İlkbaharın habercisi

BOTANİK bilgim çok az. Ama az çok tarih bilirim... Haliyle lalenin ne anlamlara geldiğinden haberdarım!

Haberin Devamı

Acaba her ülkenin baharı müjdeleyen kendine özgü bir çiçeği var mıdır?
İstanbul’da laleler, şehri bezediği anda, hepimiz baharın geldiğini fark ederiz. Yollardan geçerken, parklarda otururken binbir çeşit lale bizde bir göz şöleni yaratır.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in bir şiirinden belleğimde kalan bir dizeyi, lale mevsimine yakıştırırım.
Ne diyordu Çamlıbel?
“Bahçemde açılmaz seni görmezse çiçekler
 Sahil seni, rüzgâr seni, akşam seni bekler
 Gelmezsen eğer, mevsimi nereden bilecekler?
 Sahil seni, rüzgâr seni, akşam seni bekler!”
Gerçekten biz de laleler açmazsa mevsimi nereden bileceğiz? Onları seyrederken, İstanbul’da bir baharı yaşarken, bundan esinlenen sanatçılarımız ne çizmişler, neler yaratmışlar? Bir gün lalelerin ömrü bittiğinde bile onları anlatan sanatçıların eserleri, laleleri yaşatacak. Tıpkı, Dolmabahçe’de düzenlenen, “Sarayda Lale Zamanı” sergisindeki eserler gibi.
Sergide üç sanatçının lale üzerine çeşitlemeleri var. Başka bir deyimle, lalenin onlarda uyandırdığı duyguları bize yansıtmışlar. Aslında geleneksel sanatları bugünün anlayışına getiren, bugün de onun yaşayan yanlarını bu sergide görebilirsiniz.
Her zaman söylerim, geleneksel sanatın lezzetini yenileyerek bugüne getirmezseniz, onu ihmal ederseniz, modern sanatı kuracağınız platformu bulamazsınız. Lale gibi; edebiyatta, müzikte, plastik sanatlarda esin kaynağı olan bir çiçeği, bu çalışmalarda görmek, sanatın zenginliğini, çeşitliliğini ortaya koyuyor.
Bir çiçek ekseninde yapılan sanatçı çalışmaları benim ilgimi çeker, çünkü karşılaştırmalı bir inceleme yapma olanağı verir size. Bir de yorum farkını sunar.

* * *

Haberin Devamı

SERGİDE eserleri sergilenen isimler: Reyhan İsen, Münevver Üçer, Kaya Üçer.
Üç sanatçı için de tanıtıcı bilgi yararlı olacaktır.
Reyhan İsen’in kurutulmuş yapaklar üzerindeki çalışmaları dikkate değer, özellikle Neşeli Filler’i çok sevdim.
Reyhan İsen özellikle İstanbul Gravürleriyle Şükûfeleri bir arada değerlendirerek, yeni kompozisyonlar oluşturdu. Doğa düşkünü olan Reyhan İsen son çalışmalarında kurutulmuş yapraklar üzerinde klasik sanatların farklı özelliklerini denedi.
Kaya Üçer, usta-çırak ilişkisinin bir örneği: Topkapı Sarayı Müzesi’nde 52 sene bilfiil kalem işi restorasyonlarında çalışmış olan babası ile bir arada başladığı ve yürüttüğü sanatı içinde sivil, dini, askeri yapılarda sanatını icra etmiştir. Topkapı Sarayı Müzesi, Harem III. Murat Kütüphanesi başta olmak üzere birçok tarihi binanın araştırma raspaları ve desenlerinin ortaya çıkarılmasında ve ülkemizin güzide mekânlarında kalemişi çalışmaları yapmıştır.
Münevver Üçer, 8-9. yüzyıllardan beri süregelen klasik tezbip sanatımıza getirdiği yeniliklerle dikkat çekiyor. Yurtdışında ve yurtiçinde açtığı sergiler, verdiği konferanslar, bildiriler ve yayınladığı kitaplarıyla tezbip sanatını bütün dünyaya tanıtmaktadır.

* * *

Haberin Devamı

SERGİYİ 12 Nisan akşamına kadar gezebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları