Devletler ne zaman göğsünü yumruklasa...

- Uçağımızı kim düşürdü?

- Suriye mi?
- Yoksa Suriye limanında demirli bir Rus savaş gemisi mi?
- Ya da Ruslar düşürdü ama Suriye mi üzerine alıyor?
Bu soruların cevaplarını tarih yazar...
Böyle diyorlar.
- Peki hangi tarih yazacak bunu?
Oysa tarih dedikleri...
Yalnızca okullarda okutulan bir ders değildir ki.
Tarih...
Meydan savaşlarını, gün-ay-yıl olarak ezberlemek hiç değildir.
Tarih...
Yalnızca kahramanlıkların öyküsü de değildir.
Tarih...
Devletlerin kuruluş, fetih ve çöküş hikâyeleri de sayılmaz tümüyle.
Peki tarih ne zaman ders olur?
Mesela bugün...
İşte Suriye meselesi.
Uçağımız düşürüldü diye...
İçlerindeki öfke nöbetlerini savaş tamtamlarına ayarlayan o seslere bakıyorum.
Savaş isteyen salyalı sesler.
Kan isteyen köpürgen çığlıklar.
“Bana haa!!” diyen homurtular.
Peki tarih mi oluyor şimdi bu?
Oysa orada bir diktatör...
Sarayında bir gece daha uyumak için...
Her gün halkının kanını döküyor.
Mesela buna ses yok.
Tarih nedir diye sordum ya...
Tarih işte o halkın acısıdır...
Tarih, kronolojik ölümlerin yazıldığı kitapların ötesinde...
Halkların acıları üzerine kurulmuştur.
Aşkın tarihini bilmeden, insan sevgisinin tarihini okumadan...
Ancak savaşın, kanın, gözyaşının ve cephenin tarihini görebilirsiniz.
Hayatın değil, ölümün tarihini bulabilirsiniz.
İşte...
25 yıldır Ege Denizi üzerinde itişen Türk ve Yunan jetleri...
Tarih mi yazıyorlar sanki?
Devletler elbette kendi egemenlik hakları için güç kullanabilir.
Caydırıcı olmalıdır.
Ama bendeki tarihe göre...
Devletler ne zaman göğüslerini yumruklamaya başlasa...
Evlatları da kan ve gözyaşı kıyılarına doğru sürüklenmeye başlar.
Bendeki tarihe göre...
Devletler ne zaman göğsünü yumruklamaya başlarsa...
İşte o zaman halklarının acılı tarihleri de başlar.
Devletler ne zaman militerleşip savaş düzenine ayarlı bir cephe kafasına kapılırsa...
İşte o zaman kendi halkının acıları başlar.
Bir coğrafyaya ne zaman yasak ve kuşku hâkim olursa...
Devletler ne zaman varlıklarıyla ilgili korkuya kapılıp yasaklamaya başlarsa...
Devletler ne zaman diktatör nefsine ayarlanırsa...
İşte o zaman halklarının acıları başlar.
Çünkü o yasakçı ve diktacı devlete göre halkı geri zekâlıdır ve kendisini yönetemez.
O halk düşünemez, yaşamak için bakıma muhtaçtır.
Ancak askere alınabilir, o kadar...
Bu yüzden diyorum ki...
Bırakın uçağımızı kimin düşürdüğünü asker bulsun.
Bunun uluslararası cezası neyse verilsin.
Ve Türk halkı Suriye’deki kardeşleriyle savaşmasın.
Biz önce orada...
Kendi halkının kanını döken diktatöre bakalım.
Eğer halkların acılı tarihlerine inanıyorsak...
Sentetik kuşkuların, devletler arası itişmelerin ötesinde...
Tahrik ve tahrip cephelerinden kurtulup...
Önce Suriye’deki halkın mücadelesini anlamalıyız.
Yazarın Tüm Yazıları