Menopoz, kábus mu yoksa dinginlik mi

Menopoz kadınların fizyolojik ve kronolojik yaşlanma süreçlerinin doğal bir bölümüdür.

Kimi kadın için dinginlik, keyif, farkındalık, hoşgörü, yardımseverlik; kimisi içinse torunların okşanıp sevilmesi -hatta bakılıp büyütülmesi- komşularla börekli, çörekli, altınlı günler düzenlenip tatlı dedikoduların üretilmesidir. Bazıları için de fırtınalı, gelgitlerle dolu, yorucu, boğucu, sıkıcı, bunaltıcı bir kabustur.

MENOPOZ kadın yaşamının oldukça faklılaştığı bir süreçtir. Menopoz ile birlikte ortaya çıkan hormonal değişimler, kadın beden ve ruhunda önemli değişimlere neden olur: Koroner arter hastalığı riski yükselir, menopoz öncesinde başlayan osteoporoz (kemik kırılganlığı artışı) süreci hızlanır. Sıcak basmaları, uyku bozuklukları, terlemeler, mide ve bağırsak sisteminde spazmlar, el ayak uyuşmaları, yanma ve karıncalanmaları gibi menopoz işaretleri birbiri ardına kapıyı çalar.

ŞİMDİ DAHA UZUN SÜRÜYOR

Son yıllarda kadın sağlığına, özellikle de premenopoz -menopoz öncesi dönem- (35-45), menopoz dönemi ve sonrasına ilgi çok artmıştır. Fizyolojik bir olay olsa da bu dönemde, öncesi ve sonrasında meydana gelen sorunların çokluğu kadınları fazlaca ilgilendirmektedir. Ayrıca kadınların ortalama yaşam sürelerinin erkeklerden daha fazla olması ve yaşam beklentisinin 85 yaş sınırına (ülkemizde 75 yaş) dayanması kadınların menopozda kaldıkları süreyi uzatmıştır. Her iki durum kadınların ve modern tıbbın menopoza yönelik yoğun ilgisinin çıkış noktalarıdır. Sağlıklı bir orta yaş ve yaşlanma sürecinde iyi izlenmeleri, korunup güçlendirilmeleri, kısacası daha iyi bakılmaları gerekmektedir. kadınların yaşlanma sürecindeki ‘‘hayat kalitesi’’ menopoz sorunlarının çokluğu ve yoğunluğu ile doğrudan bağlantılıdır.

BAZILARI İÇİN DERT

Kimi kadın menopozu doğal karşılarken, bazıları için bu dönem problemlerle doludur. Doğal karşılayan kadınlara göre, bu fizyolojik süreç, öyle veya böyle, bir gün, bir şekilde tamamlanacaktır. Bu kadınlar için menopoz sadece hormonal bir değişikliktir, hatta bir anlamda cinsel özgürlüktür. Bazı kadınlara göre de menopoz dönemi ve sonrası cinsel yaşamın azalması ve biraz da işe yaramazlıktır! Kadının güzelliğini, çekiciliğini kaybettiği, erkeğin gözünde gücünü ve önemini bir ölçüde yitirdiği, doğurganlığının -üretkenliğinin- sonlandığı, kısacası yaşlanmanın başladığı keskin bir viraj, net bir milattır. Menopoz dönemi onları daha bir derinden etkiler. Gerginlik, huzursuzluk, yorgunluk, sinirlilik, baş dönmesi, sabırsızlık, alınganlık ve aşırı duygusallık ortaya çıkar. Endişe -anksiyete- ve depresyon gibi psikolojik sorunlar ruhsal durumla ilişkili baş ağrıları, göğüs ağrıları, çarpıntılar, solunum sıkıntıları, mide ve bağırsak spazmları, şişkinlik, gaz gibi yakınmalar fazlaca yorar. Özellikle gençlik yıllarında hayatlarını yeterince olgunlaştıramadan, keyif ve mutluluklarla donatıp yeterli doyum sağlayamadan bu döneme adım atanlar, menopozun psikolojik etkilerini yoğun ve karmaşık yaşarlar. Daha duyarlı ve kırılgandırlar.

OSTEOPOROZ DA HIZLANIR

Osteoporoz (kemik kırılganlığı artışı) menopoz öncesinde başlayan ve menopozla birlikte olağanüstü hızlanma gösteren ciddi sorunlardan biridir. Menopozla ilişkili osteoporozda östrojen hormonundaki azalma ve kayıp yanında; kadının doğal yaşlanması, sigara ve alkol kullanımı, yetersiz fiziksel aktivite, kafein bağımlılığı, yetersiz kalsiyum alımı ve genetik faktörler de önemli etkenlerdir. Menopozal osteoporoz özellikle el bileği, kalça ve omurga kemiklerinde belirgindir. Daha ileri yaşlarda ortaya çıkan kalça ve el bileği kırılmalarının, omurga eğilmelerinin başlangıç tohumları bu dönemde atılır.

HORMONAL SORUNLAR

Menopoz, kadınların endokrin (hormonal) ve metabolik yapılarında da önemli değişimler yapar. Östrojen hormonu üretiminin durmasından başka daha birçok hormonal ve metabolik faktörler ortaya çıkar. Doğal yaşlanma sürecinin bir parçası olan menopozda, büyüme hormonunun yapımı azalmakta, insülin rezistansı ortaya çıkmaktadır. Menopoz dönemindeki kadınlarda sinsi seyirli ‘‘subklinik hipotiroidi’’ (tiroid bezi tembelliği) ile sık karşılaşılır. Yaşlanma ile tiroid hormonu üretimi bir miktar zaten azalmakta, tiroid dokusuna karşı antikor oluşma ihtimali artmaktadır. Kısacası orta yaşlara girerken kadınlarda tiroid bezinin tembelleşmesi olasılığı artmakta, menopoz döneminde ise daha da belirginleşmektedir. Menopoz dönemindeki kadınlarda hipotiroidinin tam tersi bir sorunla, ‘‘hipertiroidi’’ (tiroid hormonu yapımının artması) ile karşılaşma sıklığı da yükselir. Tiroid bezinde nodül görülme sıklığı menopoz ve sonrası dönemde daha da çoğalır. Tiroid bezi sorunları (guatr, hipotiroidi, hipertiroidi, tiroid nodülleri, tiroid bezi iltihaplanmaları-tiroidit-) menopoz dönemi kadınlarda sık görülen ama çoğu kez gözden kaçan sessiz ve sinsi bir problemlerdir.

Menopozda şişmanlama kader mi

Menopoz dönemi kadınlarını en çok ilgilendiren metabolizma sorunu, su tutma-ödem eğilimi ile artan beden ağırlığı ve şişmanlama olmalıdır. Kilo alma ve şişmanlama kadınların her zaman korkulu rüyası olmuştur. Bu sorunun biraz daha az kalori tüketmek ve fiziksel aktivite yoğunluğunu arttırmaktan başka bir çözümü yoktur. Menopozda artan yağ kitlesi daha çok android (erkeksi) tiptedir. Yağ birikimi artışı karın çevresinde daha belirgindir. Eğer dikkat edilmezse, yağ birikimi sinsice devam eder.

Perşembe

Menopozun diğer sorunları
Yazarın Tüm Yazıları