Yakıştı mı Fenerbahçe’ye

NE güzel yazmış, Habertürk’ten Rahşan Gülşan...

Haberin Devamı

“O bacaklar inecek... O el cepten çıkacak...”
Alex‘in gönderilmesinden söz ediyorum.
Ya da kovulmasından.
İlk sözü baştan söylüyorum.
Aziz Yıldırım dostumdur.
Ama bu tavrını, yukarıdan bakan bu halini sevmedim.
Çünkü gördüm ki, Aziz Yıldırım’ın Alex’i kovma gerekçesi sportif bir olay değildir.
Tam bir memleket meselesidir.
Alex başkanın karşısında “BACAK BACAK ÜSTÜNE ATMIŞ” ya...
O yüzden kovulmuş.
İnanamadım buna.
Oysa Aziz Başkan da biliyor ki, o bacaklar sayesinde ne goller atıldı. Ne maçlar kazanıldı...
Bacaklar ve ayaklar.
Bu kadar basit midir yani?
Ne yazık ki, bu kafa, bu ego, her yerimizde var.
Profesyonel bir futbolcu, sahada işini yapıyor. Ama başkanın karşısında bacak bacak üstüne attı diye kovuluyor.
Bir kez daha inanamıyorum.
Latin Amerika’yı biraz bilen herkes, orada, bacak bacak üstüne atmanın, hatta bacakları uzatmanın saygıyla bir ilgisi olmadığını da bilir.
Dikkat ettim, o zavallı tercüman çocuk da ne diyeceğini şaşırmış.
Karşısında bacak bacak üstüne atılamayan Başkan soruyor:
- Öyle değil mi Samet...
Samet titriyor. Kafasını sallıyor ama gözleri kafasıyla aynı şeyi söylemiyor.
Çünkü yıllarca Alex’in yanında olmuş.
Onun sesi, sözü olmuş.
O gencecik Samet, karşısında bacak bacak üstüne atılamayan Başkan sorunca, ne yapsın...
Takımın en önemli ismi bile bu nedenle kovulmuş.
Samet “Değil” dese, ya da “Başkan bunda abartılacak ne var” dese, o da kovulacak.
Hadi Samet’i anladım.
Ya Aziz Yıldırım konuşurken onun yanında sessiz bir öğrenci gibi bekleyen Aykut Kocaman’ın hali ne olacak?
Baktım Başkan kravatsız konuşuyor, Kocaman da takım elbiseli ve kravatlı haliyle onaylıyor.
Kocaman bir küçülme...
İşte buna şaşırdım.
Bani en çok etkileyen de bu oldu.
Ve merak ettim, Fatih Terim bir oyuncuyu çıkarsa, böyle mi olurdu?
Geçip başkanının yanına böyle küçücük bir çaresizlikle mahcup çocuklar gibi durur muydu?
Yoksa kendi kararını kendisi alıp uygular mıydı?
Tamam Alex havaya girmiş olabilir.
Ama büyük takımlar büyük isimlerle ve egolarla yaşar.
Önemli olan küçükleri değil, büyükleri yönetmektir...

Yazarın Tüm Yazıları