İnsülin Direnci Kulübü’ne sakın üye olmayın!

Şeker tüm kötülüklerin kaynağı değilse de, fazla tüketildiğinde önemli bir ‘sağlık zararlısı’ olabilir.

Besinlere aşırı miktarlarda şeker ilave edilen ülkelerde kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şişmanlık gibi sağlık sorunları daha yaygındır. Fazla tüketilen şekerin B grubu vitaminleri, krom ve magnezyum düzeylerinizi azaltabileceği, bağışıklık sisteminizi zayıflatıp trigliserit ve kan şekerinizi artırabileceğini unutmamalısınız.


Şekeri vücudunuza aldığınızda pankreas beziniz insülin salgılar. İnsülin; enerji kaynağı olarak kullanılması amacı ile şekeri hücrenize taşıyan moleküldür. Eğer şekeri dengeli ve ölçülü miktarlarda tüketirseniz, -ki doğrusu da budur- pankreasınız çok az miktarlarda insülin üretir. Kanınızdaki şeker düzenli bir şekilde hücrelerinize taşınır, kan şeker ve insülin dengeniz müthiş bir yetenekle korunur. İnsülin ve şekerin yemekleri takiben kanınızdaki yükseliş ve inişi belirli sınırlar içinde kusursuz bir işleyiş halinde sürer gider.

YALANCI MUTLULUK

Yoğun karbonhidrat içeren şeker ve kalori yüklü sorunlu besinleri yediğinizde veya glisemik indeks değeri yüksek besinleri fazlaca tükettiğinizde bu tıkır tıkır işleyen düzeni bozarsınız. Kanınızda aniden ve fazla miktarda yükselen şeker seviyesi karşısında pankreas beziniz alarma geçer, gereğinden fazla bir telaş gösterir. Fazla miktarda insülin salgılar. Bol şeker ve bol insülin ile kısa süreli bir enerji patlaması yaşar, mutlu olursunuz.

Ama bu mutluluk da ‘haksız ve zamansız çoğu mutluluklar’ gibi geçici ve kısa sürelidir. Bir iki saat sonra kendinizi gözlerinizi açamayacak kadar yorgun hisseder, uyuklar, aptallaşır, öğrenmede, anlamada, odaklanmada güçlük çeken sinirli, öfkeli, kırıcı, hırçın biri haline gelirsiniz. Kan şekerinizin fazlaca düşmesi bunun başlıca nedenidir. Çareyi yeniden bol şekerli bir tatlıda, çikolatada ya da karbonhidrat bombası şekerlemelerde ararsanız işiniz artık daha da zordur. ‘İnsülin Direnci Kulübü’ne hoşgeldiniz. Bu kulübe üyeliğinizin size kazandıracaklarını hemen sayalım: Hipertansiyon, şeker hastalığı, şişmanlık, hızlanmış damar sertliği ve erken yaşlanma gibi pek çok sağlık sorunu.

Eğer sağlığınızı iyi tutma, sağlık hazinenizi tutumla harcayıp daha da zenginleştirme konusunda kararlı iseniz aşırı ve sık karbonhidrat -şeker- tüketmekten ve bu kulübe üye olmaktan vazgeçin. Sağlığınız için ideal kilonuzda kalmaya özen gösterin. Metabolik çarkınızın dişlilerini şekerli besinlerle paslandırıp eskitmeyin.

10 SORUDA KALP BİLİNCİ TESTİ

Fiziksel aktivitenin kalbinizi nasıl etkilediğini biliyor musunuz? Aşağıdaki testi yanıtlayarak ve daha sonra doğru cevaplarla kontrol ederek kendinizi deneyebilirsiniz.

Doğru Yanlış

1 Düzenli fiziksel aktivite kalp hastalığına yakalanma riskinizi azaltır.

2 Günlük yaşamda yapılan fiziksel aktivite yeterlidir.

3 Fiziksel açıdan daha aktif olmanız için düzenli olarak egzersiz yapmak zorundasınız.

4Kilo kaybında olumlu sonuç alanlar düzenli olarak fiziksel aktivite yapanlardır.

5Her egzersiz kalp-damar sisteminize aynı yararı sağlar.

6Yaşlandıkça daha az aktiviteye ihtiyacınız vardır.

7 Kalp-damar sisteminize uygun olan egzersizler aerobik olanlardır.

8Egzersiz yaparken yaralanma riskiniz daima yüksektir.

9Bir fiziksel aktivite programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz.

10 Kalp krizi geçirmiş olan kişiler egzersiz yapmamalıdır.

YANITLAR VE YORUMLARI

1 Doğru: Kalp hastalığı hareketsiz kişilerde daha çok görülür. Hareketsiz bir yaşam tarzı; en az sigara içmek, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve obezite kadar kalp hastalığı açısından bir risk faktörüdür.

2 Yanlış: Modern yaşam ve endüstrileşme insanları daha da hareketsizleştirdi. Bu nedenle her yetişkinin günlük 30 dakika, düşük dereceden orta düzeye doğru fiziksel aktivite yapması gerekir. Bu aktivitelere bahçe işleri, yürüme veya merdiven çıkma da dahil edilebilir. Eğer hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa, her gün beş dakika yürüyerek işe başlayın.

3 Doğru: Yürüyüş, merdiven çıkma, aerobik, egzersiz gibi aktivitelerin hem kısa dönem hem de uzun dönem etkileri tartışılmaz. Öğle tatillerinizde yapacağınız 10-15 dakikalık yürüyüşler veya eve geldiğinizde köpeğinizi gezdirmek iyi birer fırsattır.

4 Doğru: Düzenli fiziksel aktivite, daha fazla enerji sağlar, stresinizi azaltır ve derin, rahat bir uyku sağlar. Ayrıca kaslarınızı güçlendirin, daha çok kalori yakmanıza yardımcı olur. İştahınızı kontrol ederek, kilo vermenizi de kolaylaştırır.

5 Yanlış: Haftanın üç-dört günü en azından 30 dakika yapılan tempolu yürüyüşler, jogging veya yüzme gibi aerobik aktiviteler kalbinizin etkin çalışma yeteneğini arttırarak, ilave kalori yakmanızı sağlar. Direnç egzersizleri kaslarınızı daha da güçlendirirken, esneme hareketleri duruşunuzu ve esnekliğinizi arttırır.

6 Yanlış: Yaşla birlikte hareket yeteneği azalmasına rağmen, egzersizin önemi daha da artmaktadır. Hangi yaşta olursanız olun, fiziksel aktiviteden sağlayacağınız yarar hep aynıdır.

7 Doğru: Aerobik egzersizler kardiyovasküler kapasiteyi en çok arttıranlardır.

8 Yanlış: Egzersiz yaparken karşılaşacağınız olası yaralanmalar, kas ve eklemlerinizde oluşanlardır. Böyle bir durum kaslarınızı ya da eklemlerinizi çok zorladığınız zamanlarda oluşabilir. En iyi çözüm, egzersize en düşük düzeyden başlayıp, kademeli olarak arttırma yoluna gitmenizdir.

9 Doğru: Yüksek kan basıncı, göğsünüzde ağrı, yorgunluk, halsizlik veya hafif yokuş çıkmada nefes zorlanmaları gibi durumlar yaşıyorsanız egzersiz programınıza başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmanızda fayda var.

10 Yanlış: Düzenli fiziksel aktivite sizin diğer bir kalp krizi geçirme riskinizi engelleyebilir. Ancak herhangi bir egzersiz programına başlamadan önce yine doktorunuzla görüşmelisiniz.

FARKINDA MISINIZ

‘Doğayı, kuşları, suları, nehirleri biz yaratmadık. Bu güzel gökyüzünü, ağaçları, aslanı, kaplanı ve kuşları da biz yaratmadık. Ama düşünce bizim ürünümüz. Doğanın dışındaki, her şey düşüncenin ürünü. Devasa camiler, tapınaklar, sinagoglar ve olağanüstü imajlar hep düşüncenin ürünü.’ Krishnamorti’nin bir yazısından -konuşmasından- ve beni en çok etkileyen bölümlerinden birinden alınmıştır yukarıdaki cümleler.

‘Niçin üretmek bu kadar önem kazandı? Ve niçin şefkat, ilgi, dostluk ve yakınlık şimdi, daha önemsiz?’ sorusunu soruyor arkasından Krishnamorti.

Krishnamorti’nin o yakın ama etkileyici konuşmalarının pek çoğu yukarıdaki gibi duygusal isyanlık yüklüdür. Gittikçe artan sevgisizliğe, farkındasızlığa ve incinmeye karşı uyarı cümleleri ile doludur. ‘Dünya sizsiniz, siz dünyasınız’ derken de, ilişkilerinize özen göstermenizi ve kendinize daha yakından bakmanızı söylerken de aynı şeylerdir ifade etmek istedikleri.

Eğer içinizi çiçek, yaprak ve toprak kokuları ile tıka basa dolduran bahar sabahından daha çok yararlanmak istiyorsanız... Elinizdeki çay bardağının sıcaklığını, peynirin, zeytinin o tuzlu tadını ve farklı lezzetlerinin ağzınızdaki olağanüstü buluşmasını daha çok duymayı arzuluyorsanız... Yanağınızı her sabah sıcacık ‘günaydın’ öpücükleri ile süsleyen çocuklarınız ve eşinizin aslında siz olduğunu anlamaya kararlıysanız siz de ‘farkındalığın ayrıcalığı’nı kavramaya çalışın. ‘Mutlu olma sanatı’ yüzlerce kez yazıldı, binlerce kez oynandı. Ve hepsinde de şu cümlelerden biri hep aynıydı: ‘Sahip olunanı değil, kendiniz olmayı denemelisiniz!’

Kendinizde sadece bizde olan bir şeyler var ki, ‘o şeyler’in uzunca bir süredir farkında bile değilsiniz. ‘O şeyler’ size güç, para, servet, şöhret veya statü vermez. Sizi büyütür, ama ekonominizi büyütmez. Size iyi gelecekleri kesin olan o şeyleri fark etmeye, ‘farkındalığa’ orta yaşlara -ellili yaşlara- girerken daha çok ihtiyacınız var.

Hayatı dinlemeye, duymaya, görmeye, koklayıp hissetmeye ‘Hayatı fark etmeye’ gerçekten kararlıysanız, şimdi tam zamanıdır. Çünkü ‘farkındalık hayattır’ HOŞGELDİN YENİ HAYAT!

KESİP SAKLAYIN

Orta yaşlı kadın ve erkekler için ortalama günlük antioksidan dozları

C vitamini: 500-1000 mg.

E vitamini: 100-200 mg.

Çinko: 20-40 mg.

Selenyum: 50-100 mg.

Beta-karoten: 3-5 mg.

Yukarıda belirtilen besin desteklerini doktorunuza danışarak kullanmanız gerekmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları