Divan Otel'de 'O anlar'

Güncelleme Tarihi:

Divan Otelde O anlar
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2013 15:43

İrem Köker dün gece Divan Otel'de yaşananları yazdı...

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan ile Taksim Dayanışma Platformu temsilcilerinin görüşmelerinin ardından herkesin gözü Gezi Park'takilere çevrildi. Dün gün boyunca Gezi Park eylemcilerinin ne yapacağıyla ilgili birbirinden çelişkili haberler geldi. Çekilmekten devam etmeye, tek çadırdan parti ve STK bayrakları toplatılmasına kadar çok sayıda senaryo dolaştı ortalıkta.
Neler olduğunu anlayabilmek amacıyla öğleden sonra Gezi Parkı'na gittim. Toplanan çadırlar vardı, Taksim Meydanı tarafındaki merdivendeki barikatlar kaldırılıyordu. Partiler bayraklarını indiriyordu.
Barikatta yalnızca biri polise ait, iki tane yanmış araç vardı, eskiden kalan. Muhtemelen eylemcilerin gücü yetmedi onları kaldırmaya...
Bir yanda BDP'liler merdivenlerin hemen üstünde halay çekiyor, az ötelerinde Roman vatandaşlar göbek atıyordu.
Parkın muhtelif noktalarında oluşturulan forumlarda gruplar halinde bundan sonra atılacak adımlar tartışılıyordu.

Haberin Devamı

“BİRKAÇ GÜNE BİŞEY KALMAZ”

Özetle Kara Gece'den birkaç saat önce Gezi Parkı'nda şenlik havası hakimdi. Ağır basan eğilim, direnişe devam etmekti.
Bunun nasıl yapılacağı için bulunan orta yol da parti ve STK'ların tek bir çadırda birleşmesiydi ve parkın daha düzenli bir hale getirilmesiydi...
Ortam o kadar barışçıl ve sakindi ki, haftasonu İstanbul'a gelen ve Gezi Parkı'nı merak eden annemi telefonla arayıp çağırdım.
Hatta ona, "Bugün geldin, geldin. Birkaç güne pek bir şey kalmaz burada" dedim.
Akşama doğru geldiler... Gezi Parkı'nı dolaştık, sonra Divan Otel'e oturduk.
Herkesin keyfi yerindeydi. Parktan forumlarda konuşanların sesi geliyor, arada müzik sesi yankılanıyordu.

ORTAM BİR ANDA GERİLDİ

Sonra, Twitter üzerinden Başbakan Erdoğan'ın konuşmaları gelmeye başladı.
Erdoğan, Ankara'da "Çok açık net söylüyorum, Taksim Meydan boşaldı boşaldı, boşalmadığı takdirde artık bu ülkenin güvenlik güçleri orayı boşaltmayı bilir" dediği haberi gelir gelmez, Gezi'de kıpırdanmalar da başladı...
Şenlik havası yerini yavaş yavaş tedirginliğe bıraktı. Önce yuhalamalar, ardından sloganlar geldi.
Son birkaç gündür süs diye taşınan baretler takılmaya başlandı. Ardından biz Divan Otel tarafında duymadık ancak Twitter'da polisin "dağılın, müdahale edeceğiz" uyarısı yapmaya başladığı bilgisi yayıldı.
Annem ve iki ablamı apar topar uzaklaştırdım. Ben de baretimi, gaz maskemi ve yüzme gözlüklerimi takıp Gezi Park'a girdim.
Ancak saldırı o kadar ani ve yoğun olmuştu ki, taksiye binene kadar annem ve iki ablam biber gazından nasiplerini almışlardı.
Gezi Park'ta yaşananlar tam anlamıyla bir kaostu. Müdahaleden hemen önce Gezi Park'tan onlarca insan ayrılıyordu, bir o kadar insan da parkı dolduruyordu.

Haberin Devamı

OTELİN İKİ TARAFINDA İKİ TOMA

Tüm bu kaosun ortasında müdahale başladı. Hep beraber Divan Otel'e sığındık. O sırada otelin hem Talimhane hem de Taşkışla tarafında birer TOMA belirdi.
Uzaktan ses bombalarının ve biber gazı fişeklerinin sesi geliyordu. O esnada doğrudan Divan Otel'e müdahale yoktu ancak atılan gazlar oraya kadar ulaşıyordu.
Ve parktan kaçışan insanlar gelmeye başladı. Bir yanda gönüllüler reviri işaret ediyor, diğer yandan gönüllü avukatlar insanlara gözaltına alınan olup olmadığını soruyordu.
Gelenlerin çoğu hazırlıksızdı. Maskeleri bile yoktu. İnsanlar şok yaşıyordu.
Orta yaşlı kadınlar gördüm, bir de çocuklar... Talcidli sularla hemen bu insanlara müdahale ediliyordu. Durumu ağır olanlar yukarda yer alan revire taşınıyordu.

Haberin Devamı

POLİS 15 DAKİKADA GEZİ’NİN SONUNA ULAŞTI

Yaklaşık bir 10-15 dakika sonra Gezi Parkı'nın otele bakan tarafında Çevik Kuvvet belirdi. Sayıları yaklaşık 30-40 olan Çevik Kuvvet polisleri, Gezi Parkı'nın Divan'a bakan girişini kapatmıştı.
Otel görevlileri, herhangi bir gerginlik yaşanmaması dışarıdakileri otelin içine almaya başladı. Hepimiz içeri girdiğimiz sırada, doğrudan otele değil ama önündeki yola atılan çok sayıda biber gazı otelin içini çoktan doldurmuştu bile...
Büyük bir kaos yaşanıyordu. Görevliler alt katlara inen merdivenleri açtılar. Birçok kişi alt katlara indi. O dakikalarda otelin içinde nefes almak mümkün değildi.
Tekrar söylüyorum, henüz otelin içine herhangi bir müdahale olmamıştı...
O esnada, Çevik Kuvvet otele doğru ilerledi ancak otel yetkilileri araya girince tekrar park tarafındaki yerlerine döndü.

Haberin Devamı

İÇERİDE GAZ, DIŞARIDA SU

Dışarıdaki gaz dağılmaya başlayınca, nefes almak için insanlar tekrar dışarıya çıkmaya başladı.
Polise karşı yalnızca sloganlı protesto yapılıyordu. "Her yer direniş, her yer Taksim", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sesleri yankılanıyordu.
Sloganlar atılırken, Talimhane ve Taşkışla taraflarından birer TOMA otelin önüne geldi. Talimhane'den gelen, otelin ana kapısının önündeki kalabalığa, Taşkışla'dan gelen de Divan Pub'ın bahçesindekilere tazyikli su sıkmaya başladı.
Görmedim ancak o esnada birkaç kişinin "yanıyorum" diye bağırdığını işittim...

İSTİKLAL MARŞLI “DİRENİŞ”

O sırada otelin önündeki bir grup, polisin hem müdahalesini engellemek hem de biraz protesto olsun diye Türk bayraklarını açıp, İstiklal Marşı'nı söylemeye başladı. Polis, müdahaleye ara verdi bu esnada...
Etrafta çok sayıda yaralı vardı. En az üç defa ambulans gelip, durumu ağır olanları götürdü. Yaralananların çoğu astım krizi geçiriyordu.
İçeride nefes alınamıyordu, dışarıdakilerinse üstüne su ve gaz atılıyordu. Koridorlar sinir krizi geçirenler, çığlık atanlar, nefes almaya çalışanlarla doluydu.
Otel görevlileri müthiş bir iyi niyetle ellerinden geleni yapıyor ancak yine de yetişemiyordu herkese ve herşeye...
Daha sonra polisin, Taşkışla tarafından ayrılmak isteyen olursa müdahale etmeyeceği bilgisi ulaştı.
Ayrılanlar oldu otelden. Daha sonra tekrar müdahale başladı. Bu kez otelin kapısına kadar geldi polis. İçeri giremedi ama içeri biber gazı atabilmeyi "başardı".

Haberin Devamı

MÜDAHALE, ÇEKİLME, KORİDOR…

Sonra tekrar geri çekildi ve tekrar çıkmak isteyenler için "koridor" açıldığı duyuruldu.
Sabahın erken saatlerine kadar bu rutin böyle devam etti.
Müdahale, geri çekilme, "kaçış" koridoru, müdahale, geri çekilme, "kaçış" koridoru...
Özetle 15 Haziran Kara Gece olarak tarihe geçerken, Gezi Parkı ve Taksim Meydanı da insansızlaştırıldı.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!