Aklımı kaybettiğim dükkân: PAPERİE

TEŞVİKİYE Camii’nin yanındaki yokuştan aşağı in, hani solunda

Haberin Devamı

The House Cafe var...
Biraz ilerle...
Şimdi sağ yap...
İlk sağ...
Yaptın mı?
Birazdan seni gerçekten baştan çıkaran, rengârenk minicik bir dükkân göreceksin.
“İçeri gir!” diye bağıracak sana...
İtaat edeceksin...
Ve içeri dalacaksın!
İşte orası Paperie.

Modern bir kırtasiye...
Eskilerin defter, silgi, cetvel, kalem satan kırtasiyesi değil...
Ben oraları da severim gerçi ama Paperie başka...
Paperie’de kâğıt ağırlıkta, her türlü kâğıt, çıkartma, tebrik kartları, envaiçeşit defter, “kendin yap” bölümü, “kişiye özel üretim”ler...
Ben tesadüfen geçtim önünden, hemen girdim içeri...
Özlemle... Hasretle...
Çünkü fabrikasyon doğum günü kartlarından sıkıldım.
Fabrikasyon olan her şeyden sıkıldım. Benim olsun özel olsun istiyorum.
Paperie’nin takma isimleri işte bu: Yaratıcılık, özgünlük, orijinallik.
Üstelik sadece kendi ürettiklerini sana dayatmıyorlar, seni de yaratmaya teşvik ediyorlar.
Aldıklarınla mesela “scrapbook” yapabiliyorsun, mesela kart yapabiliyorsun...
İşin inceliklerinin de workshop’larla öğretiyorlar.
Ağırlıklı müdavimleri, yurtdışından bu tür dükkânları bilenler ve kırtasiye delisi arkadaşlar...
Ki ben de onlardan biriyim...
Güzel, yeni, farklı bir defter için canımı verebilirim!

Paperie’nin sahibi Zeynep Ayverdi.
Babası Selçuk Sümer bir gazeteci.
Zeynep, Paperie’yi açtığı hafta, babasının kanser teşhisi konmuş ve üç ay içinde vefat etmiş.
Annesi Nilgün Sümer, Hacettepe Eczacılık’tan emekli profesör. Zeynep’in çocukluğunda en sevdiği şeylerden biri, babasının elini tutup, matbaaya gitmekmiş.
Işıklı masaların üzerinde, kırmızı bantlarla, kretuvarlarla, mizanpaj yapıldığı yıllar...
O yıllarda, kâğıtla aşkı başlıyor. Sadece kâğıt değil, her şeyle. Zeynep, insanların neredeyse çöp saydıkları şeyleri atmaz, bir çekmece de biriktirir, zamanı gelince onlardan ortaya bambaşka şeyler çıkarırmış. Topladıklarına çöp gözüyle bakanlar da, gördükleri karşısında şaşırır kalırlarmış.
TED Ankara Koleji ve Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü mezunu.
Yıllarca birçok ajansta ve kendi ajansında grafik tasarımcı, art direktör ve kreatif direktör olarak dirsek çürüttükten sonra, bir trafik kazasında 20 yaşındaki çok sevdiği kardeşini kaybediyor.
Ve haliyle, hayatı sorgulamaya başlıyor...
Ne isteyip, ne istemediğini soruyor kendine...
İşte o muhasebenin sonucunda, 2007’de Paperie’yi açıyor...
“Küçük olsun benim olsun” krallığının en güzel örneklerinden biri.
Her köşesine onun zevki, yaratıcığını sinmiş.
Bir de size çözüm üretiyor.
Alya’nın ablası Yaso’nun doğum günü vardı, 24 yaşına girecekti. Alya ona bir albüm hazırlayacaktı, Muji’den aldım ama tam da içime sinmedi...
Ben daha nostaljik bir şey istedim.
Baktım Paperie’de var.
Alya günlerce uğraştı, ben de yardım ettim, benim görevim albümü bulmak ve onun, “Şunları bastır” dediği fotoğrafları bastırmaktı, Alya abla-kardeş komik fotoğrafların yanlarına birer cümle yazdı...
Paperie’den aldığım malzemelerle de süsledi, kesti, biçti, kendince bir sanat eseri çıkardı ortaya...
Ve bingo, 24 yaşını geçtiğimiz hafta sonu kutlayan Yaso, albümü görüce ağladı. Ama bir hediye daha vardı, onu da Paperie hazırlamıştı.
Siz diyorsunuz ki, “Özel bir çerçeve hayal ediyorum, şu şu kişi için. Küçük küçük ipuçları veriyorsunuz: Sinema seviyor, kitap seviyor, seyahat seviyor, Hunger Games en sevdiği film, ayakkabıda Louboutin en sevdiği marka, köpeği Milk’e ölüp bitiyor, fotoğrafı şu, bunlar da annesinin, babasının ve kardeşi Alya’nın fotoğrafı...”
Ve Zeynep size özel bir çerçeve tasarlıyor. Hediyeyi vereceğiniz kişinin dünyasını, o çerçevenin içine yerleştiriyor./images/100/0x0/55ea6589f018fbb8f87d39b8
Yaso’ya yaptığı olağanüstüydü.
Diyeceğim, bir gün mutlaka Paperie’ye uğrayın...
Pişman olmayacaksınız!
Bu tür orijinal düşünebilen insanların ve mekânların artması dileğiyle...

Haberin Devamı

Hamiş

Haberin Devamı

Yok öyle yağma! Sizden de böyle yerlerin isimlerini bekliyorum...

ÇABA DERNEĞi YARINA

PAZAR günü Özlem Cankurtaran ve eşi Cüneyt Cankurtaran’ın öyküsünü okudunuz. Özlem Kurtaran aynı zamanda Çaba Derneği Başkanı. Bugün yer olmadığı için bu dernekten söz edemiyorum. Yarın bu köşede okuyacaksınız. Gerçekten de bu ülkedeki en manalı derneklerden biri. İnsanın aklını uçuracak şeyler yapıyorlar...

Yazarın Tüm Yazıları