Binlerce arasından onları seçtim

Geçtiğimiz pazar, Mehmet Altan Vatan Gazetesi’nin ekindeki yazısına ‘Karşımdaki kadın bir elinde pahalı dükkanların torbaları, diğeriyle çöp karıştırıyor.

Haberin Devamı

İleride genç bir çift öpüşüyor. Paris’teyim’ diye başlıyordu. Yazı, orada geçirdiği üç günü, çocukluk arkadaşının rehberliğinde gezdiği Paris sokaklarını, hangi sokağın ortaçağdan kalma; hangi sokağın yeni olduğunu, sokağın kavisli mi yoksa cetvel gibi düz olduğuyla anlaşabileceğini anlatıyor, geldik, gezdik, dönüyoruz mealinde bir cümleyle de bitiyordu.

Evet dönüyorduk.

THY’nin hangi sayılı seferi olduğunu elbette unuttuğum seferi ile İstanbul’a geliyorduk. O önde bir yerlerde oturuyordu. Ben arkada. Yazıyı uçakta okudum. Ve koşullar ne olursa olsun bu kadar güzel yazabilme becerisini, ne yalan söyleyeyim, kıskandım.

Ben de Paris’teydim. Ben de avarelik etmiştim. Ben de çöp karıştıran kadını değilse de öpüşen koklaşan çiftleri izlemiş, her gidişimde ne yapıp ne edip yolu uzatmak pahasına mutlaka önünden geçtiğim gençlik mekanlarının yerli yerinde durduklarını görüp sevinmiş, havanın güneşli olmasının tadını çıkarmış, Beaubourg’daki harika Guisseppe Penanone sergisini gezmiş, üç gün için bile olsa Paris’te olmanın keyfini sürmüştüm.

Hürriyet’in Yaşadığımız Mekanlar ekine yazmak için bir iki not almış, yeni açılan yerlere şöyle bir uğramış, Odeon Meydanı’ndaki Editeurs lokantasında arkadaşlarımla buluşmuş, oraya giderken fotoğraf makinemi evde unutmuş, bu yazının nasıl derler ‘görsel’ini ıskalamış, yalan yok, unutkanlığım için de kendimi cezalandırmaya falan kalkmamıştım.

Ama oradan yazmaya gelince, yazmayı her zamanki gibi dönüşe bırakmıştım.

Bende her yolculuğun büyüsü birkaç gün sürer.

Bıraktığım işlere yeniden başlamam, aramam gerekenleri aramam, yapmam gerekenleri yapmam, zaman alır. Gözümden renkler, burnumdan kokular gitmez.

Bu esrikliğin ne kadar süreceği ise gidilen yere bağlıdır.

Tecrübeyle sabittir: Paris bir haftamı alır.

Ama bitince de biter. O zaman yazmak işkence olur.

Kuytu köşelerden bulup çıkarmak zorunda kaldığınız anılarınız gibi de yorucu.

Onun için bu gün Editeurs’ü, oraya birlikte gittiğim arkadaşlarımı, yediklerimizi içtiklerimizi konuştuklarımızı değil, Paris’in değişik bölgelerine serpilmiş binlerce lokantanın arasından seçtiklerimi yazacağım.

Belki birilerinin yolu bugünlerde Paris’e düşer, belki bu adresler onlara yardım eder.

Yerim olsa, daha 14, 15, 16’ncı bölgeler var. Belle Ville’deki Çinliler var.

Ama belki de böylesi daha iyi. Zira fazlası cüzdanı deler, ruhu sarsar. En beteri de sağlığa zarar.

Yolu 3, 4 ve 11’inci bölgelere, Hotel de Ville, Marais, Bastille’ye düşecekler için

MON VIEL AMI

Bilenler bilir: Yıldızlı şefler tek lokantayla yetinmezler. Mon Viel Ami de ünlü şef Antoine Westermann’ın Paris’teki ikinci lokantası. Şık, tasarımcıların el attığı bir dekoru var. Ama asıl iddiası yemekleri. Pırasalı uskumru, kişnişli ve kuru üzümlü mezgit... Tel: 01 40 46 01 35 Her gün açık. Ortalama fiyat 60 euro.

L’ORANGERIE

Fransızların ünlü oyuncusu ama oyunculuğu kadar gurmeliği ile de ünlü olan Jean Claude Brialy’nin lokantası. Tabloların, şamdanların, yuvarlak masaların, yere kadar örtülerin, billurun, porselenin, gümüşlerin kullanıldığı dekoruyla şık mı şık bir lokanta. Klasik Fransız mutfağının en iddialı yemekleri. Tatlılar nefis. Tel: 01 46 33 93 98 Haftanın her günü açık ama sadece akşam yemeği var. 65 euro ve üstünü gözden çıkarmak gerekiyor.

LES BAINS

Ünlülerin uğramadan geçmediği gece kulübünün kapandıktan sonra geçtiğimiz aylarda yeni bir adreste, yeni bir ekiple açılan şubesi. Rivayete göre eski şaşaalı günleri kadar değilse de gene dolu, gene dolu, gene doluymuş. Tel: 01 48 87 01 80 Salı-Cumartesi 21.00-01.00 arası açık. Diskotek 23.00’ten şafağa kadar.

Yolu 1 ve 2. bölgelere, Place Vendome, Opera, Palais-Royale, Bourse, Halles taraflarına düşeceklere

AUX LYONNAIS

Ünlü şefler Alain Ducasse ve Thierry de la Brosse tarafından alınıp yenilenen 1890’dan kalma bu geleneksel bistroda Lyon mutfağının yemeklerini tatmak mümkün. Başka bir Alain Ducasse lokantasında ödeyeceğiniz fiyatın üçte birine müthiş yemekler yiyorsunuz. İkili mönüyü oluşturduktan sonra mutfağın başına Plaza Athenee’de yetişmiş genç bir şefi, Christophe Saintage’ı geçirmişler. 19. yüzyıl dekorunun hakim olduğu, duvarlarını büyük aynaların, çiçekli çinilerin süslediği lokantanın en gözde yemekleri tavuk ve et çeşitleri. 28 euroluk mönü de var. Tel: 01 42 96 65 04 Salı, Cuma 12, 14 Salı Cumartesi 19.30-23.00 arası açık. Kişi başı ortalama 40 euro.

L’ABSINTHE

Mesleği babasından ünlü şef Michel Rostang’dan devralan Caroline Rostang’nın denetiminde yeni açılmış ve şu aralar çok popüler olan Absinthe beyaz örtülerin serili olduğu kare masalı, rahat iskemleli ilk katı sigara tiryakilerine ayrılmış neredeyse sıradan bir lokanta. Ama iş istiridye yemeğe gelince Paris’in en iyi istiridyelerinin orada yendiği de gerçek. Şarap mönüsü zengin ve şişe fiyatları 20-40 euro arasında değişiyor. Tel: 01 49 26 90 04 Cumartesi ve Pazar günleri dışında öğle ve akşam servisi var. Kişi başı 45 euro civarı.

Yolu 8’inci bölgeye, Champs-Elysees ve Madeleine tarafına düşeceklere

Haberin Devamı

LE BOEUF SUR LE TOIT

Geçen Eylül ayında yenilenen bu ünlü brasserrienin tarihi biraz da Paris’in Belle Epoque günlerinin tarihi. Hani duvarlar dile gelse de anlatsa denilen mekanlardan. Art Deco’nun bütün ihtişamının görülebildiği dekoru, büyük vazolara yerleştirilmiş büyük çiçekleriyle şık ve rahat bir mekan. Deniz mahsulleri, kaz ciğeri, av etleri... Canınız ne çekerse yer üstüne acı bir kahve içersiniz. Tel: 01 53 93 65 55 Her gün 12.00-15.00 ve 19.00-01.00 arası açık. İyi bir şişe şarap yaklaşık 30 euro civarında.

MARCEL

Yenilenen Drugstore’un iddialı lokantası. Yemekler iyi, dekor berbat. Gene Alain Ducasse, gene Alain Ducasse. Açık mutfak, neyi nasıl yaptığını gördüğünüz şefler, susamlı kerevit, tencerede sebzeli barbunya balığı gibi yemekler. Meraklısına. Tel: 01 44 43 66 66 Her gün açık. Adam başı 80 euro.

Haberin Devamı

Yolu 7’nci bölgeye, Invalides ve Ecole Militaire tarafına düşeceklere

LE CAFE DE L’ESPLANADE

Fazla civcivli olmayan bu semtte Invalides Meydanı’nın köşesinde, Costes zincirinin bir halkası. Güzel bir dekoru, açıldığı günlerde güler yüzlü olan sonra şımaran personeli, sağlığına ve kilosuna dikkat edenlere yönelik bir mönüsü var. Müşterileri Paris’in bu pahalı semtinin sakinleri. 52 Rue Fabert, 7. Bölge. Tel: 01 47 05 38 80 Her gün 11.00-01.00 arası açık. En ucuz şarap Brouilly 21 euro, en pahalı şarap Chateau Cheval-Blanc 336 euro. Yemek kişi başı ortalama 25-35 Euro.

Yazarın Tüm Yazıları