Fazıl Say, Çağlayan Adliyesi’nin 7’nci katında ne arıyordu?

DÜNYA çapında bir piyanist, yanında avukatı olduğu halde geçen salı günü Çağlayan’daki Adliye Sarayı’ndan içeri girdi ve asansörle yedinci kata çıkarak doğruca kendisini çağıran yetkilinin yanına gitti.

Haberin Devamı

Genelde dünyanın en prestijli konser salonlarında sahne ışıkları altında piyanosuna doğru adım atmaya alışık olan sanatçı, bu kez küçük bir odada, masasında kendisi hakkındaki şikâyet dosyasını incelemekte olan bir Cumhuriyet savcısı ile baş başaydı, avukatı saymazsak...
Konser salonlarındaki alkışların uğultusunun yerini savcının soruları almıştı.
Adliyeye ifade vermeye gelmesi için hakkında savcılık tarafından tebligat çıkarılan kişi Fazıl Say’dı.

BİR DÖRTLÜĞÜ RETWEET YAPINCA

Hakkında üç ayrı kişi tarafından bir dizi şikâyet yapılmıştı savcılığa ve hepsinde de dine, halkın kutsal duygularına hakaret ettiği ileri sürülüyordu. Savcı, bu ihbar mektuplarını işleme koyarak hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” başlıklı 216’ncı maddesinden soruşturma başlatmıştı.
Şikâyetlerden biri, müezzinlerin ezanı yanlış makamdan okuduklarına ilişkin sosyal medyada yolladığı bir tweet mesajını konu alıyordu. Nitekim savcı, ifadesini alırken ezanın makamıyla ilgili kendisine aktarılan şikâyeti Fazıl Say’a bizzat sordu.
Ama asıl şikâyet konusu, bir başkası tarafından Ömer Hayyam’a atfen “tweet” olarak sosyal medya ortamına gönderilen bir dörtlüğü Say’ın “retweet etmesi”, yani kendi hesabındaki takipçileriyle paylaşmasıydı.
On birinci yüzyılda yaşamış olan Ömer Hayyam’a atfedilen, ancak İranlı şairin kitaplarında yer almayan, dolayısıyla “anonim” görünen bu dörtlükte şöyle deniliyor:
“Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cenneti âlâ meyhane midir?/Her mümine iki huri vereceğim diyorsun, cenneti âlâ k...... midir?”

Haberin Devamı

ÖZGÜR DÜŞÜNCEM ENGELLENMEK İSTENİYOR

Cumhuriyet savcısının, soruşturmayı TCK’nın 216’ncı maddesinin “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklindeki 3’üncü fıkrasından açtığı anlaşılıyor.
Fazıl Say, savunmasında, kullandığı hiçbir ifadede hakaret ya da aşağılama amacının olmadığını, aksine dini değerleri istismar eden kişilerden duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğini, halkı kin veya düşmanlığa tahrik etme suçunu işlemesinin söz konusu olmadığını, kamu barışını tehdit etmediğini belirtiyor.
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve “halkını” tüm dünyada en iyi şekilde temsil etmeye çalıştığını da belirtiyor Say. Savunmasının önemli bir tarafı, Say’ın kendisini suçlayanların aslında özgür düşüncesini engellemeye çalıştıklarını belirterek, “Hiçbir değer ve bu arada dini değerler özgür düşünceden korkularak, düşünce baskı altına alınarak korunamaz” demesidir.
Avukatı Prof. Metin Feyzioğlu ise Say’ın Twitter’daki paylaşımlarının ancak kendisini izleyenler tarafından görülebileceğinden  iddia edilen suçun “aleniyet unsuru”nun gerçekleşmediğini belirtiyor.
Savunmanın vurguladığı önemli bir nokta, TCK 216’ncı maddesinin 1’inci fıkrasında düzenlenen “halkı din üzerinden tahrik etme” suçunun “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması” koşuluna bağlanmış olması. Keza aynı maddenin 3’üncü fıkrasında da suçun gerçekleşmesi için “kamu barışını bozmaya elverişli olma hali” aranıyor.
Savunmanın dayandığı önemli bir tez daha var. Yargıtay içtihatları, kamu düzenine dönük tehlikenin oluşması için “kışkırtmanın şiddet içermesi ve bu çağrının etkin düzeyde gerçekleşmesi” unsurunu da arıyor.
Fazıl Say’ın bir başkasının gönderdiği tweet mesajını kendi hesabında takipçileri için dolaşıma sokması, TCK 216/3’te anlatıldığı gibi “kamu barışını bozma” tehlikesini taşımakta mıdır? Bu tweet’te açık ve yakın bir tehlikeden söz edilebilir mi?

SANIK OLACAK MI?

Haberin Devamı

Fazıl Say, bazıları kendisine ne kadar kızarsa kızsın üzerinde yaşadığımız gezegende ülkemizin yüzünü ağartan, Türkiye’nin bayrağını
en yükseklere çıkaran bir dünya sanatçımızdır.
Başlatılan soruşturmanın sonucuyla ilgili iki seçenek bulunuyor. Birincisi, soruşturma sonucunda savcı tarafından suçlu görülerek hazırlanacak bir iddianamede Say’ın sanık yapılmasıdır. İkincisi, hakkında takipsizlik kararı verilmesidir.
Fazıl Say’ın sanık olarak duruşma salonunda hâkim karşısına çıkıp çıkmayacağını yakında öğreneceğiz, bütün dünyayla birlikte...

Yazarın Tüm Yazıları