Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Baykal’ın ‘ihanet’ suçlaması ağır kaçtı

CHP, 1993’ten bu yana beş kez genel başkan değiştirmiş bir parti.

Bu değişikliklerin hiçbiri de CHP’yi, bırakın tek başına iktidara taşımayı, birinci parti dahi yapabilmiş değil.

Döneminde CHP baraj altında kalmasına rağmen üç kez genel başkanlık şansı yakalayan Deniz Baykal, bugün de liderliği tartışılan biri isim.

CHP’de, Baykal’la iktidar şansımız yok’ diyenlerin sayısı da artıyor.

Baykal’ın arkadaşları arasında bile bu şansı, ‘Simyacı’ kitabındaki gibi evrenin dengesine bağlamış olanlara rastlamak mümkün.

Bu CHP’liler, ‘Evren, Baykal’a yapılan haksızlığı bir şekilde giderecek ve Baykal siyaset hayatını mutlaka başbakan olarak kapatacak. Medya da Baykal düşmanlığını bir kenara bıraksa bu iş tamam’ görüşünde.

MUHALEFETE YÖNETİM DESTEĞİ!

Deniz Baykal
muhalifleri ise bunu ‘hayal’ görüyor.

Düne kadar Baykal’ın çok yakınında olan bazı isimlerin de bu kanıya ulaşması muhalefete katkı yapanların sayısını artırıyor.

Bu nedenle ‘30’lar hareketi’, kısa dönemde sonuç alıcı bir güce ulaşacak gibi görünmese de CHP yönetimi için sürpriz bir çıkış olmuş.

Kendi aralarında henüz ciddi bir anlayış birliğine ulaşmamış olmalarına rağmen, bu sayıdaki bir milletvekili grubunun yönetimi değiştirmek amacıyla bir araya gelmesine, küçümsenecek bir girişim olarak bakılmıyor.

Çünkü, bu isimlere 9’lar, Kemal Derviş ve arkadaşları ile diğer küçük gruplar eklendiğinde muhaliflerin sayısı ikiye katlanıyor.

Muhalefetteki bu kabarmada iki nedenin etkili olduğu söylenebilir.

Birincisi; yönetimin yerel seçimleri başarılı bulmasına karşın, muhalefetin tam aksi görüşte olması.

Birincinin içinden çıkan ikinci nedeni ise, Derviş’in Genel Başkan Yardımcılığı’ndan ayrılmasına rağmen, MYK’nın aynen korunması, böylece, Baykal’ın bir kez daha, ‘Arkadaşlarımı bile harcatmam’ izlenimi vermesi.

Baykal’ın 30’ları ‘ihanet’le suçlaması ise oldukça ağır bulunmuş ve muhaliflerin kenetlenmesi sonucunu yaratmış.

DERVİŞ ORTAYA ÇIKARSA

Doğrusu, ‘ihanet’
tanımı Baykal’ın arkadaşlarınca da yanlış bulunuyor.

Bu iki gerekçeye dayanarak kulislere kulak verilecek olunursa, güçlü bir rüzgár esmesi halinde CHP grubunun yarıdan fazlası muhalefete katılabilir.

Böyle bir rüzgárın esmesinin ilk şartlarından biri, Kemal Derviş’in aktif katılımı kabul ediliyor.

Ancak, dün konuştuğumuz Derviş, hálá böyle bir katılımdan çok uzakta.

CHP’deki sorunu ideolojik görmeye, dikkati buraya çekmeye devam ediyor.

Derviş’in aktif muhalefet gönülsüzlüğü CHP yönetimini rahatlatıyor.

Yönetim, muhalefet rüzgárını kesmek için dün, CHP grubunu olağanüstü toplayıp kendisine, ‘muhaliflere fırça çekme’ fırsatı yaratıyor.

Oysa aynı toplantıyı muhalefet, ‘kendilerine bir ödün’ olarak görüyor.

Toplantıda, muhalifleri isim isim eleştirme yoluna giderken, onları tatmin edici bir girişim başlatma işareti vermeye ise gerek dahi duymuyor.

Bu durum muhalefeti daha da kamçılamaya yarıyor.

Meclis’te AKP’ye karşı etkin muhalefeti kendilerinin yaptıklarına inanan muhalifler, bir yandan olağanüstü kongre için çabalayacaklarını belirtirken diğer yandan ‘Meclis kürsüsünden kamuoyuna mesaj vermeye devam’ diyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları