Süt ineklerini kesmeyin

HAYVANCILIK sektörümüzdeki ilk ve tek sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz TÜSEDAD, 2008 yılında olduğu gibi, içinde bulunduğumuz zor günlere dikkat çekme ihtiyacı duymuştur.

Haberin Devamı

Hayvancılık sektörü yine alarm veriyor! Küresel kuraklık neticesinde tüm yem hammaddelerinde % 30-% 50 oranında fiyat artışları olmuştur.
Kaba yem fiyatları ise samanda % 400–500, yoncada % 100–150 oranında artmıştır.
Bunun aksine süt fiyatları 10 aydır 80 kuruştur. Hatta bazı bölgelerde 70 kuruşa indirilmiştir.
Çaresiz üretici 2008 yılında olduğu gibi ineklerini kesmeye başlamıştır. 2008 yılında uyarmış olmamıza rağmen 1 milyon inek kesilmiştir. Anneler kesildiği için yavru doğmamış, 2009–2010 yılında et krizi yaşanmıştır. Çözüm olarak milyonlarca dolar harcanarak dışarıdan hayvan ithal edilmiş ve edilmeye devam etmektedir. Şimdi acil müdahale olmazsa bu gelenler de kesilmek zorunda kalacaktır.
Çünkü dünyanın kabul ettiği bir gerçek var.
1 inek hem kendini, hem yavrusunu, hem de sahibini beslemek zorundadır. 1 lt süt=1.5 kg yem olmalıdır. Bu denge bozulursa üretici işin içinden çıkamaz.
Ülkemizde, bugünlerde bırakın 1 lt süt ile 1 kg yem almayı, 1 kg saman bile alınamamaktadır.
Bugünkü süt taban fiyatı hiçbir hesaba dayandırılmadan, trajikomik bir şekilde belirlenmektedir. Çaresiz süt üreticisinin sütünü saklama şansı olmadığından bu fiyattan vermiyorum deme şansı yok, ama güçlü sanayici çok rahatlıkla bu fiyattan vermezsen almıyorum diyebiliyor.
Süt taban fiyatı 1 lt süt=1.5 kg yem alabilecek şekilde devlet tarafından belirlenmeli ve deklare edilmelidir. Aksi durumda devlet piyasaya müdahale ederek sütü deklare ettiği fiyattan kendi alıma geçmelidir. Sütü süttozuna çevirerek saklayabilmelidir. Bunu da taşeron marifetiyle değil kendi kuracağı 4 adet süttozu fabrikasıyla bizzat yapmalıdır.
Çünkü süt ve et, serbest piyasa ekonomisi koşullarına bırakılamayacak kadar önemli stratejik ürünlerdir.
Ahmet YILDIZ - Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Yönetim Kurulu Başkanı

Haberin Devamı

CHP ‘suça’ ortak olamaz

CHP’nin yeni MYK’sını ‘kansız Türk soykırımı’na direnmeye çağırıyoruz! Yeni anayasada ‘Türk’ adı silinmek isteniyor. Devletin adında Türk’e şimdilik katlanıyorlar ama milletin adını, Türk adını kaldırmak istiyorlar! AKP’nin, BDP’nin (= PKK) ve cümle 2. Cumhuriyetçi kozmopolit ‘aydın’ kesiminin bunu istemesi olağandır da, aynı eğilimin, aynı arzunun Türk ulus-devletinin kurucusu, Atatürk’ün partisinin bu suça katılması akıl alır şey değildir.
Gözler CHP’nin yeni MYK üzerinde. CHP içinde, hatta PM’nin üyeleri arasında bile bu değişikliğe sıcak bakanlar olduğu bir gerçek. Oysa bu tasarı, özünde, ‘güzellikle’/‘demokrat demokrat’/‘kan dökmeden’ yapılacak bir ‘soykırım’dan başka bir şey değildir.
Kılıçdaroğlu’nun kurultayı açış konuşmasında dikkate değer bulduğumuz ve desteklediğimiz bazı ‘değişim’ açılımları oldu. Bildirimizde bu tavrımızı da net bir şekilde ortaya koyduk. ‘Eski’ CHP’nin geride bırakılmasının zamanının çoktan gelmiş olduğunu biz zaten nicedir savunuyoruz. Yeter ki bu değişim partiyi başkalaştırma yönünde olmasın.
Bildirimizde son olarak kurultayda PM üyelerinin seçiminde yaşanan ‘bilgisayar yazılım hatası’ bahanesinin ardından sonuçta oyların İl Seçim Kurulu’nun sorumluluğunda ve kapalı kapılar ardında sayılmasındaki şaibeye dikkati çekiyoruz.
‘CHP’li Cumhuriyet Türkleri’ adına sözcüler: Ertaç ERTEN-Nazım GÜVENÇ

Haberin Devamı

Şile yolu hâlâ bitmiyor

İSTANBUL-Şile otoyolu Başbakan Erdoğan tarafından geçen yıl açılınca artık hafta sonları rahatlayacağımızı düşünüyorduk. Ama aradan bir ay geçmedi, yol güzergâhında birçok faaliyet başladı. Neredeyse 25-30 km’si tek şeride düştü.
Bazı yerlerde yol genişletiliyor, başka bir tarafta asfalt kaldırılıyor; böyle bir faaliyetin en az 5 yıl süreceği anlaşılıyor. Sormak istiyorum; Şile yolu yapıldıktan sonra şimdi ne yapılmak isteniyor? Otoyol ‘şişirme’ yapıldığından mı bu kadar ‘onarım’a gerek duyuldu. Şu işi Karayolları İstanbul Bölge Müdürü bir açıklasa da neler döndüğünü anlasak!
Doğan KILIÇ

Demircan kampı görmeli

‘BEYOĞLU-Kandıra Hattı’ (27 Temmuz) başlıklı yazıya Beyoğlu Belediyesi’nden gönderilen yanıttır: İzmit Kandıra’nın Kefken Köyü’ndeki Kumcağız Deresi yanında bulunan Beyoğlu Belediyesi Çevre ve Yaz Kampı’nın, atık su ve kanalizasyon giderleri Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü’ne ait altyapı kanalizasyon sistemine bağlı olarak çalışmaktadır. 9 yıldır, dünyadan ve Türkiye’den milyonlarca genci yaz aylarında kampta misafir eden ve onların sağlığına önem veren Beyoğlu Belediyesi, kampın yanındaki denizin mikrobiyolojik ölçümlerinin yapılması için Kocaeli Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak mikrobiyolojik ölçümleri yaptırmıştır. Yapılan ölçümler neticesinde kampın yanındaki denizin mikrobiyolojik parametreleri normal değerlerde çıkmıştır.”
Keşke böyle çıksa ama oradaki manzarayı görenler öyle söylemiyor.
Ahmet Misbah Demircan yöreyi bizzat görürse, neden içimizin sinmediğini anlayacaktır.

Haberin Devamı

Keskin, hizipçi değil

CHP de yeni MYK’yı tahlil ederken, sayın Adnan Keskin için “Hizipçiliği bırakırsa...” biçiminde doğru olmayan bir ifade kulanmışsınız. Herkes bilir ki Sayın Keskin’in kendisine odaklı bir hizbi hiç olmadı, ancak, bir zamanlar ünlü “Baykal hizbinin” içinde bulundu, pişmanlık duydu ve 12 yıl önce hizipten ayrıldı, çok da bedeller ödedi. Bu kadar deney ve birikimden sonra, partili kamuoyunun kendisinden birleştirici, toparlayıcı olmasını ve CHP’nin, geçmişteki görkemli günlerine dönmesine katkı sunmasını beklediğinin bilincinde olduğunu düşünüyorum, sade bir partili olarak.
Gani AŞIK-Eski milletvekili

Biliyor musunuz

BERGAMA Belediyesi 1. Şakir Süter Gazetecilik Yarışması’na, İzmir ve ilçelerindeki gazetecilerin 15 Temmuz 2001-15 Temmuz 2002 tarihlerinde yayınlanmış ‘haber, inceleme-araştırma, röportaj, karikatür ve fotoğraf’ eserleriyle (3 Ağustos’a kadar belediyenin basın bürosuna gönderilmesi gerekiyor) katılabileceklerini...

Yazarın Tüm Yazıları