Kolesterole karşı diyet mi, hap mı

Yüksek kolesterolü düşürmek mi, görmezden gelmek mi daha doğru?

Haberin Devamı

Eğer tedavi edilecekse, kolesterolü azaltmak için diyet yapmak mı, hap yutmak mı daha iyi? Bu gibi sorularla kafanız karışıyorsa emin olunuz ki haklısınız.
Haklısınız çünkü sadece sizin değil, doktorların da kafaları azıcık karışık. Peki ne mi yapmalı, işte benim görüşüm...

KOLESTEROL yüksekliği konusunda “Benim kafam çok net” diyen doktorlara da inanmayın, onlar arasında bile tam bir fikir birliği yok. Yok, çünkü “Kolesterol düşürülmeli!” diyen doktorların kimi sadece “Kanıtlanmış ve ilerleyici kalp damar hastalığı olan hastalara bu ilaç yazılmalı” derken, kimi de kolesterolünü yüksek bulduğu herkese bu hapları önerebiliyor. Daha da kötüsü çoğu doktor hala hastalarına fazla kilolarını vermelerinin, sigarayı bırakmalarının, şeker ve tansiyonlarını dikkatle izlemelerinin öneminden bile bahsetmiyor. Bu yaklaşım tarzıysa hastaların hoşuna gidiyor. Öyle ya, siz istediğinizi, istediğiniz kadar yiyip içecek, kilo vermek gibi zahmetlere, sigarayı bırakmak gibi zor yolculuklara çıkmayacak, sadece akşamları minicik bir hap yutup iki ay sonra kolesterolünüzün düştüğünü öğrenince mutlu mesut biri olacaksınız. Eğer kolesterol ilaçlarına karşı çıkılacak ise işe tam da bu noktadan başlamak lazım. Bu ilaçların hiçbirisi yaşam tarzı yanlışlarını düzeltmeden işe yaramaz. Bu ilaçlar hastaları da, doktorları da yukarıda bahsettiğim hataları yapmaya teşvik ediyor ve sadece bu nedenle bile ilaç tedavisini sorgulamak gerekiyor.

Haberin Devamı

İLAÇ NE ZAMAN GEREKSİZ?

Yüksek kolesterolü azaltmanın damar sağlığı bakımından doğru olduğunu ve işe yaradığını söylememiz mümkün. Ama ne var ki bilinen hiçbir sağlık sorunu olmayan, damarları sağlam birine hayat tarzı değişikliklerini yaptırmadan kolesterolü ille de ilaçla düşürtmeye çalışmanın faydalı olup olmadığı tartışmalıdır. Eğer sorun sadece kolesterol yüksekliği ise ve o kişide kanıtlanmış damar tıkanıklığı problemi, plak oluşumu gibi sorunlar yoksa kolesterol yüksekliğine eşlik eden hipertansiyon, diyabet, insülin direnci, düşük HDL gibi başka sorunlar da söz konusu değilse sadece “ileride oluşması muhtemel bir damar sertliğini” ya da “plak oluşumunu” önlemek için bu hapları kullanmanın faydalı olduğunu gösteren yeteri kadar bilimsel veriye sahip değiliz. Kısacası, mevcut ya da geçirilmiş koroner kalp hastalığı olmayan biri, ailevi hiperkolesterolemi gibi genetik bir sorunu yoksa bu ilaçları kullanmaya başlamadan önce “yüz bir kere” düşünmeli...

Haberin Devamı

VE NE ZAMAN GEREKLİ?

Şu nokta da unutulmamalı: Kalp krizi geçirmiş, koroner bypass operasyonu uygulanmış ve/veya stend takılmış ya da yürümekle gelen göğüs ağrılarından yakınan, efor testi pozitif çıkmış, koroner anjiyografi ile koroner arterlerinde daralma olduğu kanıtlanmış birine bu ilaçları vermek değil, vermemek hatadır. Tabiî ki bu kişilerin sigara içiyorlarsa bırakmaları, alkol kullanımını kısıtlamaları, varsa fazla kilolarını vermeleri, insülin direnci mevcutsa kırmaları, kan şekerleri yüksekse azaltmaları, tansiyonları yüksekse düşürmeleri, bol şekerli, unlu ve tuzlu yiyecekleri sınırlamaları, hareketsiz bir hayat tarzını bırakıp aktif bir hayata başlamaları da gerekiyor ve bunlar ilaç kullanmak kadar önemli noktalardır. Bana sorarsanız yukarıda yazdığım tanımlara uyan biriyseniz ve doktorunuz size bir kolesterol hapı önermişse tereddüt etmeden kullanınız. Eğer önceden beri kullanıyorsanız aleyhte yazılıp çizilenlere bakarak ilacınızı lütfen bırakmayınız.

Haberin Devamı

İLAÇLARDAN NEDEN KORKULUYOR?

BAZI durumlarda faydalı oldukları bilinmesine rağmen kolesterol ilaçlarını tartışma konusu yapmamızın pek çok nedeni var. Bunların başında da kolesterol ilaçlarının yan etkileri geliyor. Başlangıçta sadece karaciğere ve kaslara zarar verebileceği söylenen bu ilaçların son yıllarda şeker hastalığı yaptığı bilgisi artık ilaç üreticileri dâhil herkes tarafından kabul ediliyor. Beynin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilecekleri konusunda da benim hiçbir kuşkum yok. Özellikle kadınlarda belleği olumsuz etkilediğini gösteren çok sayıda gözlem var. Genelde bu ilaçları kullananlarda depresif eğilimlerin arttığını da söyleyebiliriz. Statinlerin özellikle erkekleri ilgilendiren bir sorunu daha var: Cinsel fonksiyonların düşmesi. Statin grubu ilaçların saç dökülmesini arttırabileceği, mide sorunlarına yol açabileceği, yorgunluk yapabileceği de akıldan çıkarılmamalı.

Haberin Devamı

İKİ UCU KESKİN BIÇAK!

Özetle ilaçların iki ucu keskin bıçaklar olduğu prensibi burada da geçerliliğini koruyor. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye, doğru dozlarda kullanıldıklarında faydalı olabilen bu ilaçlara gerekli gereksiz her zaman başvurulmaması lazım geliyor. Bir nokta daha var ki çok önemli: Daha önce her branştan doktorun yazabildiği bu ilaçları bana göre sadece kardiyologların, iç hastalıkları uzmanlarının ve aile hekimlerinin yazabilmeleri lazım. Reçetesiz olarak kullanımlarının kesin olarak önlenmesi de gerekiyor. Hastasında bu ilaçları kullanmayı düşünen her hekimin konu hakkında deneyimli ve bilgili olması da bir zorunluluk olarak görülmeli.

Haberin Devamı

BAŞKA NELER YAPMALIYIZ

TEKRAR tekrar hatırlatmak isterim ki, kolesterol sorununda sadece ilaç kullanarak sonuç alamazsınız. İşte yapacaklarınız:
Ne yapıp edecek, hayat tarzınızı da değiştireceksiniz. Mesela her gün 30-45 dk yürüyeceksiniz, “yürümeyi sevmiyorum” diyorsanız yüzeceksiniz, kültür-fizik yapacaksınız ama bir şekilde düzenli aktiviteyi hayatınıza yerleştireceksiniz.
Sigara içiyorsanız bırakacaksınız, alkol kullanıyorsanız sınırlayacaksınız.
Fazla kilolarınız varsa vereceksiniz.
İnsülin direnci probleminiz söz konusuysa her türlü şekeri –meyve şekeri dâhil- beyaz undan yapılmış her türlü yiyeceği hayatınızdan çıkarmaya söz vereceksiniz. Tatlılara veda edeceksiniz. Şişelenmiş meşrubat, taze sıkılmış bile olsa günde ¼ bardaktan fazla meyve suyu içmeyeceksiniz, hatta çok tatlı meyveleri (incir, üzüm, muz, karpuz) ölçülü miktarlarda yemeye çalışacaksınız.
Hayvansal ürünlerin yağsız kısımlarını tercih edeceksiniz. Süt ürünlerinin kaymaksız, hatta yarım yağlı olanlarına öncelik vereceksiniz.
Sofralarınıza daha fazla omega-3 zengini yiyecek dahil edeceksiniz. Mesela balığa daha çok yer verecek, omega-3’ten zengin yumurta, yoğurt bulursanız istifade edeceksiniz.
NOT: Bu önlemler öyle hemen 3-5 haftada sonuç verecek şeyler değil. Bunların netice vermesi en az birkaç yılınızı alacaktır. İşte bu süre çok ama çok önemlidir. Eğer mevcut bir koroner kalp hastalığınız varsa, bypass operasyonu geçirdiyseniz, damarlarınıza stend yerleştirilmişse bunlar sonuç verene kadar kolesterol ilaçları ile işinizi mutlaka garantiye almanız da gerekiyor.

BANA GÖRE

DEĞERLİ okur, gördüğünüz gibi kolesterol dosyası aslında oldukça kabarık bir dosya. Konunun önümüzdeki günlerde de tartışılacağı kesin. Dikkat edilmesi gereken, bu tartışmaların dozunda yürütülmesi olmalı. Hastaların bilgilenmesinden asla korkulmamalı ama onların yazılıp çizilenlerden ve söylenenlerden olumsuz yönde etkilenerek bazı sağlık sorunlarıyla karşılaşabilecekleri de unutulmamalı. Diğer taraftan televizyonlara çıkıp açık oturumlarda “maçı sen kazandın, ben kazandım” gibi tartışmalara girilmemeli, bilimin ve bilimsel verilerin yeni araştırmalarla ilerleyen süreçte tabiî ki eskisinden daha değişik sonuçlara ulaşabileceği hatırdan çıkarılmamalı. Belki bir gün bugünkü ilaçlarımızı da yenileriyle değiştirmek zorunda kalacak, kolesterol sorununa çok farklı bir pencereden bakacağız. Ama her koşulda bilimsel çalışmalar ve elimizdeki tecrübeler rehberimiz olacak ve öyle olmalıdır da zaten. Tarih boyunca değişmeyen tek şeyin değişimin kendisi olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

YARIN: Ne yapmalıyız? Doğru çözüm hangisi?

Yazarın Tüm Yazıları