Itrî’yi dinleyin

TÜRK müziğinin iyi bestecilerini dinlemek, Türk müziğinin kültürümüzdeki yerini, dahası dünya kültüründeki yerini anlamak, önemini, ses dünyamızdaki yerini bilmek için tek yoldur.

Haberin Devamı

Gerek eğitim, gerek topluma ulaşması süreci bakımından, ne yazık ki, ihmal dönemleri yaşanmıştır. Artık bu eksiklik giderilmiş durumda, en azından yoğun bir çalışmayla bu yolda atılan olumlu adımların sayısı hiç de az değil.
Itrî’nin Türk müziğindeki yeri tartışılmaz.
Vefatının 300’üncü yılı anısına sempozyumlar düzenlendi, CD’ler çıkarıldı.
Umarım bu etkinlikler, CD’ler hem büyük bir bestecinin daha yakından tanınmasına vesile olmuştur hem de bu müziğin diğer bestecilerinin de dinlenmesi, bilinmesi isteğini doğurmuştur.
Türk müziğinin iyi icraları kadar, onun hakkında aydınlatıcı bilgi verilmesinin de gereğine inanırım. Günümüzde izahlı müzik, nitelikli dinleyici yetiştirilmesinde doğru bir yöntemdir.
Özellikle genç kuşağın bu müziği sevmesinin, dinlemesinin anlama/anlatılma koşuluna bağlı olduğunu unutmayalım.
Vefatının 300’üncü yılı anısına yayınlanan Buhûrizâde Mustafa Efendi–Itrî CD’lerini dinlerken, böyle bir giriş yapmayı zorunlu buldum. CD’lerin sanat yönetmeni Dr. Murat Sâlim Tokaç.
Albümün kitapçığında besteci, eserleri ve Türk müziği hakkında incelemeler, tanıtma yazıları yer alıyor.
İcralar, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu’na ait. Bu topluluk, daha önceki çalışmaları, doldurduğu CD’leriyle de Türk müziğine hizmet eden önemli işlere imza atmıştır.
Proje Ekibi imzalı, “Tartışmaların Odağında Bir Büyük Bestekâr Itrî” başlıklı yazıda, tanıtım için yeterli bilgi verilmektedir:
“Zannetmiyoruz ki, Anadolu’daki geleneksel müzik tarihinde Buhûrizâde Mustafa Efendi (Itrî) gibi hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında çok önemli sosyal, kültürel ve müzikal tartışmaların odağında kalarak önemini her an koruyan bir kişilik olabilsin. Bu eserin kapsamında yer alan kitapçık aracılığı ile yazılarla, CD’ler aracılığıyla da seslerle takip edebileceğiniz üzere Itrî’nin, geleneksel müziğin elverdiği sınırlar çerçevesinde harikulâde bir ustalıkla kullandığı ‘bestecilik’ yetenekleri kendisinden sonraki geleneksel müzik kuramı ve uygulamasında ‘etkin’ ve ‘kalıcı’ değişiklere yol açmıştır.”
Bach ve Itrî karşılaştırmasının bu önsözde yer alması tartışılabilir. Tabii gereği de...
Talât Halman’ın, “Öz musikimizin  Bach’ı” yazısı, Türk müziğine karşı takınılan tavrı eleştiriyor. Bu yazı geçmiş dönemlerdeki tutumu özetlemesi bakımından yeterli. Geçmişte Itrî ekseninde yapılan bir tartışmayı anımsatıyor.
Ben her zaman müzik çeşitliliğinden yana olduğumdan, devletin belli bir müziği tercih etmesinin yanlış olduğu kanısındayım.
Olay şöyle: 1971 yılının aralık ayında Kültür Bakanlığı’nın Cumhurbaşkanı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nda Itrî konseri “baltalanmıştı”.
Rivayete göre bir dekan bakın ne demiş?
“Türk sanat musikisi yanlış bir terimdir, çünkü o ne Türk’tür, ne sanattır, ne de musiki!”
Bülent Behlül Altunkeser’in, Mehmet Emin Kakan’ın, Murat Sâlim Tokaç–Cenk Güray’ın yazılarını okursanız, daha bilgili bir dinleyici olursunuz.
Güfte Açıklamaları, bestenin yanı sıra sözlerin de anlaşılmasını mümkün kılıyor.
Notalarıyla Eserlerinden Örnekler de  icracılar için önem taşıyor.

TÜRK müziğinin zevkine, derinliğine varmak için salık vereceğim kalitede bir albüm.
-------------------------------------
Albüme katkıda bulunanlar:
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Komisyonu (UNESCO), Türkiye Milli Komisyonu.   

Yazarın Tüm Yazıları