Evlendiğime pişman değilim

Güncelleme Tarihi:

Evlendiğime pişman değilim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2012 03:00

“Nurettin Hasman’ın kızı” olarak anılmayalı çok zaman oldu... Azmetti, kendi kanatlarıyla uçmayı başardı. Şimdi son dönemin en popüler fotoğraf sanatçılarından biri. En son Pantene için Türkiye’nin 10 ünlü kadınıyla bir araya gelen, saçlarını uçuşturup birbiri ardına deklanşöre basan Merve Hasman’la bu yeni projeyi konuşmak için buluştuk. Ama söz orda kalmadı, laf lafı açtı, ta eski eşine, dövmesine, özel hayatına vardı.

Haberin Devamı

MERVE HASMAN FOTOĞRAFLARI  

Önce şu Pantene işinden başlayalım... Nasıl doğdu bu proje?       
  
- Pantene’in 20. yılı için bir araya geldik, saçların konuştuğu bir sergi açmak üzere fotoğraf çekimi yaptık. Birbirinden güzel 10 kadınla çalıştık.

O 10 ünlüyü nasıl seçtiniz? İsimlere kim karar verdi?

- İş hayatında güçlü duruşlarıyla öne çıkan kadınları seçmeye gayret gösterdik. Sağ olsunlar, seçtiğimiz isimler de bizi kırmadı ve projede yer aldı.

10 ünlü kadınla çalışmak... Zor olsa gerek...

- Yok, hiçbir sıkıntı yaşamadık. Hatta Burcu Kara 39 derece ateşle geldi, çekimi aksatmadı. Herkes canla başla bize destek oldu.

Fotoğrafçı olarak artık piyasada kendinizi kanıtladığınızı düşünüyorsunuzdur, yanılıyor muyum?

- Ben hiçbir zaman “Şöyle bir fotoğrafçıyım” demeyeceğim. Asla! Çünkü her gün yeni bir şey öğreniyorum, bunun yaşla ve tecrübeyle de alakası yok. Ayrıca 16 yaşımdaki değer yargılarımla bugünki değer yargılarım aynı değil. Teknoloji de, hayat da çok hızlı ilerliyor. Söylediğim tek şey şu; 80 yaşına kadar fotoğraf çekmek istiyorum ve eminim o yaşta da hâlâ öğrenecek bir şeyler olacak. Dolayısıyla “oldum” demem ne şimdi ne de ileride mümkün...

Ya hedefleriniz?

- O var tabii. Bu dünyadan gittiğimde ardımda bir şeyler bırakmış olmak istiyorum. Arkamdan “İyi bir şey yaptı” dediklerinde ben öbür tarafta da duyarım.

BEN FOTOĞRAFI DEĞİL FOTOĞRAF BENİ SEÇTİ

İsviçre, Milano ve Amerika’daki öğrencilik yıllarından sonra ne oldu da fotoğrafçılıkta karar kıldınız?

- Aslında fotoğrafı ben seçmedim, o beni seçti.

Nasıl?

- Liseyi İsviçre’de okudum. Sonra oradaki en iyi arkadaşım “Merve ben ekonomi okumaya Milano’ya gidiyorum” dedi. Babamın arzusu üniversiteyi Amerika’da okumamdı ama ben Avrupa hayatına çok alışmıştım, gitmek istemiyordum. İtalya cazip geliyordu. Kız arkadaşım da etkili oldu, İsviçre’den Milano’ya geçtim. Sonra belki Amerika’ya geçerim diyordum, düşündüğümden de hızlı oldu. Onca uğraştan sonra Amerika’dan kabulüm geldi. Madem maymun iştahlılık yapacağım en iyisini yapayım deyip Amerika’nın en iyi teknik okuluna kayıt yaptırdım. Geçenlerde bir arkadaşım “Merve bukalemun gibi insansın, her kalıba giriyorsun” dedi. Ben de dedim ki: “Hayatımda o kadar enteresan seçimler yaptım ki, herkesle ilişki kurmayı öğrendim. Bence bu her şeye bedel.”

Sizde bir “özgür ruh” durumu var sanırım...

- Doğru... Biraz inatçılık da var. Hep burnumun dikine gidip bildiğimi okudum, geriye dönüp baktığımda o inatçılığın Merve olmamda en önemli rolü oynadığını görüyorum. Aynı zamanda çok kaderciyim, hayatta her şeyin sebebi olduğuna inanıyorum.

Aileniz fotoğrafçı olmanıza nasıl tepki verdi, “Kızım başka bir meslek seç” demediler mi hiç?

- Hayır. Normalde “Ben sanatçı olacağım” dediğinde aileler “Kızım sürüneceksin, para kazanamayacaksın” falan der ya... Enteresandır, bana “Niye fotoğraf okuyorsun?” demediler. Aksine çok da destek oldular. “Baba okuldan kabulüm geldi, ben gidiyorum” dediğim zaman önce bir durdu, sonra “Kızım bu senin hayatın, senin için doğru olacağına inandığın şeyi yap” dedi.

Peki, İstanbul’a neden dönmeyi düşündün?

- İş sebebiyle. Buradaki verimlilik şu an dünyanın hiçbir yerinde yok açıkçası.

MERYL STREEP FOTOĞRAFLARI ÇEKMEDEN ÖLMEK İSTEMİYORUM

Onun fotoğrafını bir gün mutlaka çekmeliyim dediğiniz biri var mı?

- Meryl Streep... Onun fotoğraflarını çekmeden ölmek istemiyorum. Moda adına ise en büyük hayalim Dolge&Gabbana çekmek.

Neden, erotik pozları tercih ediyorsunuz?

- Erotizm bence çok göreceli bir şey. Kimi için ayıp, kimi için bakamadığı, bakmaktan dahi utandığı bir şey... Oysa hepimiz esasında aynı bedenlerdeyiz, sadece biraz daha ince, biraz daha kalın, biraz daha uzun ya da kısa boyluyuz. Pornografik bakmadığınız sürece erotizm ve kadın vücudu çok güzel bir şey. İnsanlar sığ bir gözle bakmamalı erotizme...

İnsanın ikizinin olması avantaj mı dezavantaj mıdır hayatta?

- Benim için hiçbir zaman dezavantaj olmadı. Genelde kardeşler hep kıyaslanır. Mina mühendis, ben fotoğrafçıyım. Aynı zamanda birbirimizi çok besliyoruz. Yani annem babam bugün bir şeye kızsalar benimle ilgili, Mina yine beni kollar. İkiz olmak kardeşlikten öte bir durum. Hakikaten vücudumun yarısı gibi.

Mina biraz geri planda kalmayı tercih etmiş, siz daha ön plandasınız ama. Bu onun tercihi miydi?

- Seçtiğimiz meslek, bulunmamız gerekenler ortamlar farklı... Şöyle bir şey de var; ben babamın kızıyım, o annemin kızı... Ayrımcılık değil bu, ben çok baba karakteriyim.

Babacı gördüm sizi...

- Çok, çok iyi bir baba ama... Başka bir baba dileyemezdim yani, o kadar.

Ya annenizle aranız nasıl?

- Annemle de çok iyi... Bizim aile çok enteresan. Annem babam boşanmış olmasına rağmen birbirine çok bağlı bir aileyiz. O boşanma bizim açımızdan artık babamın bizimle oturmaması anlamına geliyor sadece... Bugün de anne babamla birlikte aynı masada yemek yiyebiliyorsam, ne mutlu bana.

HİÇBİR ADAMA İŞİM KADAR AŞIK OLAMAM

Alican Özbaş’la evlenmiştiniz, ama o evlilik sadece dört ay sürdü. Bununla ilgili herhangi bir pişmanlık yaşıyor musunuz?

- Hayır. Bu hayatta yaşadığım hiçbir olayla, attığım hiçbir adımla ilgili pişmanlığım yok. Hayat beni oraya getirdi, böyle bir şey yaşandı. Bugün böyle bir şey yaşadığım için mutlu muyum, evet mutluyum. Bugünkü Merve olmamda etkili bir yaşanmışlık o. Yürümedi ne yapalım. Her ilişki yürümüyor bu hayatta. Bir tek karı koca ya da sevgili gözüyle bakmayın, arkadaşlarınızla da yollarınızı ayırabiliyorsunuz. Yürümedi diye de bunun ne pişmanlığını, ne kırgınlığını, ne kızgınlığını yaşıyorum. Bir de şu var, işime o kadar aşık bir insanım ki hiçbir adama o kadar aşık olamadım hayatımda, olamam da! Hayatım o kadar bana göre ki... Belki de en verimli, en iyi dönemindeyim hayatımın. Çok mutluyum, beni çok heyecanlandıran yeni projeler var.

Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- Tabii, ki neden olmasın? İleride ben de bir aile kurmak istiyorum.

Haberin Devamı

BRAD PITT’İ DE GETİRSENİZ İSTEMEM, BEN BÖYLE MUTLUYUM

Hayatınızda özel biri var mı şu an?

- Yok, sadece işim var. Bu kadar iş aşkıyla doluyken başka şeye konsantre olamıyorsunuz. Dediğim gibi bu bir tercih meselesi, şu an benden ilgi alaka görmesi gereken tek şey makinem, başka bir şey değil. Arkadaşlarım sürekli “Ne kadar işkoliksin, biraz evden çık, biraz photoshop’tan ayrıl” diyorlar ama şunu görmüyorlar; ben böyle mutluyum. Bana Brad Pitt’i de getirsen değişmez bu durum, şu an çok mutluyum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!