Yükümlülüklerimiz artıyor

16 milyon dolayında ilk ve ortaöğretim öğrencisiyle 700 bin dolayında eğitim emekçisi için bir öğretim yılı daha geride kaldı. Bu öğretim yılı için, son yarım yüzyılın belki akılda en çok kalacak yılı dense yeridir. Çünkü ülkemizde 60 yılı aşan süredir zaman zaman ağır, zaman zaman hızlı dönen karşıdevrim çarkının en hızlı döndürüldüğü bir öğretim yılını geride bırakıyoruz.

Haberin Devamı

2011-2012 öğretim yılında, önem derecesi değişen birçok olay yaşandı. Özetle:
-  Üniversitesiz ilimiz kalmadı. Üniversite sayısındaki artışa koşut olarak öğrenci sayısı da arttı, ancak Başbakan “Üniversite mezunlarına iş bulmak zorunda değilim” derken Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de ataması yapılmayan öğretmenlere “Başka iş bulun!” dedi.
-  300 bin dolayında genç öğretmen yine atanmadı, işsiz kaldı. Onların Bakanlığı protesto eylemleri bu yıl da sürdü.
-  Ulusal bayramlarımızın, özellikle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlanışı sınırlandırıldı, sıradan ve simgesel törenlere dönüştürüldü. Geçen 19 Mayıs, bu nedenle birçok ilimizde alternatif törenlere, iktidarı protesto eylemlerine sahne oldu.
-  İktidar, ele geçirdiği YÖK, ÖSYM, TÜBİTAK gibi yükseköğretim ve bilim kurumlarına geçen öğretim yılında TÜBA’yı (Türkiye Bilimler Akademisi) da ekledi ve bu kurumun özerk-bilimsel niteliğini sona erdirdi.
-  Üniversitelere girişte, okul türüne göre farklı katsayı uygulaması bütünüyle kaldırıldı. Bu yıl ilk kez uygulanacak katsayısız sistemle okullar arasındaki ‘adaletsizliğin’ ne ölçüde giderildiğini görmüş olacağız.
-  Özellikle üniversite öğrencilerinin bakan ve milletvekillerini protesto eylemleri bu yıl da sürdü. 500’ün üstündeki tutuklu öğrenciye ek olarak, Başbakan’ın bir toplantısında “Parasız Eğitim İstiyoruz” yazılı pankart açan iki üniversite öğrencisine iki gün önce 8 yıl 5’er aylık hapis cezası verildi ve böylece düşünce açıklama özgürlüğü bakımından demokrasimizin geldiği “ileri” nokta bir kez daha tescillendi.
-  FATİH adıyla yeni bir proje devreye girdi ve öğretim yılının ikinci yarısında  birçok ilde proje çerçevesinde sınıflarda akıllı tahta, öğrencilere tablet bilgisayar dağıtımı gibi işlemler gerçekleşti.
-  Üniversitelere yapılan rektör ve dekan atamalarında yine adayların aldıkları oy değil, YÖK ile Cumhurbaşkanı’nın tercihleri geçerli oldu, böylece “el öpen rektörler” zincirine yenileri eklendi.
-  23 Ekim 2011’de Van’da meydana gelen depremde birçok öğrencimizle birlikte 75 öğretmenimizi yitirdik.
Öğretim yılının karne dağıtım gününe dek yaşananlar elbette bunlarla sınırlı değildi. Adına ister eğitim tarihimiz, ister demokrasi, ister uygarlık tarihimiz diyelim, oraya kara harflerle yazılmayı hak eden eğitim olaylarına tanıklık ettik. Bunlardan biri, 30 Mart 2012 tarihinde TBMM’de yasalaşan kesintili (4+4+4) eğitim yasası, diğeri de bakanlığın Eylül 2011’de MEB Teşkilat Kanunu’nda yaptığı değişikliktir. İçeriği yönünden birbirini bütünleyen bu karşıdevrim yasalarıyla eğitimimizin asıl olarak bilimsel ve laik yapısı ortadan kaldırılmış, din odaklı, küresel sermayeye hizmet amaçlı bir eğitim anlayışı yürürlüğe sokulmuştur.
Yalnız geride bıraktığımız
öğretim yılını değil, yakın geçmiş ve yakın gelecekte ülkemizin bütününü doğrudan ilgilendiren bu girişimlerle yıllardır özlemini çektiğimiz daha bilimsel, daha adaletli, daha bağımsızlıkçı, daha halkçı temellere oturacak eğitim özlemimiz ne yazık ki büyük yaralar aldı. Yeni öğretim yılında öğrencisinden velisine, öğretmeninden yöneticisine dek tüm kesimleri bağlayan karmaşa ve bilinmezlikler, ülkece eğitim, bilim ve sanatta yaşadığımız geriye gidişi hızlandıracaktır.
Nazım MUTLU
Öğretmen Dünyası Genel
Yayın Yönetmeni

Haberin Devamı

365 gün bu strese kim dayanabilir...

Haberin Devamı

‘YORGUN’ bir operatör doktorun sitem yazısıdır: “Ben 6 yıl tıp fakültesinin ardından 5.5 yıl uzmanlık eğitimi aldıktan sonra halen bir devlet hastanesinde görev yapıyorum. Branşımdaki tek uzman olduğumdan, yıllık izin dışında yılın 365 günü, her gün 24 saat icap nöbeti tutmaktayım. İcap nöbeti şudur:
Hastaneden her telefon aldığınızda derhal hastaneye gitmek zorundasınız. Telefon şarjınızın bitmesi, hasta olmanız, komşu şehre gitmiş olmanız, tiyatro izlediğiniz için telefonu kapatmış olmanız, kardeşinizin nikâhında olmanız, uykudan uyanamamış olmanız, alkol almış olmanız... Hiçbirini bahane gösteremezsiniz. Telefona çıkmadığınız için veya diğer nedenlerle göreve gitmezseniz disiplin cezası almak bir yana, hastanın kaybedilmesi durumunda ‘taksirle ölüme sebebiyet’ten 6 yıl ağır ceza alabilirsiniz.
Görevimiz bir yana, insanlık gereği her an hastaya yardıma gitmeyi herkes ister. Fakat 365 gün 24 saat bu stres yaşanır mı? Üstelik aylık 720 saatlik icap nöbetinin 130 saatten fazlası ücretlendirilmiyor. Çözüm basit: İki günde bir ya da iki haftada bir hafta icap nöbetine razıyım, diğer günlerde hastayı 15 dk. uzaktaki diğer hastaneye sevk edelim. Mantığınıza uymuyor mu?”

Haberin Devamı

O şoföre el sallıyorum

TRAFİK terörüne, her yıl binlerce insanımızın canını veriyoruz. Bir sabah işe giderken, şehirlerarası yük taşımacılığı yapan kamyon ve TIR’ların arka çamurluklarında, bin bir çeşit yazılar okumaya alışmış biri olarak, 21 ES 022 plakalı araç arkasında ‘Eğitim şart’ yazısı ilgimi çekti. Trafik kuralları gereği yasak olmasına rağmen çoğu araçların önlerinde ve arkalarında, ‘hayallerin yazısı’ hâlâ mevcut. Kamyon ve TIR’ların arkalarında sadece ‘Eğitim şart’ yazılmasına değil izin, mecburiyet getirilse!.. Bu uygulamayı, Milli Eğitim ve İçiş-leri Bakanlığı’na önerirken, 21 ES 022 plakalı kamyon sahibine ve şoförüne de el sallıyorum.
Fehmi BAYRAKTAR

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

- İSTANBUL’da kurulu olan Kastamonu Federasyonu’nun (KASKON) üyelerinin bugün 17.00’de İstiklal Caddesi’nde Galatasaray Lisesi önünde kadar, ‘Atatürk ve İstiklal Yolu Yürüyüşü’ yaparak Kuvayı Milliye bilincine ve Atatürk devrimlerine bağlılıklarını ifade ederek tek İstiklal madalyalı ilçe olan İnebolu’nun bu madalyanın veriliş yıldönümü kutlaması yapacaklarını...
- BALIKESİR’e bağlı Erdek’te önce hastane sonra da okul olan Atatürk İlköğretim Okulu’nun da imam hatip lisesine dönüştürüldüğünü (M. C. Aknesil’den)...
- BAKIRKÖY Ahmet Cömert Kapalı Spor Salonu’nda bugün 18.00’de Sinoplular Gecesi’ne, Fatih Erbakan’ın Recai Kutan, Fehim Adak, Ahmet Tekdal, İsmail Müftüoğlu ile birlikte katılacağını, Oğuzhan Müftüoğlu’nun bu davette yer almadığını...

Yazarın Tüm Yazıları