Birçok canı yuvalarından kopartıp ölüme mahkûm etmek istiyorlar

Yeni çıkacak yasayla birçok canı yuvalarından kopartıp ölüme mahkûm etmek istiyorlar.

Haberin Devamı

Biz insanlar nasıl canlılarız ki, başka bir canlının, eğer kendi türümüzden değilse, yaşayacağı alan hakkında fütursuzca, sonuçlarını umursamadan hüküm verebiliyoruz.

Sevgili Güzin Abla, köşenizi lise yıllarımdan bu yana zevkle takip ediyorum. Size ilk defa yazma ihtiyacı duydum.
Dün yatak odamızın camından mahallemizin bir tanecik Yasemin’inin güneşin altında uzandığını, bebeklerinin doldurduğu karnının her nefes alıp verişinde yavaş yavaş kalkıp inmesini izledim.

Mahallemizin demirbaşı

Yasemin mahallemizin emektar kedisidir. Tekir ve beyazdır. Yemyeşil gözleri vardır, bakışları içinize işler. Mahallece kendisine sahip çıkarız, adıyla seslendiğinizde kibar adımlarıyla koşarak gelir. Sokağımızda 13 yıldır yaşıyoruz.
Ben Yasemin’i ilk geldiğimiz yıllarda tanıdım, daha o zamanlarda yetişkin bir anneydi. Birçok bebeği oldu, tümüne mahallece baktık. Gelip geçen çok kedi oldu ama Yasemin demirbaş olarak hep yanımızda kaldı.
Şimdi bu yeni çıkacak yasayla Yasemin ve adını bilmediğimiz birçok canı yuvalarından kopartıp ölüme mahkûm etmek istiyorlar. Düşünüyorum, biz insanlar nasıl canlılarız ki, başka bir canlının, eğer kendi türümüzden değilse, yaşamı/ölümü, yaşayacağı alan hakkında fütursuzca, sonuçlarını umursamadan hüküm verebiliyoruz.

Barınakların durumu kötü

Tüm evli çiftlere en az üç çocuk sahibi olmaları öneriliyor. Ama kadın ve erkekten oluşan bir çekirdek ailenin sahip olabileceği hayvan sayısı en fazla iki ile sınırlanabiliyor.
Bu noktada çelişkiye düşüyorum. Demek iki kişi ancak iki ‘hayvana’ sahip çıkabiliyor ama üç ve daha fazla insan yavrusuna bakabilme yetisine sahip.
Hayvan barınaklarının halleri içler acısı. Sokakta yaşayan canlarımızın başlarına herhangi şey geldiğinde, onları değil barınaklara bırakmak, belediye veterinerlerine götürmeye çekiniyorum.
Oradaki veterinerlerin tedavileri başarılı olabilir ama operasyon sonrası bakım diye bir şey yok, çünkü yeterli yer yok.
Şimdi zaten yürümeyen bir sistemin üzerine daha büyük bir yük koyup, canları göz göre ölüme göndermek istiyorlar.
Yürüyüşler düzenleniyor, düzenlenmeli de ama ben, benim gibi hisseden bireylere seslenmek istiyorum.
Bu yasa çıksın ya da çıkmasın, biz bu canlara sahip çıkmalıyız.
Eğer sokaklarımızdan kaybolduklarına şahit olursak onları unutmak yerine peşlerine düşmeli, zorla götürüldükleri yerlerden gidip onları almalı, yuvalarına geri getirmeliyiz.

Onları kurtarabiliriz

İnsanlık tarihi dönem dönem her türlü canlının soykırımına şahit oldu, olacaktır da.
Tarih onları uzun süre sonra yargılayabildi ancak tüm bu soykırımlar sırasında insan / hayvan kurtulanların tümü hayatlarını vicdan sahibi olan diğerlerine borçludurlar.
Gücümüz bu ölüm yasalarının çıkmasına yetmeyebilir, ancak hepimiz birer Yasemin’i kurtarabilecek kadar güçlüyüz.
? Rumuz: Hande A. /Wise Eğitim ve Danışmanlık

Haberin Devamı

Belediyelerin görevi burada kısırlaştırıp, aşılayıp, yeniden alındıkları yerlere bırakmak olmalı.
Hayvanseverlere düşen görev onları götürüldükleri ormanlardan geri almak olsa bile, kaç tanesi kurtarılabilir bu şekilde ama elbette pes etmeyeceğiz, hayvanlarımıza sahip çıkacağız.

Haberin Devamı

Hamileler toksoplazmaya dikkat!

Çiğ ya da az pişmiş etlerden insana bulaşan “toksoplazma”, gebelikte enfeksiyon oluşturabiliyor ve doğmamış bebeğe bulaşabiliyor. Toksoplazma enfeksiyonu, düşüğe sebep olduğu gibi göz ve beyinde hasara yol açabiliyor, bebekte gelişme geriliği oluşturabiliyor.
Avrupa Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Doktorlarından Op. Dr. Serhat Partalcı, Kurban Bayramı öncesi tüm gebeleri uyarıyor ve toksoplazma parazitinden korunmak için kurban etlerini iyi muhafaza etmek ve çok iyi pişirmek gerektiğini hatırlatıyor.
Ayrıca sokaklarda bahçelerde kesim yapmanın bu açıdan da mahsurlu olup çevreye bu parazitin dağılmasına yol açabileceği konusuna dikkat çekiliyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları