Hayatımızı rakamlar mı yönetiyor

BİZİM adımıza karar verenlerin düşüncelerini öğrenmek isterim ama onlara teslim olmayı da kabul edemem.

Haberin Devamı

Gramophone (1) “Klasik Müziği Değiştiren 50 Kişi”nin adını vermiş. Adları saptayan derginin okurları.
Herbert von Karajan’dan Maria Callas’a, Claudio Abbado’dan David Oistrakh’a, birçok orkestra şefi, solistin yer aldığı bir liste.
Aslında, müziği izleyenin, bilenin, ilgilenenin yabancılık çekmeyeceği, anımsayacağı adlar.
Benim asıl hoşuma giden, müzik dünyasının doruktaki bu adları, gene alanlarının tanınmış adlarını yazması. Yalnız liste yapmak, benim için baştan savma, okuru aldatıcı bir iş. Çünkü burada neden seçildiklerinin gerekçeleri var.
Sözgelimi, Herbert von Karajan’ı, gene çok tanınmış bir orkestra şefi Mariss Jansons, Maria Callas’ı gene çok dinlenen bir soprano, Angela Gheorghiu, Jascha Heifetz’i Itzhak Perlman, Mstislav Rostropovich’i Steven Isserlis yazmış.
Böylece o listeye duyulan güven artmış oluyor.
Bu listede yer alan adları iyi bir müziksever zaten bilir. Ama bazıları ses belleğinde yoksa insan kendi tutkusunun derecesinden şüphelenir mi? İnsanoğlu bu rakamlar karşısında bir kendini bilgisiz hisseder mi?
Okunması gereken 100 kitap, seyredilmesi gereken 500 film, gezilmesi, görülmesi gereken 100 yer. Bu rakamlar biraz küçük, çünkü artık rakam 1000’lere dayandı.
Bu rakam egemenliğine gene de uzak durmayın. Ben bile karşı olduğum halde bu ikilemi yaşıyorum. Göz ucuyla da olsa bakıyorum.
* * *
ARTIK gazetelerde, dergilerde en çok satanlar listelerini görüyorsunuz.
Önce kitaptan başlayalım.
Değişik türdeki kitapların aynı listede yer almasına karşıyım, yabancı dergilerde yapıldığı gibi fiction non fiction ayrımı yapılsın. Roman, öykü, şiir türü dışındakiler için de ayrı bir liste düzenlensin.
Kitapların yanına iki-üç paragraflık bir açıklama konulsun. En azından niçin çok sattığına dair bir bilgi edinelim.
Ayrıca satış rakamlarına göre düzenlenen listeler yanında, bir de Eleştirmenlerin Seçtikleri gibi bir bölümü arıyorum. Çünkü çok satanın egemenliği altında, birtakım çok önemli kitaplar güme gidiyor. Oysa eleştirmenlerin seçtikleri bölümde, hiç olmazsa satmayan, okuru az olan ama önemli kitaplar konusunda da okur aydınlatılır, seçim alanı büyür.
Gramophone’daki düzenlemenin Türkiye’de yapılmasını düşünmek bir hayal midir?
Usta müzikçileri genç müzikçiler değerlendirsinler ya da ustalar birbirini değerlendirsin. Çok mu zor? Çok mu imkânsız.
Elbet bunu yalnız Batı müziği için önermiyorum.
Türk müziği için de, halk müziği için de yapılması gerekir diyorum.
Artık birçok arşiv CD’leri çıkıyor.
Ses sanatçıları, eski ustaları, icracılar dünün ustalarını değerlendirsinler, haklarında yazı yazsınlar.
Diyelim ki, bir dergi böyle bir özel sayı hazırlasın.
Bugün usta bir ses sanatçısından Safiye Ayla’yı, Sabite Tur Gülerman’ı, Münir Nurettin Selçuk’u, Zeki Müren’i, iyi bir tanburiden Tanburi Cemil Bey’i, İzzettin Ökte’yi okusam.
* * *
BİR şairi şairin yazması, bir romancıyı romancının yazması, bir eleştirmeni eleştirmenin yazması.
Ayrı bir lezzettir.

Haberin Devamı

(1) Hall of Fame, 50 People Who Changed Classical Music, Gramophone, May 2012.

Yazarın Tüm Yazıları