Bilanço makyajı

RESMİ açıklamalara göre Boğaziçi köprüleri ve otoyolları özelleştirilmiş. Benim anlayışıma göre devlet, 25 yıllık gelirlerini peşin paraya kırdırmıştır.

Haberin Devamı

İhale çok başarılı geçmiş; ne demekse? Başarı, işin ucuza mı gitmesidir, yoksa pahallıya mı?  Ucuza gitmişse, devlet kazık yemiştir. Pahalıya gittiyse, ya ihaleyi alanlar, elektrik dağıtım imtiyazlarını alanların yaptığı gibi cıllayacak ve ihale bedelini düşürecektir ya da sıkışınca geçiş ücretlerini arttıracaktır. Bu arada geçiş ücretlerine “enflasyondan fazla zam yapılamayacak” diye bir haber de gözüme çarptı. Dolarla ihale edilen bir işin nakit akışı TL ise, ağzımdan yel alsın, devalüasyon riskini kim nasıl taşıyacaktır?
Köprülerin ve paralı otoyolların işletmesi at-deve bir iş değildir. Zaten bunu Karayolları yıllardır iyi kötü yapıyor. Buna rağmen kabul etmek gerekir ki, özel sektör devletten daha iyi işletmecidir. Daha az adamla çalışır, yatırım kararlarını daha çabuk alır, işi ehline verirken siyasi torpillilere karşı daha dayanıklıdır. Kısaca köprü ve otoyolların bakımı, onarımı, para toplama dâhil işletilmesini özelleştirmek doğru bir karardır. Bunun için ihale açılabilir. En düşük fiyatı verene bu işler ihale edilir. Pek tabii, geçiş ücretlerini Hükümet tespit eder. Yapılacak bakım ve onarımların yerindeliğini ve işlerin kalitesini Karayolları denetler. İşletmeci tarafından toplanan paralar da gecikmeden Maliye’ye yatırılır. İşletme müteahhidi ay sonlarında yaptığı hizmetin ve işlerin bedelini Karayollarından alır. Özelleştirme budur.

Haberin Devamı

BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN DEVLETİN PEŞİN PARAYA İHTİYACI VARSA

Bütçe açıksa ki, bu normaldir, Hazine içeriden veya dışarıdan tahvil ihraç ederek TL veya dövizle borçlanır. Sermaye ve para hareketlerinin tamamen serbest olduğu bugünkü küresel ortamda, Türkiye’nin iç tasarruflarının da yetersiz olduğunu hesaba katarsak, bu borçlanmanın son tahlilde “dışarıdan” yapılacağı kesindir. Zaten bugün özelleşme ihalesini kazanan grup da parayı dışarıdan getirecektir. Kasalarında bu kadar külah yani para olmadığı için “John’un külahını, Mehmet’e giydirecektir.” Bu ihalenin, “esasında” Hazine’nin tahvil çıkarmasından farkı yoktur.

ARADA NE FARK VAR

Haberin Devamı

Esasında yoktur, ama iki yöntem arasında biri iyi, diğeri kötü çok önemli iki fark vardır. Önce kötü farkı söyleyeyim. Devletler, kural olarak özel sektörden daha ucuza borçlanır. Nitekim bugün de Türk Devletinin ihraç ettiği tahvillerin faizi, özel sektör tahvillerinden düşüktür. Demek ki, ihaleyi alan konsorsiyum, Hazine’den daha fazla faiz ödeyecektir. Bu fazla, ülkeden çıkan bir paradır. İyi farka gelince: Hazine borçlanınca, Kamu Borcu/ Milli Gelir oranı artar. Özel sektör borçlanınca, ihale parası Hazineye geleceği için, hem bu oran hem de bütçe açığı düşer. Bu, özünde bir “Bilanço Makyajı”dır. Makyajlı bilanço siyaseten çok iyi propaganda malzemesidir.
Son Söz: Herkese anlatılabilir, ama anlamak istemeyene, hiçbir şey anlatılamaz.

Yazarın Tüm Yazıları