Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Timsah gözyaşları ve Işılay Saygın örneği

KADIN adaylar için 28 Mart seçimi önceki seçimlerden farklı olmayacak.

Kadın aday azlığına en çok üzüldüklerini ifade edenlerin başında da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan geldi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya da aynı duyguları paylaştı.

Kadın konusunda en duyarlı parti olması gereken CHP ise utangaç bir sessizlik içinde kaldı.

İstanbul adaylarını 8 Mart'ta tanıtan Deniz Baykal'ın, bu güne atıfla kadınları kutlarken podyumdaki 35 CHP adayından sadece birinin kadın olması kara mizahtan başka bir şey değildi.

En fazla üzüntü beyanı yapılan AKP'deki açıklamalar ise çarpıcıydı.

Başbakan, ‘‘Anlaşılıyor ki kadınları güzellikle öne çıkarmak mümkün değil’’ derken, Çetinkaya da, ‘‘Maalesef erkek egemen teşkilatlar kadına izin vermiyor’’ yaklaşımını sergiliyor ve bundan sonra Genel Merkez olarak konuya ağırlık koyacaklarını söylüyor.

SAYGIN NİYE ADAY OLMADI?

Çetinkaya, ‘‘Bazı kadınlara teklifi siz yapamaz mıydınız?’’
sorumuza da, ‘‘Bu da doğru bir yöntem değil. Çünkü o zaman da teşkilatlar karşı çıkıyor. Çare, kadınları teşkilatlardan başlayarak öne çıkarmak. Biz de bundan sonra onu yapacağız’’ yanıtını veriyor.

Işılay Saygın'a bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın İzmir adaylığı teklifi yapması Çetinkaya'nın sözleriyle çelişmiyor.

Saygın bir istisna; ama ‘AKP ve kadın’ konusunda ilginç de bir örnek.

Çünkü, Erdoğan'ın, Saygın'a adaylık teklifi yapmasından hemen sonra, AKP'de, ‘Saygın, 28 Şubat sürecinin parçasıydı’’ derin kulisi başlıyor.

Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in daveti üzerine Başbakan'la buluşan Saygın, İzmir'e döndüğünde kulislerden hemen haberdar oluyor.

Saygın da, o andan itibaren filmi 28 Şubat'a doğru geri sarıyor.

Refahyol hükümetinin Devlet Bakanlığı'ndan istifasının gerekçesi olan ‘Aileiçi Şiddetin Önlenmesine Dair Tasarının’ görüşmelerini anımsıyor.

‘KOCA DÖVER DE SEVER DE’

Aileden sorumlu Devlet Bakanı sıfatıyla sahibi olduğu tasarıya Çetinkaya'nın, ‘‘Bu tasarı eşrefi malukata zarar verir’’ diye, bugün önemli bir görevde bulunan bir AKP'linin de, ‘‘Canım, adamın karısı değil mi; döver de sever de’’ sözleriyle karşı çıkışları kulaklarında çınlıyor.

İşte o an, kadın kimliği siyasetçi kimliğinin önüne geçiyor.

Teklifi, Erdoğan'daki değişimin samimi işareti olarak görse de, ‘‘Bu kadroyla ortak hareket zor’’ kanısına ulaşıyor ve ‘‘aday değilim’’ ilanı veriyor.

Saygın örneğini, Erdoğan'ın kadın konusunda daha somut adım atmasının somut işareti sayan pek çok kadın önderleri var; bir de önerileri:

‘‘Başbakan, türbana atıfla devletin kadına karşı ayrımcılık yaptığını söylüyor. Kendisi hükümetin başı. Bazı önemli kademelere kadın bürokrat atayarak, aykırı örnek olabilirdi.’’

KADER Başkanı Bilge Dicleli ise kadın aday konusuna, ‘‘Erdoğan da Baykal da ağlamasınlar. Her şey ellerindeydi. Kadın muhtar adayı yüzde 200 arttığı halde diğer adaylar niye artmıyor diye düşünsünler’’ yaklaşımı getiriyor.

Dicleli, ‘‘Bu toplumda mülkiyetin yüzde 90'ı erkek elinde. Bunu görüp, hiç değilse aday aidatlarına göz yummasalardı ya’’ ilavesini de yapıyor.
Yazarın Tüm Yazıları