50'li yaşlarda hayata yeni bir başlangıç yapabilirsiniz

Ellili yaşlara merdiven dayadığınızda geçmişiniz ile bir hesaplaşma yapacaksınız.

Bu hesaplaşmaya sağlığınızı da koymalısınız. Bugüne kadar neleri doğru veya yanlış yaptınız? İşinizde, sosyal yaşamınızda, ekonomik gücünüzde elde ettiğiniz kazançlarla birlikte sağlık hazinenizi de koruyup güçlendirdiniz mi? Yoksa bütün bu kazançlara sağlık hazinenizi azaltarak mı eriştiniz? Olumlu yanıtı ikinci soruya veriyorsanız, siz yine de üzülmeyin. Yapacağınız bir şeyler değil, çok şey var!

ELLİLİ yaşlarla başladığınız bu ‘‘Yeni hayat da sizin hayatınızdır’’. Onu siz geliştirecek, siz güzelleştireceksiniz. İlk adımı ‘‘Sağlıklı olmak için neler yapmalıyım’’ sorusu ile atmalı, büyük hedefler yerine, küçük hedefler koymalısınız. Örneğin, önünüzdeki üç ayda 10 kilo vermeyi düşünmek yerine, ertesi günkü sabah kahvaltınızı hafif yiyerek ve asansörle değil, merdiven ile çıkarak hemen başlayabilirsiniz. Kolesterol sorununuzu artık çözmeniz gerektiğini düşünüp üç hafta sonraya doktordan randevu almak yerine ‘‘az kolesterol ihtiva eden besinler’’ seçmeyi bu öğle yemeğinden itibaren uygulayabilirsiniz.

KALPTEN BAŞLAYIN

Ailenizde size intikal eden genetik mirasınızda kalp ve damar hastalıkları bakımından güçlü bir eğilim varsa, sadece ‘‘kolesterol koruma programı’’ ile yetinmez, diğer önlemleri de bugünden itibaren hayata geçirip yaşamınızın bir parçası haline getirebilirsiniz.

Örneğin kalp-damar hastalığı veya beyin damarlarınızla ilişkili hastalık riskinizi azaltmak için:

Sağlıklı bir kiloya sahip olmanın,

Doğru ve dengeli beslenmenin,

Fiziksel olarak daha çok aktif olmanın,

Sigarayı bırakmanın,

Kan basıncınızı kontrol altına almanın,

Şeker hastalığınız varsa, kan şekerinizi uygun değerlere indirmenin önlemlerine mümkünse hemen başlayabilirsiniz.

Sağlıklı bir kalbe sahip olmak için bundan sonra koruyucu dozda aspirin almaya başlamanız akılcı bir önlemdir. Eğer mide ülseri, propandantis, ağır bir periyot sorununuz ya da geçirilmiş mide kanaması, aspirine aşırı duyarlılık gibi problemleriniz yoksa bu önlemin size çok büyük yararları olabilir. Kalp ve damar hastalığı riski taşıyanların, her gün ya da gün aşırı 100 mg civarında aspirin almaları, bu önemli riski oldukça azaltabilir. Pek çok kimse için Aspirin zararlı değildir. Fakat, bazıları için aspirin, mide kanamalarına ve bağırsak kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca, aspirinin çok az da olsa, inme riskini arttırması da söz konusudur. Bu önlemi kendi kararınızla uygulamaya koymamalı doktorunuza aspirin almanızın sakıncaları olup olmadığını sormadan kullanmamalısınız.

Günde 100-200 mg kadar doğal E vitamini desteğine başlamanız, E vitamininin antioksidan yararını selenyum, çinko, C vitamini, Koenzim Q10 ile daha da güçlendirmeniz mümkündür. Omega-3 yağ asidi desteklerini de destek programınıza koyabilirsiniz. Bu destekler için mutlaka doktorunuzla işbirliği yapmalısınız. Kendi kararınız ya da destek ürünlerinin satıldığı dükkanlardaki pazarlama uzmanlarının önerileri sizi ciddi bazı sağlık riskleri ile karşı karşıya bırakabilir.

FAZLA KİLO YÜKTÜR

Ellili yaşlardan sonra kilonuzu kontrol altında tutmanız etkili bir önlemdir. Fazla kilolu olmak, kalp hastalığı, şeker hastalığı ve yüksek kan basıncını arttırabilir. Sağlıklı kilonuza iki şey yaparak kavuşabilirsiniz: Doğru beslenerek ve fiziksel olarak daha aktif olarak.

Doymuş yağ bakımından zengin gıdalar kalori bakımından da zengindir. Bu besinler kolesterol düzeyinizi de arttırırlar. Aşağıdaki gıdaları az miktarlarda yemeye çalışın:

Fazla yağlı süt ürünleri dondurma, tereyağı, peynir, krema, tam yağlı süt, tam yağlı yoğurt ve tam yağlı peynir.

Fazla yağlı etler.

Doymamış yağlar, kolesterol seviyesini yükseltmez. Doymamış yağ içeren gıdalar, bitkisel yağlar, balık ve kuruyemişlerdir.

DOĞRU BESLENMELİ AMA NASIL BESLENMELİ

Doğru beslenerek ve yeterli miktarlarda gıda tüketerek uzun ve sağlıklı yaşayabilirsiniz. Pek çok hastalık ve çeşitli durumları, örneğin kalp hastalığı, obezite, yüksek kan basıncı ve Tip 2 şeker hastalığını doğru beslenerek önleyebilirsiniz.

Sağlıklı bir diyet, ayrıca vücudunuzun gereksinim duyduğu vitamin ve mineralleri, karotenoid ve flovanoidleri size sağlar. Antioksidan kapasitenizi doğru beslenerek arttırabileceğinizi siz zaten çok iyi biliyorsunuz. Doğru beslenmeye başlamak için hiçbir zaman geç değildir. Aşağıda bazı ip uçları bulunmaktadır:

Sebzeler, özellikle koyu yeşil yapraklı ve koyu sarı, kırmızı, turuncu renkli sebzeler bol bol tüketilmelidir. Örneğin, ıspanak ve havuç gibi besinlerden faydalanabilirsiniz.

Meyvelerin en renkli ve en tazelerini tercih etmeye çalışın. Örneğin elma, portakal, greyfurt, kivi, çilek, kavun, karpuz, böğürtlen veya bu meyvelerin sıkılmış suları antioksidan bombalarınız olabilir.

Et, kümes hayvanları, yumurta, balık ve kuru fasulye, özellikle düşük yağlı gıdalar örneğin, yağsız et ve derisi alınmış tavuk gibi besinleri dengeli olarak tüketmelisiniz.

Süt ürünlerinden yoğurt ve peynirin özellikle düşük yağlı veya yağsız olanlarına önem vermelisiniz.

Tam tahıllı ürünler ve baklagillerden yeterince faydalanmalısınız.

Daha aktif olunuz

Fiziksel aktivite; kalp hastalığı, obezite, yüksek kan basıncı, Tip 2 şeker hastalığı, osteoporoz ve depresyonu engeller. Yani fiziksel aktivite bütün sağlığınızı olumlu yönde etkiler. Her çeşit fiziksel aktivite, sağlıklı kalmanızı sağlar. Hafif veya ağır olması önemli değildir. Genel olarak, ne kadar aktif olursanız o kadar sağlıklı olursunuz.

Güneşe dikkat

50'li yaşlardan sonra cilt kanseri önemli bir sorundur. Deri kanseri fazla güneşte kalma ile yakından ilişkili ve önlenebilir bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanma risklerini aşağıdaki önerileri uygulayarak azaltabilirsiniz:

Güneşte kaldığınız zamanı sınırlayın. Özellikle sabah saat 10.00 ile öğleden sonra 15:00 arası güneşe çıkmaktan kaçınmalısınız.

Güneş gözlüğü takarak ve güneşe mümkün olduğunca az yerinizi maruz bırakarak bunu başara-bilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları