İktidar istismar etti

DARBELERİ Araştırma Komisyonu hazırlanıp Meclis Başkanı’na sunuldu ama komisyonun CHP’li üyelerinin -Ali Rıza Öztürk (Mersin), Süleyman Çelebi (İstanbul), Dr. Mehmet Şeker (Gaziantep) ve Ahmet Topbaş (Afyonkarahisar)- ‘ayrışık görüş ve değerlendirmeleri’dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

‘Bir daha asla!’ başlıklı karşı görüş metninin, internetle yazımı 900 satırı geçiyor. “Komisyon Başkanı Nimet Baş, komisyonun çalışmalarını yönetirken komisyonun aldığı kararlara bile uymayarak tümüyle keyfi davranmıştır. Alınmış olan komisyon kararlarını da yok saymıştır” denilerek ilginç tespitlere yer veriliyor.
“Darbeleri Araştırma Komisyonu darbelerle ilgili olarak gerçekleri yansıtacak bilgilere ulaşmak yerine, yargı süreci devam etmekte olan bazı davaları etkilemek ve iktidar partisine istismar edebileceği yapay siyasi gerekçeler oluşturmak amacıyla hareket edildiği izlenimi vermektedir” denilen raporda gözden kaçırıldığı öne sürülen konular şöyle özetlenebilir:
- Muhalefet partili üyelerin araştırılmasını istediği konular araştırılmamıştır. Komisyon araştırmış gibi gözüktüğü 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbe ve muhtıraları ile 28 Şubat sürecini tüm boyutlarıyla ciddiyetle araştırmadığı gibi komisyonun adında da açıkça belirtilen ‘Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden ve Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçler’ hiç araştırılmamıştır. Bu konular görmezden gelinmiştir.
- 27 Mayıs 1960’a giden süreçte, siyasi tartışmalar hangi konular üzerinde yoğunlaşmıştı? İktidar-muhalefet ilişkileri ne düzeydeydi? Toplumsal çekişme ve tartışmalar hangi boyutlara ulaşmıştı? Öğrenci olaylarının nedenleri ve amaçları neydi? Sıkıyönetimin kapsamı neydi?

Haberin Devamı

TAHKİKAT KOMİSYONU

- 1960 öncesinde TBMM’de muhalefet parti milletvekilleri ve basın için kurulan DP’li 15 milletvekilinden oluşan Tahkikat Komisyonu hangi yetkilerle çalışmıştır. Bu komisyon Anayasa ile bağdaşıyor muydu? Yürütme ve yargı yetkilerinin, bu komisyon tarafından kısmen üstlenilmiş olması ile ne amaçlanmıştır?
- 1960 öncesinde İnönü ihtilal söylentilerine son vermek amacıyla derhal erken seçim yapılmasını ısrarla isterken, Menderes hem erken seçime yanaşmıyor, hem de İnönü ihtilal istiyor suçlaması yapıyordu. Menderes’in bu konularla ilgili olarak ortaya koyduğu gerçekçi ve somut bir dayanağı var mıdır? Müdahaleye karşı DP neden erken seçim kararı alamamıştır?
- 27 Mayıs 1960 darbesinin arkasında yabancı dinamiklerin rolü olmuş mudur?
- Yassıada mahkemelerinin neden olduğu haksızlıklar ve acılar telafi edilebilmiş midir?
- Darbe sonrasında, yaklaşık 1.5 yıl gibi kısa bir müddet içinde, çağdaş ve demokratik bir anayasanın halkoyu ile kabul edilmesi ve serbest seçimler yapılarak, demokratik sistemin işlerlik kazanması, demokratikleşme sürecimize ve toplumumuza neler kazandırmıştır?
- 22 Şubat ve 21 Mayıs darbe girişimlerinin önlenmesi nasıl mümkün olmuştur? Bu konuda İsmet İnönü’nün rolü demokrasinin güçlenmesi açısından ne anlam taşır?
- 12 Mart 1971 askeri müdahalesi, parlamentoyu ve hükümeti suçlayan ve sorumlu tutan bir mektupla gerçekleştirilmiştir. İnandırıcı yeni bir reform hükümeti kurulamayacak olursa, Silahlı Kuvvetler’in bizzat idareye el koyacakları da bu mektupta belirtilmiştir.
- 12 Mart 1971 müdahalesi ile 12 Eylül 1980 amaçları bakımından çok ciddi paralellikler taşımaktadır. Her iki girişimin de ortak hedeflerinden biri, 1961 Anayasası’dır. Her iki girişim de 1961 Anayasası’nın Türk toplumuna geniş geldiğinden hareketle, bu anayasanın temel hak ve özgürlüklerle ilgili maddelerinin daraltılarak değiştirilmesini amaçlamıştı.
- 12 Eylül 1980 darbesi büyük bir deprem etkisi yaratmışsa, 12 Mart 1971 askeri müdahalesi de bu depremin öncü sarsıntılarını yaratmıştır denilebilir.
Bu çerçevede, şu soruların yanıtları saptanmalıdır:
1961 Anayasası’nın hangi maddelerinden ve hangi gerekçelerle kimler şikâyetçi olmuştu? 20 yıl süren bu süreç bir arada değerlendirilmeli ve 1961, 1962, 1963, 1971 darbe girişimleriyle ilgili bilgiler yanında, şu önemli konuları aydınlatacak gerçeklerin de ortaya çıkarılmasını sağlayacak bilgilere ulaşılmalıdır.

Haberin Devamı

Milliyetçi Cephe unutulmamalıdır

KARŞI görüş yazısında dikkate alınmadığı belirtiliyor ve şu görüşlere yer veriliyor:
Gladyo yapılanması... Türkiye’de yakın bir komünizm tehlikesi olduğu iddiası hangi gerçeklere dayandırılıyordu? Milliyetçilik akımları hangi gerekçelerle destekleniyordu? 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Türkiye’ye uygulanan ekonomik ambargonun gerekçesi neydi?
Milliyetçi Cephe adı verilen siyasi birlikteliğin amacı neydi? 1 Mayıs 1977 Taksim, Çorum, Sivas, Kahramanmaraş olayları ve benzeri kanlı olayların arkasında kimler ve hangi güçler vardı? Faili meçhuller... Korutürk’ün yerine seçilmesi gereken cumhurbaşkanı hangi nedenlerle seçilemedi? 12 Eylül 1980 darbesi, halkımız ve başta ABD olmak üzere yabancı devletler tarafından nasıl karşılanmıştı? 12 Eylül darbesine giden yolda ülkeyi darbe ortamına hazır hale getirmek için tertiplenen olaylar ile 1990’lı yıllarda Kürt sorununu derinleştiren olaylar da dahil tüm cinayetlerin arka planlarını ortaya çıkarmak için gereken çaba gösterilmiş midir?

Haberin Devamı

İslamcı hareketler

“RAPOR genel olarak Türkiye’de İslamcı hareket, bunun sol harekete karşı bir etken olarak görülmesi ve kullanılması gibi gelişmelere değinmemektedir. Örneğin, 12 Eylül’e giden yolda Milli Türk Talebe Birliği, Komünizmle Mücadele Dernekleri gibi örgütlerden bahsedilmemekte, ABD’nin bu dönemde ‘Yeşil Kuşak’ olarak da tanımlanan, stratejik olarak sol hareketlere karşı İslamcı yükselişi desteklediği yolundaki yaygın tartışmalar ve iddialar yeterince ve kapsamlı olarak ele alınmamıştır.”

Başarısız bir rapor

CHP’li vekiller rapor için şöyle diyorlar:
“Böylesi bir rapor beklentileri karşılayamayacak, başarısız bir rapor olarak Türkiye’de demokrasinin yerleşikliği ve işleyişi hakkında soru işaretlerine yol açacak ve hatta var olan kaygıları perçinleyici olma potansiyeli taşıyacaktır. Ne yazık ki metin bu bilinçle kaleme alınmamıştır.”

Yazarın Tüm Yazıları