor.

Moğolistan Cumhurbaşkanı’nı karşılamaya Çankaya Köşkü’ne giden Arınç’ın, konuk ABD Başkanı Bush olunca Köşk’e gitmemesi ve ‘Davetiye geç geldi’ diyerek soluğu Manisa’da alması Erdoğan’ı çok da mutlu etmemiş gibi.

Çünkü Erdoğan, bu davranışın Amerikalılar karşısında ‘iki ayrı AKP görüntüsü’ yarattığını fark edebilecek siyasi donanıma sahip.

Başbakan, Arınç’ı dışlasa bir türlü, dışlamasa başka türlü.

Ya partide büyük çatlak yaratabileceği endişesiyle yine yola Arınç’la devam edecek; Arınç’ın bazı çıkışlarını sineye çekmeye devam edecek.

Ya da Arınç’ı kenara çekmeye ikna edecek; ancak bu kez de mevcut rahatsız milletvekillerine Arınç ve arkadaşlarını ekleyecek.
Yazarın Tüm Yazıları