Kilo sabotajcınızı iyi tanıyor musunuz

Diyet yaparken öncelikle samimi olmak ve amacı iyi belirlemek gerekiyor. Daha önemlisi diyetinizi sabote eden nedenleri iyi tespit etmek şart.

DİYET sözcüğü çoğumuz için sevimsiz çağrışımların başlangıcıdır. Bunun nedeni, diyet denilince zayıflama programlarının ve bunlarla ilişkili uyumu zor beslenme önerilerinin anlaşılmasıdır. Bu planların çoğu kez lezzetsiz, sevimsiz, tatsız, tuzsuz yiyeceklerle dolu olduğu, açlık, yorgunluk, halsizlik gibi olumsuz duygular taşıdığı iyi bilinir. ‘Kibrit kutusu kadar beyaz peynir, sigara paketinin yarısı kadar ekmek ya da bir ince dilim karpuz, bir küçük boy domates ve salatalık’ gibi bildik tanımlamalar gerçekten de keyif kaçırıcıdır. Hemen her sabah gazeteleri ve dergileri açtığınızda birbiriyle neredeyse temelden çelişen onlarca diyet listesinin sizi zayıflamaya davet ettiğini ve bunları uyguladıkça da sizin her yeni bahara biraz daha fazla kiloyla girdiğinizin farkındaysanız, sakın üzülmeyin!

AMACINIZI BELİRLEYİN

Zayıflama diyetlerini ya dış görünüşümüzü değiştirmek, biraz zayıflayıp yaz kıyafetlerini daha keyifle giymek ya da mayo ve bikinilerle korkusuzca güneşlenebilmek için uygularız. Bu açıdan baktığınızda diyet yapmakla amaçlanan şey sağlıklı kalmaktan oldukça farklı bir kavramdır: Daha güzel, daha ince ve daha hoş bir bedensel görünüme sahip olmak! Eğer amacınız sadece kış aylarında aldığınız bir iki kilodan kurtulmaksa haklısınız!

Amacınız kilo fazlalığı ya da obezite sorununuzu tümüyle çözümlemek ise biz böyle bir yaklaşımı asla önermiyoruz. Kilo fazlalığı ve şişmanlık sorununun çözümü sadece kilonuzu yönetme konusunda sizi bir uzman haline getiren ‘kilo yönetimi programları’ndan ve sizin bir kilo yönetimi uzmanı olmanızdan geçmektedir.

Herhangi bir kilo yönetimi programına başlarken öncelikle en doğru amaca odaklanmalı ve şu soruların yanıtlarını aramalısınız:

Uygulayacağınız program beslenme kültürünüze uygun önerileri size sunuyor mu?

Program diyetle birlikte uygulanacak egzersiz planlarını da içeriyor mu?

Beslenme tarzınıza ilişkin yanlışlarınızı düzeltmede size özel öneriler ve eğitimler veriyor mu?

Programının süresi ve yoğunluğu size uygun mu?

Bu programı sizden önce uygulayanlardan ne kadarı programı başarıyla tamamlamışlardır.

Program süresince bedensel ve ruhsal sağlığınızdaki değişimleri değerlendirecek deneyimli bir doktor desteği programda mevcut mu?

Programa başlarken kilo fazlalığı veya obezite sorununuzun neden veya nelerden kaynaklandığına yönelik tıbbi muayeneler, laboratuar testleri yapılıyor mu? Bu testleri deneyimli bir doktor izliyor ve yorumluyor mu?

Öncelikle iç hesaplaşmanızı eksiksiz ve samimi bir şekilde yapmalısınız. Kabul edemediğiniz bir şeyi değiştirmeniz olanaksızdır. Fazla kilolu veya şişman biri olduğunuzu kabul etmenizi takiben yanıt vereceğiniz ilk soru fazla kilolarınızdan nelerin, kimin veya kimlerin sorumlu olduğudur. Sorun bazen tümüyle sizin dışınızdan, kilo sabotajcılarınızla da ilişkili olabilir.

Sabotajcıyı iyi tespit etmelisiniz

Kilo sabotajcınız bazen evinizde sürekli kurabiyeler, kekler, börekler, çörekler üreten hamarat eşiniz veya annenizdir.

Bazen de sizi her öğlen fast food restoranlarına yemeğe götüren iş arkadaşlarınız ya da tembelliğinizdir.

Sık tekrarlanan özel akşam yemekleri, restoran ziyaretleri, gurme denemeleri veya akşam üzeri içkileri de sabotajcılarınız arasında yer alabilir.

Seyrek olarak fazla kilolu veya şişman bir iş ya da okul arkadaşınızının kilo sabotajcınız olduğunu da farkederseniz şaşırmayın!

Kısacası çözüme ilk adımı fazla kilolarınızın nedenlerini doğru belirleyerek atmalısınız.

‘Eğer kilo veremiyorsam bu benim suçumdur. Kilo verebiliyorsam da başarı benimdir’ diyorsanız doğru noktadasınız.

Unutmayın! Fazla kilolarınız sizindir. Onları siz aldınız. Fazla kiloları verme görevi de sizindir. Onları siz vereceksiniz. Doğru ve samimi kararlar, doğru programlar, doğru uzmanlar bu süreçte sizin en önemli yardımcılarınızdır.
Yazarın Tüm Yazıları