Her sorun milli gelir dağılımına çıkar

HOCAM Sadun Aren, iktisatta 20 kadar temel sorun vardır; bunların başında da milli gelir dağılımı gelir derdi. Avrupa’da yaşanan borç krizinin “kök sebebi” ve de çözümü Avrupa içinde bir gelir dağılımı meselesidir.

Haberin Devamı

MİLLİ GELİRİN DAĞILIMI

Milli gelir, sermaye ve emek arasında dağılır. İster menkul ister gayrimenkul olsun, servet/sermaye sahibi olanlar, olmayanlara göre milli gelirden “kişi başına” daha yüksek pay alır. Servet veya sermaye, sadece menkul veya gayrimenkul mülkiyeti şeklinde olmaz. Siyasi ve idari yüksek mevkilerde bulunmak, kısaca “devletlû” olmak da bir servettir. Buna “gayri maddi servet” denebilir. Bu servet veya sermayenin de parasal getirisi vardır. Teknoloji geliştikçe, “bilgi ve beceri” de önemli bir gayri maddi sermaye haline gelmiştir. Mesela, mesleklilerin bilgi birikimleri fikri sermayedir. Avukat, doktor, mühendis, mali müşavir veya ünlü gazeteci gibi unvanlar da gayri maddi sermaye kapsamına girer. Unvan sahipleri, milli gelirden, çoğu kez hak etmedikleri kadar, yüksek pay alır.

Haberin Devamı

MİLLİ GELİRİN YENİDEN DAĞILIMI

Devletin (onu yöneten hükümetin) üç temel görevinden biri, milli geliri yeniden dağıtmaktır. Menkul ve gayrimenkul kıymet gibi “maddi” veya bilgi ve unvan sahipliği gibi “gayri maddi” sermaye sahipleri sayıca azdır, ama milli gelirden çok pay alır. Dişe dokunur sermaye birikimi olmayan geniş halk kütleleri sayıca çoktur, ama payları aydır. Ancak onların da hükümete baskı gücü vardır. Kitleler “itaatkâr” olmak için hükümdarlarına sürekli “zenginden al, fakire ver” baskısı uygular. Hükümetler de, toplanan vergilerin önemli bir kısmını, erken emeklilik, bedava sağlık ve eğitim hizmeti, yeşil kart, zararına demiryolu veya şehir içi ulaşım sistemi çalıştırma gibi “sosyal harcamalarla” dar gelirlilere transfer eder. Bu aktarma “bütçe açığı” ve hatta “cari açık” yaratır. Açıklar da devletin doğrudan veya dolaylı olarak borçlanmasıyla finanse edilir.

BORÇ AZALTILMASI FAKİRLERİ EZER

Kamu borcu ve/veya cari açık arttıkça, halk mutlu olur. Çünkü açıklar, “yurt dışından-yurt içine” ve “varsıldan-yoksula” gelir transferi sağlar. Kamu borcunun veya cari açığın daralması ise tam tersi bir süreçtir. Yani “fakirden-zengine” ve “yurt içinden-yurt dışına” transfere sebep olur. Bu transferi teninde hisseden halk, hükümete itaati bırakır ve “isyan” eder. Yunanistan’da, İspanya’da veya İtalya’da, Almanların baskısıyla uygulanan “bütçe sıkılama” önlemlerine gösterilen militan tepkinin sebebi budur. Hükümetler bu tepkiyi azaltmak için “servet vergisi”, “borç sildirme” veya iç ve dış borçlara “faiz ödememe” önlemlerine başvurulur.
Son söz: Sebepsiz isyan olmaz; ama her isyan haklı değildir.

Yazarın Tüm Yazıları