Size Necip Fazıl’ı anlattım

-  Kafiyelerin efendisidir.
-  Bir yanıyla kaldırımların emzirdiği bir çocuktur, öbür yanıyla sonsuzluk kervanının yolcusu...
-  Hem dinmeyen zaafları vardır, hem de bitmeyen çileleri... Aynı potada ikisini birden eritmeyi başarmıştır.
-  Büyük şairlere özgü bir mizaca sahiptir: Coşkuludur, esriktir, tuhaftır, kendine özgüdür, çelişkilidir, sıra dışıdır, artisttir, ihtiras sahibidir, özgüveni muazzamdır, sonuna kadar inanır, sonuna kadar inandırır.
-  Kibir ile tevazu iç içe geçmiştir onda.
-  Büyüleyicidir. Etkileyicidir.
-  Delidir, doludur.
-  Doğrudur, Başvekil’den para istemiştir. Peki parayı alınca minnet etmiş midir? Ne gezer... Başvekil dahil kimseye minnet etmemiştir. Eyvallahsızlardandır o.
-  “Başvekil’den para dilenen adam”a indirgenemez. Bir tek onunla açıklanamayacak kadar zengin biridir.
-  Öyle bir hayattır ki onun hayatı... Yerin dibine batırmak isteyenler için de bol miktarda malzemeler sunar, göklere çıkarmak isteyenler için de...
-  Esprisi vardır. Hem de esaslı bir esprisi...
-  Bir kumarbazın tutkusunu da bilir, bir Hak âşığının dinmek bilmeyen susuzluğunu da... Ama hepsinden önemlisi şudur: Tutkusunu da, susuzluğunu da itiraf etmekten zerre kadar imtina etmez.
-  Para biriktirmemiştir. Eline geçen parayı son kuruşuna kadar süper bir şekilde ezmiştir.
-  Bu topraklara onun kadar güzel para harcayan adam bir daha gelmemiştir.
-  Çocuksudur: Başvekil’den para istemeye hakkı olduğunu düşünecek denli çocuksudur.
-  Affettiricidir: Sanatıyla affettirir, sözünün gücüyle affettirir, adanmışlığıyla affettirir...
-  Tumturaklı sözler etme ustasıdır.
-  Parasızlığı da yakıştırmış kendisine burjuvalığı da... Sanıklığı da yakıştırmıştır kendisine hapishane hayatını da... Bohemliği de yakıştırmış kendisine polemikçiliği de... Dava adamlığını da yakıştırmış kendisine bin türlü zaafı da...
-  Sinameki bir adam değildir o: Bin türlü itibarsızlaştırma kampanyasına, en rezil alaylara, en acımasız iftiralara maruz kalsa da bana mısın dememiştir.
-  Bitmez tükenmez bir krediye sahiptir o: Büyük şairliğinin hatırına sistematikten yoksun ideologluğuna ses edilmemiştir. Bir devrin çocuklarını yetiştirmesinin hatırına mübalağalı kibri göze batmamıştır. Hayatını dönüştürebilme cesaretinin hatırına kişisel zaaflarının üstü örtülmüştür. Döneminin kültürel hegemonyasına meydan okumasının hatırına çalakalem yazıp çizdikleri mesele edilmemiştir.
-  Sıradan bir insan bile tek kelimeyle, tek mektupla, tek tutumla izah edilemezken Necip Fazıl gibi sıra dışı bir şairi tek kelimeye, tek mektuba, tek tutuma indirgemek insafa sığar mı?
-  Her büyük şair gibi Necip Fazıl da bir denizdir: Sığ tarafları da vardır, derin tarafları da...
-  Teklif ediyorum: Hep sığ taraflarını göstermeye çalışanlara ya da hep derin taraflarını göstermeye çalışanlara inat, müşfik ve anlayışlı bir edayla yaklaşalım Necip Fazıl’a... İki tarafını da görelim. Çünkü iki tarafı da süper kafa dengidir onun.

Bir cesur yürek: Ertuğrul Günay

BAŞBAKAN Erdoğan “Benim ecdadım...” diyerek başladığı nutkunda “kişisel tarih tezi”ni ortaya koymuştu.
Demişti ki:
“Benim ecdadım bir tanedir.”
Racon kesilmişti yani.
Sözün üstüne söz söylenmesi düşünülemezdi.
*
Fakat o da ne?
Ak tolgalı beylerbeyi Ertuğrul Günay atılmasın mı?
Kanuni’nin oğlunu boğdurtmasını gündeme getirmesin mi?
Hatta “Tarihi fazla kurcalamayalım, padişahların hayatını anlatmayalım, anlatırsak çoluk çocuğa mahcup oluruz” demesin mi?
*
Büyük cesarettir bu...
Kendisini buradan “cesur yürek” ilan ediyorum.
Tabii eğer yarın öbür gün “Ben aslında öyle demek istemedim./Ben aslında şöyle demek istedim” türü bir çıkış yaparak beni pişman etmezse...

Nereler nerelere taşınabilir?

BAŞBAKAN Erdoğan, Hakkâri’nin gelişmeye daha müsait bir yere taşınmasını önermiş.
Benim de benzer önerilerim var:
*
-  Bir kültürel kaynaşmaya yol açması için: Bağcılar’ın iki mahallesi ile Nişantaşı’nın Teşvikiye’si yer değiştirebilir.
-  İsrafa son vermek için: Bilecik ile Kütahya birleştirilebilir.
-  Entelliğin Anadolu’ya açılmasını sağlamak için: Cihangir komple Çorum’a taşınabilir.
-  Melih Gökçek’in tatmin duygusunu artırmak için: Yozgat ve Kırıkkale Ankara’yla birleşip “Melihland Federasyonu”nu oluşturabilir.
-  Yerel seçimde AK Parti’nin başarı sağlaması için: İzmir’in Konya’ya taşınması ve Konyalıların sabahları boyoz yemesi sağlanabilir.
-  Kürt sorununu çözmek için: Diyarbakır muhafazakâr Anadolu’nun tam ortasına taşınabilir.

Vatan haini

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Atatürk’e karşı çıkmak vatan hainliğidir” demiş.
Hiç hoşlanmadım bu yaklaşımdan.
*
-  Senin gibi düşünmeyene...
-  Senin benimsediğin değerleri benimsemeyene...
-  Dünyaya senin baktığın pencereden bakmayana...
“vatan haini” dersen...
Sadece ve sadece...
-  Tahammülsüz olduğunu...
-  Otoriter bir zihniyete sahip olduğunu...
-  Hayata köşeli baktığını...
Göstermiş olursun.

Müjdat Gezen ‘Sana ne’ demeliydi

DÜN bu köşede “Sana ne” demenin önem ve faziletinden söz etmiştim.
Fakat görüyorum ki etkili olamamışım.
İşte bakın:
Müjdat Gezen’e televizyonda “İslam’ı ne kadar anlıyorsun” diye sormuşlar.
O da cevap vermiş:
“Besmelesiz sokağa çıkmam, kayınvalidem hacıdır, eşim eski yazı Kuran okur”...
Oysa sözü uzatmasına hiç gerek yoktu.
“Sana ne” deyip geçecekti.

Karadayı meselesi: İsraf kesin haramdır

28 Şubat’ın genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın gözaltına alındığını işittiğim anda ilk tepkim şu oldu:
İsraf haramdır.
Neden mi?
Açıklayayım:
*
Jet düşmemiş, top atılmamış, sel basmamış. Yani... Ortada değiştirilmesi gereken bir gündem yok...
Ve siz sürekli elinizin altında, gözaltı için hep hazır ve nazır Karadayı’yı, bu boş gündemin tam ortasında gözaltına alıyorsunuz. Buna israf denmez de ne denir?

Türkiye’nin kısırdöngüleri

- O kitap yasak./Bu kitap yasak./O kitap yasak./Bu kitap yasak...
- O vatan haini./Bu vatan haini./O vatan haini./Bu vatan haini...
- O terörist./Bu terörist./O terörist./Bu terörist...
- Bunlar anarşist./Şunlar anarşist./Bunlar anarşist./Şunlar anarşist...