Cumhuriyet’in kazanımları

Elbet Atatürk’ün yaptığı devrimleri de düşünmüşsünüzdür.
İki büyük orkestra, Berlin Filarmoni Orkestrası ve Viyana Filarmoni Orkestrası’nın yeni yıl konserlerini büyük bir zevkle dinlediğinizi umarım.
Bizim orkestralarımız da yeni yıl konserleri verdiler.
Özellikle devlet senfoni orkestraları ile devlet opera ve bale orkestraları bu geleneği bizde de sürdürdüler.
Cumhuriyet olmasaydı bugün bu orkestraları dinleyemezdik. Çoksesli müziğin önemini, taşıdığı işlevi anlatmaya gerek var mı?
Bernard Lewis demokrasi ile çokseslilik arasındaki bağlantıyı kitabında yazmıştı, ben de o kitaptan söz etmiştim.
Yeni yılda, bu konserlerden sonra, devlet-sanat ilişkilerinin tartışma gündemine gelmemesini bekliyorum.
AB’ye girmek için gerçekten çaba gösteriyorsak, müziğin rolünü iyi bilmeliyiz. Batı bizde Tanzimat’la başladı, Cumhuriyet’ten önce, diyenler doğru söylüyorlar.
Sultan bestekârlarımız var. Cumhuriyet sarayda başlayan Batılılaşmayı toplumun diğer kesimlerine yaydı, mutlu azınlığın yaşam sınırları içinde hapsolmaktan kurtardı.
   �
MEYDANLARDAKİ kalabalığı görünce, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i anımsadım.
Çankaya ziyaretlerimizin birinde bakın ne demişti:
“Ben vatandaşlarımın her gece saat dokuzda evlerine kapanmamaları için çalışıyorum.”
Gerçekten biraz açılması gereken bir tespit.
Demirel, vatandaşlarının sinemaya, tiyatroya, konsere gitmelerini istiyordu.
Ankara’da binlerce kişilik salonda Beethoven’ın ‘Dokuzuncu Senfoni’sini dinledikten sonra, “İşte çağdaş Türkiye” demişti.
Meydanlardaki kutlamalarda her kesimden yurttaşlarımı gördüm. Eğlencede ortak payda anlaşmanın önemli adımıdır.
Viyana Filarmoni’deki balayı bölümünün güzel olduğunu hepimiz kabul ederiz.
   �
MÜZİK şöleni uzun süre kulaklarımızda yankılanacak. Salonların görkemi de.