Cep telefonu mutluluk aygıtıdır

BUGÜN sizinle bilişim ürün ve hizmetlerinin milli gelire katkısı üzerinde sohbet etmek istiyorum. Ama bu konuya girmeden önce, ana düsturu “bükemediğin eli öp” olan Kürt açılımına, naçizane bir katkıda bulunmak istiyorum.

Haberin Devamı

Açılım, “PKK’lı teröristler, silahlı mı, yoksa silahsız mı yurdu terk etsinler” gibi tamamen anlamsız ve içeriksiz bir konuda tıkanmış duruyor. Bu çekilme(me)nin, hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. PKK yetkilileri mesela “15 Nisan Pazartesi günü saat 00.00 itibariyle PKK’lıların silahsız bir şekilde sınır dışına çekilmeleri tamamlanmıştır” diye bir bildiri yayınlasın.  Devlet de bunu teşekkürle kabul etsin. İkinci aşama başlasın. “Mevzubahis olan açılımsa, gerisi teferruattır”.
Gelelim esas konuya. Milli gelir, milli gelir muhasebesi ilke ve kurallarına göre yapılan bir ölçümdür. Yani, Ölçülmesi gerekeni değil kendi tanımladığı şeyi ölçer. Milli gelir, iki kişi arasında cereyan eden parasal veya parayla ifade edilebilecek mübadele işlemlerinin (transactions) piyasa değerini kayda geçer. Hâlbuki amaç, insanların refahını ölçmek olmalıdır. Refah, tatmindir. Tatmin de fayda tüketiminden doğar. Uçağın motorları daha durmadan, cep telefonuyla dostunu arayıp, uçak indi diye haber veren yolcunun duyduğu tatmin yani bu konuşmanın yarattığı fayda “milli gelir” hesabına girmez. Bunun yerine milli gelir muhasebesi, telefon şirketinin abonelerine kestiği faturayı hesaba alır. İnternet’te yapılan gezintilerin, twitt-leşmelerin, facebook-laşmaların, link-leşmelerin, sohbetlerin, oynanan oyunların, porno seyretmelerin kişilere sağladığı tatmin için servis sağlayıcılara ödenen bedel, geçmişte aynı tatmini sağlayan ürünlere yapılan ödemelerle kıyaslandığında çok düşük kalmıştır. Milli gelir, ölçüldüğünden daha fazla artmaktadır.

Haberin Devamı

GÖRÜŞMEK BİR DAKİKA KONUŞMAK BİR ÖMÜR SÜRER

Maslow’un beş kademeli ihtiyaçlar hiyerarşisi cetvelinin dördüncü basamağı “bilinmek, tanınmak, başkalarının saygı ve sevgisini kazanmak, kendine güven duymak” şeklinde tanımlanan “sosyal” gereksinimlerdir. Bilişim ürünleri, sanal bir “sosyal ortam” yaratarak milyonlarca insana bu hazzı tattırmaktadır. Ancak unutmayın, bu süreç de azalan verim kanuna tabidir. Zevk alabiliyorsanız, alın. Alamayacağınız günler de gelecektir. Yaşlananların tatminsizliği ortada değil mi?
Son Söz: Buluşmak konuşmaksa, konuşmak buluşmaktır.     

Yazarın Tüm Yazıları