Hülya Avşar’dan jüri başkanı olur mu?

Madem bu yıl Altın Portakal’da jüri başkanı Hülya Avşar olarak belirlendi, öyleyse “Geleneksel Altın Portakal Jüri Başkanlığı” tartışmasına başlayalım.

Haberin Devamı

Malum her yıl yapılır bu tartışma.
Geçen sene de Ayşe Arman neden jüride diye tartışılmıştı, Ayşe jüri üyeliğini kabul etmemesine rağmen.
Müjde Ar’dı geçen yılki jüri başkanı ve jüri kadınlardan oluşuyordu.
Antalya Belediyesi festivali kadınlara teslim etme tavrını bu yıl da sürdürüyor anlaşılan.
Peki yıllarca oyunculuğundan çok şarkıcılığı, magazinel tartışmaları ve televizyon programlarıyla gündemde olan Hülya Avşar’dan jüri başkanı olur mu?
Ben Hülya Avşar’ın şarkıcılığından ve televizyonculuğundan çok oyunculuğunu beğenirim.
Ama ne yazık ki bu yönünü işleyememiş, oyunculuğunu magazin figürlüğüne kurban etmiş bir isimdir kendisi.
Bu yüzden 2000’li yıllar boyunca filmografisinde Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Ferzan Özpetek gibi yönetmenlerle çalıştığı bir filmi olmadı, olamadı...
Onun yerine Yeşil Işık gibi kötü filmler, Hababam Sınıfı Askerde gibi sulu zırtlak komediler, İki Genç Kız gibi ses getirmeyen filmler oldu.
Rol aldığı son film 72. Koğuş, 500 bin dolar zarar etti.
Mesela bu süre içinde tek bir Fatih Akın filminde oynamış olsa bugün Hülya Avşar’ın jüri başkanlığını tartışmıyor olacaktık.
Ancak bu yönetmenlerin aklına hiçbir zaman Hülya Avşar’a bir başrol teslim etmek gelmedi...
Çünkü onu hep bir magazin figürü olarak gördüler.
Hülya Avşar kendi markasını çok iyi yönetmekle anılır ya hep, oysa tam tersi...
Öyle olsaydı kariyerinin son 15 yılında magazin şöhreti olmakla, üst düzey bir oyuncu olmak arasındaki tercihini ikincisinden yana kullanırdı.
Tabii o daha az gündem olmak, daha az konuşulmak, daha az para kazanmak demek...
Hülya Avşar’ın jüri başkanlığı Türk sinemasına yarar mı emin değilim ama umarım kendisine yarar da, bikinisi, selüliti, su kayağının yanı sıra hiç değilse biraz da oyunculuğu ve filmlerini konuşmaya başlarız.

Haberin Devamı

Alkolden önce uyuşturucuyla savaşın

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın, “Sigara yasağıyla mücadelede başarılı olduk. Sırada alkolle mücadele var. Henüz girmedik bu konuya. Bu konuya da gireceğiz ama sırası var” sözleri bira yasağı tartışmalarının yanına iyi çeşni oldu.
Hükümetin sigara yasağıyla mücadelesi desteklenmeyecek gibi değil...
Yasaklara dönüşmediği sürece alkolizmle de mücadele edilsin, kampanyalar yapılsın.
Ama hepsinden daha büyük tehlike var: Uyuşturucu...
Uyuşturucu kullanım yaşı giderek düşüyor.
Türkiye dünya uyuşturucu trafiğinin kilit noktalarından biri konumunda.
PKK’nın uyuşturucu trafiğinden elde ettiği kirli para herkesin malumu... Yapılan operasyonlarda ele geçirilen esrar, kokain ve kimyasallar medyaya yansıyor.
Ancak ele geçirilen uyuşturucu geçirilemeyen yanında devede kulak.
Şimdi böyle bir tablo varken, gençler lise tuvaletlerinde esrar içerken; uyuşturucuyla, sigara ve alkolle olduğu gibi topyekûn mücadele edilmemesi şaşırtıcı.
Bir hekim olarak Bakan Akdağ’a sormak isterim:
Gençler için bira mı daha tehlikeli, uyuşturucu mu?
“İkisi de” yanıtı geçersiz sayılacaktır.

Haberin Devamı

Haber uğruna...

Sevda Demirel ayağından sakat olduğu için sevgilisinin kucağında alışveriş merkezini gezmiş...
Kim inanır? Türk medyası...
Hepimiz de yuttuk bu zokayı, baktım dün biz de dahil olmak üzere bütün gazetelerde var bu haber.
Oysa alışveriş merkezine gittiğinizde yürüme zorluğunuz varsa hemen bir tekerlikli sandalye verirler size.
Sevda Demirel bunu yapmamış. Neden?
Haber olmak için.
Hadi biz zokayı yuttuk da olan sevgilisinin beline olacak.
Beyefendi haber uğruna fıtık tedavi görecek!

Yazarın Tüm Yazıları