Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Liderlerin gezi performansı

3 Kasım seçimlerinin galipleri AKP, CHP ve Genç Parti oldu. Meydanlarda da bu partilerin liderleri vardı.

Çok gezen, çok oy aldı dense yeridir.

Medya ne kadar geniş bir kesime ulaşma olanağı sağlasa da liderlerin halkın ayağına gitmesinin yarattığı etkinin sonuçlarıydı bunlar.

Üç parti liderlerinin o dönemki performansına bakıldığında, bu durumu en iyi Recep Tayyip Erdoğan ile Cem Uzan'ın değerlendirdiği görülebilir.

Erdoğan, AKP il başkanlığı binalarının açılış törenleri de dahil olmak üzere 80 ili gezmiş, 50'den fazlasında meydan mitingi yapmıştı.

Erdoğan'ın gitmediği tek il, ki hálá da öyle Tunceli olmuştu.

GP Genel Başkanı Cem Uzan ise 42 il, 47 ilçede miting yapmıştı.

Her iki lider 3 Kasım'dan bu yana da 50'den fazla ile ulaştılar.

EN AZ GEZENİ BAYKAL

Deniz Baykal'
ın performansı ise biraz daha farklı.

Partisi, 3 Kasım öncesi Meclis'te temsil edilmediği halde, Ankara'yı en geç terk eden liderden biri Baykal olunca, ancak 30 ilde miting yapabildi.

Baykal'ın 3 Kasım'dan bu yana gittiği il sayısı da, defalarca gidilen Antalya hariç tutulursa, 30 civarında.

Bu süre içerisinde Erdoğan 50, Uzan 36 il, 42 ilçe gezmişti.

Şimdi yeni bir seçim dönemindeyiz.

Bugün itibarıyla Erdoğan 16 ile, Uzan 14 il ve 15 ilçeye gitti. Baykal ise şu ana kadar 4 ile gezi yaptı.

Erdoğan, seçim gününe kadar bir yandan Başbakanlık trafiğini yönetecek; konuk ağırlayacak, yurtdışı gezilerine çıkacak, öbür yandan 54 il gezecek.

Uzan, en az 40 ilde halkın karşısına çıkmayı planlamış durumda.

Baykal'ın hedefinde, neredeyse Erdoğan'ın yarısı kadar olan 30 il var.

Bu seçimde yarışa DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın da katıldığını ve bu zamana kadar gittiği 8 ili 50'nin üzerine çıkarmayı planladığını belirtmeli.

BAYKAL'IN ÇITA SORUNU YOK

Bir yandan anamuhalefet, diğer yandan varlığı ciddiye alınan tek sol parti olması nedeniyle CHP'nin performansına özel vurguyu doğal görmeli.

Bu nedenle beklenti; Baykal'ın 3 Kasım sonrası da, bu seçim öncesi de, en çok dolaşan, halka en çok giden lider olmasıydı.

Medya röportajları mutlaka önemliydi.

Bunu Erdoğan da yapıyor; ama Baykal'dan beklenen bundan da fazlası.

Gerekçesi de, demokrasi için daha güçlü bir muhalefet arzusu.

Tabii bu beklenti sahiplerinin CHP'yi, genel başkanından daha fazla düşündüklerini ileri sürmek söz konusu olamaz.

Bu nedenle Baykal'ın, CHP için en doğrusunu yaptığı düşünülmeli. Ancak, kendisinin bu seçimde bir çıta sorunu olmadığı da biliniyor.

Baykal, 28 Mart'ta CHP oylarının yükselmesi veya düşmesinin kendisinin konumu açısından bir sonuç yaratmayacağını bize de ifade etmişti.

CHP'nin bazı anketlerin aksine iyi sonuç alacağını da vurgulamıştı.

Sonuç böyle olursa ne álá; ancak CHP olumsuz bir sonuçla karşılaşırsa kendisinin bile morali bozulabilir.

‘‘CHP tabanıyla sol kamuoyunun morali ne olur?’’ sorusuna gerek bile yok.

Baykal'ın da bundan etkilenmemesi düşünülebilir mi?
Yazarın Tüm Yazıları