Bu pazarın rengi ‘Mavi Senfoni’

BURHAN DOĞAN- ÇAY’ın Mavi Senfoni yapıtı üzerine yazmıştım.

Haberin Devamı

Yazının amacı sergiyi anlatmak değil, o resimden esinlenen Kâmran İnce’nin bestesinden söz etmekti.
Bazı tablolar var ki, her görüşünüzde, onunla ilgili başka bir yorum yapabilirsiniz, çok gördüğünüz halde gene de sergide ona bakmadan geçemezsiniz. Hep ilk defa görüyormuşçasına yeni fikirler uyandırır zihninizde...
İstanbul Modern’deki Burhan Doğançay-Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı sergisini gezmeye başladığımda, bu ilk cümleyi kafamda yazmıştım.
Oya Eczacıbaşı, Sunuş’ta, onun duvarların dilini bize nasıl aktardığını söylüyor: “Toplumların aynası ve en mükemmel iletişim aracı olarak nitelendirdiği duvarlara bakarak bir ülkenin nabzının tutulabileceğini söyleyen Burhan Doğançay, dünyanın hangi ülkesine giderse gitsin, ‘mırıldayan, haykıran, şarkı söyleyen, konuşan duvarların’ öykülerinin peşine düşüyor, onları yeniden yorumlayarak aktarıyor. Doğal koşulların etkisiyle yıpranan duvarlardaki kentin enerjisini, ruhunu, gündelik hayatı yansıtan ve sorgulayan imgelerden günümüze kalanları gösteriyor izleyiciye.”
Bu yazıyı, serginin sponsorluğunu yapan Yıldız Holding adına Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’in yazısı izliyor.
Levent Çalıkoğlu’nun Kent Kültürünün Yarım Yüzyılı: Tarihin Kaydı ve Duvarların Anatomisi yazısını katalogdan mutlaka okuyun, hem serginin özelliğini hem de Burhan Doğançay’ın sanatını öğrenip, sergiyi daha donanımlı gezmeniz için gerekli: “Yarım yüzyıldır inşa ettiği sentezle modern ve çağdaş sanat arasında entelektüel bir köprü işlevi gören nadir sanatçılardan biri Burhan Doğançay.”
Kataloğun diğer yazarları da Brandon Taylor, Richard Wine, Clive Geboire.
  
GENEL kent duvarlarına bakın önce.
Modern zamanların siyasi ve sosyal tarihi aslında duvarlara yazılmıştır... Dağınık, disiplinsiz, taviz vermeden çizilmiş bir tarihi belgedir sanki duvarlar. Bir dönemin siyasi sloganları, yahut uyarıları, reklam afişleri, sokak sanatı unsurları... Yıllar boyu özgürlük için, direnerek, karşı durarak, başkaldırarak yapılan her şeyin izdüşümü duvarlarda vardır.
Sonra Doğançay’ın duvarlarına bakın. Siyasal tarih de, toplumsal tarih de bunlarda var. Ama bireysel bir sanatçı ustalığının yaratıcılığından süzülerek yer alıyorlar.
New York Bilmecesi adlı eser, bir kentin kaosunu tüm yönleriyle yansıtıyor.
İsrail’de Barış İşareti, Ortadoğu ilişkilerinin çapraşık, karmaşık, çözülmezliğini gözler önüne seriyor.
Sabit Fikir ile Spagetti Beyin’in önünde biraz düşünün.

Haberin Devamı

DOĞANÇAY’IN KAPILARINDAN GEÇMEK

Haberin Devamı

KAPILAR SERİSİ’nin başında Mevlânâ Celâleddin Rûmi’nin bir sözü var:
“Kapılar ve pencereler gönülden gönüle, zihinden zihne açılır derler. Ancak duvarlar olmasa kapı ve pencerelere de gerek kalmaz.”
Bu kapıların hangisinden içeri girmek istersiniz?
Belki de arkasında hiçbir şey yok. Ama onun çağrıştırdığı çok şey var.
Mevlânâ’dan alıntıladığı cümlenin hem kapılarla hem de duvarla ilintili olması ve birbirini tamamlıyor olması, önümüzde yeterince geniş çağrışım ufukları açıyorken Doğançay bizi biraz daha tahrik ediyor. Zaten kapalı kapılarının üzerindeki koca koca kilitler o kapının neleri sakladığını düşündürüyor insana. Hatta kim bilir hangi yasaklı dünyalara açıldığını... Ardında ne olduğunu görmek istiyorsunuz, ancak hiçbir açıklık yok. Hepsinin ardı belki zindana, belki birer harikalar diyarına açılıyor...
Kapılar, artlarındakini düşünmeden bile, zengin bir çağrışım kaynağıdır.
Yeşil Kapı ile Gece Yarısı Mavisi’ni yazmalıyım. Bu kapıların önünde çok durdum. Siz de o kapıların ardını görmeye çalışın. Zihninizin veya dünyanın bizlere ördüğü duvarlardan kurtularak...
New York’un Mavi Duvarları Serisi’ni de ayrıca belirtmeliyim.
Mavi Senfoni’yi görün demeli mi? Yok, çoğu ziyaretçi zaten onun için gidecek.
  
BİR sergiyi gezeceksiniz. Ama sonrasını bu kadar basit anlatmak kolay olmayacak. Çünkü, bundan sonra duvarlara, kapılara başka türlü bakacaksınız. Zira, Burhan Doğançay, bir kez dikkatinizi oralara çekmiş olacak. Artık kapıların ardında daha derin dünyalar, duvarların daha zengin bir dili olacak.

Haberin Devamı

23 Eylül 2012 tarihine kadar açık olan serginin ziyaret saatleri:
Perşembe: 10.00-20.00, salı-pazar: 10.00-18.00. Pazartesi günleri, ziyarete kapalı.

Yazarın Tüm Yazıları