Ulusoy Fener'de

Haluk Ulusoy lig kupasını verirken, Fener seyircisinin yapacağı tezahürat, takımlarının istemeyerek de olsa Federasyon Başkanı’nı kupa vermek için nasıl zorla ayaklarına getirdiğini gösterecektir.

FUTBOL Federasyonu Başkanı deyince benim aklıma otoriter, ağzından çıkanı kulağı duyan, söylediğinin arkasında duran ve en önemlisi, o isim söylendiği zaman sevsen de, sevmesen de, beğensen de beğenmesen de güvenilir biri olması aklıma geliyor. Ve en önemlisi bütün, ama bütün takımlara eşit uzaklıkta olması gerekiyor.

Haluk Ulusoy, çok başkanın naklen yayın ihalesinde havlu attığı bir ortamda geldi. O konuda dirayetli davrandı. Ve başarılı da oldu. Şenol Güneş’i getirmesi yanlıştı. Nitekim yanlışından dönene kadar biz Portekiz’i kaçırdık.

Her ne kadar o, ‘Kurullara karışmıyorum’ dese de hepsine karıştı. Bazılarına direkt, bazılarına endirekt. Haluk Ulusoy seçilir veya seçilmez. Ama kamuoyunda kendisine ve ekiplerine büyük tepki var. Bunu yoldaki insanlar söylüyor. Eğer yanındakiler onu yanıltıyorsa hata yapar.

Makama saygı

Haluk Ulusoy
bu hafta Fenerbahçe’ye kupa vermeye gidecek mi, veya gidebilecek mi? Yazıyı yazarken arkadaşım Ömer Güvenç’e gideceğini beyan etmiş. Bence son derece doğru. Fenerbahçe seyircisi de Futbol Federasyonu Başkanı isim olarak kim olursa olsun, makama saygı gösterip lehinde tezahürat yapmasa da -ki yapmayacaklar- aleyhte de tezahürat yapmamalı. Aziz Yıldırım da Fenerbahçe makamına olduğu gibi, Futbol Federasyonu makamına da aynı saygı ve alakayı göstermeli.

Buraya kadar yazdıklarım görünenler ve olması gerekenler. Şimdi biraz yoruma geçelim. Haluk Ulusoy, Futbol Federasyonu Başkanı olduktan sonra Galatasaray’a çok yakın durdu. Zaman zaman Beşiktaş’a da. Ama Fenerbahçe’ye hep uzak kaldı. Bırakın geçtiğimiz sezonları, bu sezon Fenerbahçe, Futbol Federasyonu’ndan en ufak bir destek görmeden yürüdü.

Hakemler...

Belki de hakemlerden en fazla hasar gören takım bu yıl Fenerbahçe’ydi. En fazla kıyak gören takım Beşiktaş olmasına rağmen siyah beyazlılar, Fenerbahçe’nin 10 misli hakemlerden şikayetçi oldu.

Haluk Ulusoy’un cuma günü Şükrü Saracoğlu Stadı’nda lig kupasını Fenerbahçe’ye verirken, Fenerbahçe seyircisinin yapacağı tezahürat, hatta Haluk Ulusoy lehine yapacağı tezahürat, takımlarının istemeyerek de olsa Federasyon Başkanı’nı kupa vermek için nasıl zorla ayaklarına getirdiğini gösterecektir. (NOT: Başbakan Tayyip Erdoğan Fenerbahçeli olmasaydı, acaba bu lig tablosu nasıl olurdu, merak ediyorum)

Kendini küçültme Gökdeniz

GÖKDENİZ, çok iyi bir futbolcusun. Müthiş özelliklerin var. Ama sen sen ol, sakın kendini bir daha küçültme. Sen büyük futbolcusun, ama kendin farkında değilsin.

Neden mi? Galatasaray’a, Trabzon’da kaybetmişsiniz. Çıkarken diyorsun ki, ‘Seneye Galatasaray’ın 100’üncü yılı. Onlarla iki maç oynayacağız.’ Yani sarı kırmızılıları tehdit ediyorsun dolaylı yoldan. Sana yakışıyor mu Gökdeniz?

Galatasaray maçı bırakıp Trabzonspor kazansaydı o zaman sen nasıl büyük futbolcu olacaksın Gökdeniz? Kolayı herkes yapar. Büyük takım kolay olunmuyor. Futbolcuları da büyük olacak. Yoksa şöyle bir şey mi söylemek istedin? ‘Geçtiğimiz yıllarda bazı maçlarda biz Galatasaray’a kıyak yaptık. Niye şimdi onlar diyet ödemiyorlar?’ mı diyorsun? Ne dersin Gökdeniz, söylediğin cümlelerden sonra elinde iki ucu pisli bir değnek var. Eğer sen kendine yakıştırıyorsan ben de yakıştırayım. Ama üzüldüm.

Yanal ve dedikodular

ERSUN Yanal
Milli Takım’a teknik direktör oldu. Bence bir kulüp takımında devam etseydi, daha doğru olurdu. Milli Takım’a da Fatih Terim gelseydi, daha doğru seçim olurdu. Çünkü Terim, futbolcularla uzun vadede içli dışlı oldu mu, sorun çıkıyor. Ama Milli Takım öyle değil. Üç günlük, beş günlük, en fazla onbeş günlük kamplarda Terim, futbolcuyla daha iyi kaynaşıyor.

Neyse, olan oldu. Ama arkasında çok tuhaf sorular da bıraktı. G.Birliği bu olaydan sonra parçalandı, Türkiye Kupası’nı elleriyle Trabzon’a verdi. İlhan Cavcav, Ersun Yanal Milli Takım’la anlaştıktan sonra takımı alt yapı direktörüne teslim etmeliydi. Çünkü Cavcav, bazı şeyleri tesadüflere bırakmazdı. Bir de, daha Yanal ayrılmadan aylar önce, menajer Cem Onuk ile Samsunspor Teknik Direktörü Erdoğan Arıca Avrupa’da futbolcu bakmaya gittiler mi? Yoksa bunlar sadece bir dedikodu mu? Yoksa Yanal’ın Milli Takım’a gitmesine Cavcav sevindi mi!

Teşvik konuşuluyor YA DOPİNG?

BAKMAYIN siz Spor Bakanı’nın yanında teşvik primi yazısının altına imza atanlara. Bu teşvik primi öyle bir olaydır ki, geldiğini duyan sakat, o hafta oynayamayacak olan oyuncu bile o parayı almak için, ‘Ben iyiyim, oynayacağım’ der. Yani teşvik primi itici bir güçtür.

Peki, bu itici gücü (yeşil dolarları) almak için futbolcu enerjisine enerji katmak ister mi? O zaman ne sahneye çıkar? Doping. Son 5-6 haftadır düşme ve şampiyonluk maçlarının hangisinde veya hangilerinde doping kontrolleri yapıldı? Bazılarında yapılmadıysa niye yapılmadı? Lütfen açıklar mısınız? Bu sütunlar açıklamalara hazır. Merak ediyorum.

Bursaspor’un sahası KAPANMALI MI?

BAKALIM Bursa sahası kapanacak mı? Çünkü iki gözlemciden birinin raporunda herşey, ama herşey köküne kadar yazılı. Ey ahali, pekiyi sizce Bursa sahası kapanacak mı? Bence hayır olmalı... Neden, sen bir hafta önce çok daha ağır suç işleyen Trabzon’u kapatamamışsan, Bursa’yı kapatmaya hiç hakkın yok.Onun için de ben, Bursaspor’a ceza veremezler, diyorum. Eğer verirlerse, aradaki ayrıntı Trabzonlu Haluk Ulusoy’dur.

NOT 1: Bu yazı PFDK kararından önce yazılmıştır. NOT 2: İki statta yaşananlar Şampiyonlar Ligi’nde yaşansa, ne olurdu? İki takımın da sahası 1’er yıl UEFA maçlarına kapatılırdı.

Şu cep telefonu VAR YA!

YILLARDIR düşme ve şampiyonluk maçlarında konfetiler atılır, sahaya tavuklar, horozlar bırakılır, maçlar geç başlardı veya bitirilirdi.

Aferin, bir cep telefon trafiği seyircinin bu cinliğini çökertiverdi. Bravo, demek ki bazı şeyleri istenirse çözmek kolay.

En büyük zararı Trabzon gördü

DİSİPLİN Kurulu’nun, son Trabzon macerası tefrika tefrika yazıldı. Sonuçta da bir şey çıkmadı. Demek ki yazılanlar doğru. Yine etrafta, ‘Disiplin Kurulu’na telefonu Haluk Ulusoy açtı, Hüsnü Hayali’ye açtırdı’ deniliyorsa da burada en büyük zararı Trabzonspor gördü.

O ana kadar her yönüyle sempatik olarak kupa ve ligde şampiyonluğa giden Trabzonspor, kupa maçı öncesinde çıkan bu kararla topluma antipatik gelmeye başladı. Nitekim çok tarafsız insan, Fenerbahçe şampiyon olsun demeye başladı. Değer miydi?

Trabzon’un sahası kapansaydı, Galatasaray maçını bordo mavililer başka bir sahada oynasalardı, ne olurdu yani? Hatta ve hatta tarafsız sahada oynayacakları maçta, mağlup bile olsalar bir bahaneleri olacaktı. Yazık oldu.

Acaba Haluk Ulusoy, orada da devreye girip ‘Bu cezayı Trabzon’a verirseniz eğer, Gençlerbirliği ile oynanacak olan Türkiye Kupası final maçında Atatürk Olimpiyat Stadı’na kupayı vermek için haliyle ben gidemeyeceğim, kimi göndereceksiniz?’ mi dedi?

Şenol’un geldiği yer

KALECİ Şenol enteresan bir oyuncu. Ankara Şekerspor’da oynarken Antalya’daki baraj maçlarında ilk defa seyretmiştim. Takımı rakip ceza alanında gol atmaya uğraşırken, o kendi kale sahasında diz çöküp, çimleri karıştırıyordu. Tuhafıma gitmişti. Bu konuda da eleştirmiştim. Sonra o, ‘Bir gün bir yerlere geleceğim. Erman Toroğlu’nu tekzip edeceğim’ demişti.

Evet, hakikaten kaleci olarak kabiliyetli bir oyuncu, bir yerlere de geldi. Ama nereye? Hiç unutmam geçen dönemki Bursaspor Başkanı, atıldığı bir Galatasaray maçından sonra, ‘Canımıza tak etti. Kesin olarak göndereceğiz’ demişti ve gönderdiler.

Diyarbakır’da kaleci olarak başarılı oldu. Ama sorunları hiç bitmedi. Daha geçen hafta, teknik direktörü Sakıp’ı ağır şekilde eleştirdi. Ama o Sakıp, onu yine maça çıkarıp oynattı. Bir kaleci hatalı goller yiyebilir, bu kalecinin kaderidir. Ama Şenol, bir oyuncu iyi mücadele eder. Niye oyundan çıkarken sen ıslıklandın da Hasan alkışlandı? Aynı takımda oynuyorsunuz. Ama şunu hiçbir zaman unutma. Kimse aptal değil. Hiçkimse de cin olmadan şeytan olmaz.

Galatasaray ümitlenmesin

G.SARAY, Trabzon maçını 4-2 kazandı. Sakın sarı kırmızılılar neticeye aldanmasınlar. Yalnız ikinci yarıda Trabzon forvetlerinin en az 6-7 tane net pozisyonu var. Ya kaçırdılar, ya da kaleci Aykut kurtardı. Yani bu Trabzon maçı G.Saray camiasını önümüzdeki sene için sakın ümitlendirmesin, yanılırlar.
Yazarın Tüm Yazıları