Çanak tuttular

3 büyük takım Ali Aydın’ın F.Bahçe-Rize maçındaki kural hatası sonrası avantaj sağlamaya bakıyor. Özhan Canaydın da, ‘Ali Aydın G.Saray’la anılmamalı’ diyor. Ali’nin hakemliğe başlamasına O mu karar verdi. İşte bu tür olaylara federasyon çanak tutuyor.

ALİ Aydın düzgün ve dürüst bir insan. Yalnız Ali Aydın, acemi bir hakem. Peki Aydın’a ne oldu? Ne oldu da böyle oldu? Aydın’ı koşturabilirsiniz, ayrıca kuralları öğretebilirsiniz. Ali Aydın’a belli bir oranda futbolu da öğretebilirsiniz. Ama Ali Aydın’a yöneticiyi, futbolcuyu, MHK’yı, Futbol Federasyonu’nu anlatmak lazım. Aydın’ın en büyük kaybı Ordu’da yaşaması. Dar bir çevrede. İstanbul ya da Ankara’da yetişseydi avantajlı olurdu. Nedeni etrafındakileri, futbol ve hakem camiasını daha iyi tanırdı.

Ali formayı istemedi

Peki Ali Aydın’ın hiç mi şanssızlığı yok? Mesela yıllar önce Hakan Şükür’ün formasını istedi dediler. Hayır. Hakan Şükür’ün formasını Ali Aydın istemedi. Yardımcı hakemi istedi. Daha sonra diğer yardımcısı hatta maçın Eskişehirli temsilsicisi de G.Saray forması istedi. Maalesef formayı getiren malzemeciden kapıyı açarak formayı elinde bulan adam Ali Aydın’dı. Hiç haberi olmadan. Daha sonra odaya giren Bursalı gözlemci hem yardımcıya, hem de temsilciye güzel bir fırça atarak, bütün formaları top toplayan çocuklara verdi.

Ali Aydın geldi F.Bahçe-Rize maçında okkalı bir kural hatası yaptı, maç tekrar edildi. Aslında burada maç hemen 3 gün sonra oynansa, yeni transferler oynamasa bu kadar toz kalkmayacaktı. Federasyon maçı ileri bir tarihe atarak işi sulandırdı. Bu sefer başta Lucescu olmak üzere Beşiktaş ile G.Saray bunu kullanmaya başladı. Ali Aydın’ın kural hatası üzerine bina inşa edilmeye başlandı. Pazar akşamı maça kadar bina inşası devam etti. Sonunda Ali Aydın’ın artık bu binanın altında direnme gücü kalmadı, iflas etti.

Şimdi 3 büyük takım bu olayların üzerinden avantaj sağlamaya bakıyor.

İşin püf noktası

Nasıl mı?

Beşiktaş, Samsunspor maçından sonra hakem diye diye futbol oynamadan lig ikinciliğini götürüyor. Aslında bırakın şampiyonluğu, ikinciliğe çoktan razılar. Çünkü Şampiyonlar Ligi’ne gidecekler. Hemen arkasında Trabzon belirdi. Trabzonspor yalnız futbol oynuyor. Hiçbir işe karışmıyor. Futbolun içinden gelen beyefendi bir başkanları var. Böyle efendi ve saygılı giderlerse ki, gitmeliler sonunda Şampiyonlar Ligi’ne gidemezler!.. F.Bahçe’de bu işten karlı çıkıyor. O da diyor ki, ‘Beşiktaş hakem hakem diyordu. Samsun maçından sonra 7-8 hatalı hakem kararıyla en avantajlı takım oldular’

Aslında bu işin çok önemli bir başka noktası var. Herkes bunu gözden kaçırıyor. Yeni yönetim kurulu ile beraber G.Saray, önümüzdeki yılın yani 100. yılının şampiyonluk hazırlıklarına bu Beşiktaş maçı ile başladı. Onlar da diyecekler ki, ‘Biz sesimizi yükselteceğiz. Dikkatli olun. 100. yılda Beşiktaş’ı ittiniz, bu sene de bizi iteceksiniz. Arada bir Fener’e bal çaldınız, sıra bizde’

Herkes aynı telden

Ergun Gürsoy
beyanat vermeyi sever. Sinirli bir yapısı vardır. Ama şimdi, öyle bir olay var ki, Fener de bu işleri öğrendi, Beşiktaş da. Önümüzdeki yıl herkes aynı telden oynayacak. Hani güzel bir yemeğe oturacaksınız ya önce bir altlık alırsınız. İşte G.Saray için Beşiktaş maçı bir altlıktı. Özhan Canaydın bey buyurmuşlar ‘Ali Aydın hakemliği bıraksın’ Ali’nin hakemliğe başlamasına Canaydın mı karar verdi ki, bırakmasını istiyor. Başarısız derse tamam. Bu sene formsuz dese tamam. Peki birileri de çıkıp, G.Saray çok kötü, rezalet idare eden başkan Özhan Canaydın başkanlığı bıraksın derse o zaman ne olacak.

Maşallah şu anda yönetim kurulu, bizim 70’li yıların eski koalisyon hükümetlerine benziyor. Ama Özhan Canaydın da baktı ki; ses çıkarmayana mama yok. Peki bütün bunlara çanak tutan kim? Futbol Federasyonu. Aslında Canaydın’ın bir cümlesi var, çok entresan, ‘G.Saray adıyla Ali Aydın adı bir daha yan yana anılmayacak’ diyor. Aslında Özhan Canaydın haklı. Yıllar önce Hagi’yi atan Erol Ersoy vardı. G.Saray ile uzun bir süre yan yana gelmedi. Bunlara sebep olan kim? Futbol Federasyonu.

KURAL İHLALİ YOK

G.Saray
, Beşiktaş maçında oyun kuralı ihlali var diyor. Pozisyonu dikkatle inceledim. Petre’nin sakatlandığı pozisyondan sonra top orta alanda Yasin’in eline vuruyor ya da Yasin oynuyor. (Ali Aydın bütün maçlarda yaptığı en büyük hatası olan olayı burada da tekrarlıyor.) Sol elindeki düdüğü ağzına götürüyor ama çalmıyor. O sırada Berkant oyun dursun diye topu taca atıyor. Ali Aydın da ağzında üflemediği düdük, ama topun taca çıkmasını bekliyor. Top oyun alanının dışına çıkınca, Petre’nin yanına gidiyor. Petre yerden kalkıyor. Ali Aydın taç atılacak yere doğru yöneliyor. Hasan Şaş taç atmaya kalkıyor. O sırada futbolcular, hep beraber Ali Aydın ile bir konsiltasyon yapıyor. Hasan’ın tacı sayılmıyor ve bu sefer taç atışını Beşiktaşlılar yapıyor. Orada net bir biçimde oyun kuralı ihlali yok. Ne var biliyor musunuz? Ali Aydın’ın sıkça yaptığı hakem tekniği hatası var. Ali sol elinde taşıdığı düdüğü bileğine bağlayan bir hakem tipi değil. Kendine göre düdük çalınacak bir pozisyon var ise düdüğü ağzına götürüyor. Bazen üflüyor, bazen iki eliyle avantaj deyip oyunu devam ettiriyor . O zaman ne oluyor biliyor musunuz? Seyirci ve futbolcu, ‘Ali Aydın’a bakın Bu ne biçim hakem. Çalıcaktı kararından vazgeçti’ diyor. ‘Bizi yanılttı’ diyor ve bunu Ali Aydın’a da kimse söylemiyor.

Bir hakem için en tehlikeli olay, ağzında düdükle koşmasıdır. Hiç aklında yokken zıt diye üflersin ve yanarsın. Bunun en iyi şekli düdüğü bileğe bağlamaktır. Çünkü düdük, ağzındayken, yani kolun yukarıdayken koşmak zordur. Düdüğü ağzına götürme masafesindeki süre hakemin avantaj kararı verme süresidir. İşte hep bir olay geliyor karşımıza. Yazılı veya görsel futbol yorumcusu da olsanız, hakem, antrenör, yönetici de olsanız futbol oynamak farklı bir şeydir.

Ona göre konuşur, ona göre karar verirsiniz. Ona göre yorum yaparsınız. İşte size en son örnek Trabzonspor Kulübü Başkanı.

Vicdanı rahat olmazdı

Celal Doğan,
seçilemedi. Celal Doğan tam bir politikacı değildir. Hayır denilecek yerde hayır der. Yüksek sesle konuşur. Onun için seçimi kazanamadı. Onun için Ankara ya da İstanbul’da partisi belediye başkan adayı göstermedi. Onun için partisi ona karşı geldi. Her şeye evet deseydi, şu anda G.Antep’te belediye başkanı olurdu. Sonra ne olurdu? Vicdanı rahat olmazdı.

Lig önemli

UEFA’
ya katılacak takımların şartları değiştirildi. Eskiden kupa finalini oynayan takıma fazla şans tanınırdı. Şimdi bu kalktı. Bir tek özel durum hariç. Kupa finalini oynayacak Trabzonspor eğer ilk ikiye girip, ligi bitirirse ve kupa şampiyonu olursa, Şampiyonlar Ligi’ne gidecek. O zaman G.Birliği, UEFA’ya gidebilecek. Yok eğer Trabzon 3. olursa ve kupayı da kazanırsa bu sefer G.Birliği gidemeyecek, ligdeki sıralamaya göre üsteki takım gidecek. Yani artık kupa değil. Lig sıralaması UEFA için daha önemli ve etkili oldu.

İSTENİNCE OLUYOR

Sıraselviler’deki taksi terörüne polis çok güzel, çok kolay, çok pratik bir çözüm bulmuş. The Marmara’nın biraz gerisinden Dilson Oteli’nin köşesine kadar olan yere 8-10 tane huni koyup, üzerine bir plastik şerit çekiyor. O ufak ufak ceplere ve hatta kaldırımın üzerine park eden araçlara engel oluyor. Demek ki, istenince güzel işler oluyor. Yeter ki, istensin.

GRUPLAR HORTLADI

Turgay Kıran diyor ki, ‘Önüne gelen G.Saray’a üye olamaz.’ Yani G.Saray halkın olamaz. Kıran haklı. G.Saray’ın kongresi 10 ya da 12 bin kişi ile yapılsa, Turgay Kıran 200-250 reyle yönetim kuruluna girebilir mi, ya da grup yapablir mi, pazarlık yapabilir mi? G.Saray kongreleri, F.Bahçe’nin eski durumuna düştü. Gruplar bu sefer G.Saray kongrelerinde hortlamaya başladı.

YÖNETİCİLERE STANDART

Hakemlere TSE standartı getiriliyormuş. Yani hakemler önce bu kurumdan damga yiyecekler, sonra MHK’nın önüne dizilecekler. Aslında TSE’nin kulüplerde yöneticilik yapanlara damga vurması gerekir. TSE damgalı yöneticilerin artması lazım. Şu anda azınlıktalar. Düzgün olanlar da zamanla bozuluyor. Onun için de hakemleri bıraksınlar. Bu TSE’ciler yöneticilere yönelsinler.
Yazarın Tüm Yazıları